SARE
"İyi ki varsın Sare."
"Teşekkür ederim. Sen de iyi ki varsın,"dedim şaşırarak. Sonra kendimden beklemeyeceğim şekilde devam ettim."Biliyor musun, bazen kendimi sana çok yakın hissediyorum. Oysa ki neredeyse yeni tanıştık."Bu gözlerime gülümseyerek bakarken. Arkasını dönüp tekrar bana baktı."Gitmem gerekiyor,"dedi. Tam kalkıyordu ki birden gelen dürtüyle kolunu tutup onu durdurdum. Bana dönüp sorar gibi baktı."Dikkat et,"diye fısıldadım. Bir süre yüzüme baktı. Sonra kafasını iki yana sallayıp yanımdan kalktı. Bana dönüp baktığında el salladım. O da gülümseyip el salladı.
💗
İstediğim olmuştu, Tanem sahaya çıkmamıştı. Ama çok sinirliydi. Maçı kaybetmişlerdi. Hem de kazanmak üzereyken. Çok sinirliydi. Gerçekten. Öyle ki yürüdüğü yerde taşlara tekme atıyordu. Bir şeyler söylüyordu ama anlaşılmıyordu.
"Tanem, biraz sakin mi olsan?"
"Benim yüzümden."Durup ona baktım inanamazmışçasına. O da durdu ama başı öne eğikti. Panikle dururmu toparlamaya çalıştım. Ben batırmışım gibi.
"Hayır, hayır. Senin yüzünden değil. Sen hayatımda gördüğüm en harika smaçörsün. Sadece, bu sefer işler ters gitti. Kendini suçlama."Yürümeye devam etti bir şey söylemeden. Bu durumda söyleyecek bir şeyim yoktu. Zaten bizim evin önündeydik. Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Salondan kahkaha sesleri geliyordu. Gerçekten iyi anlaşıyor olmalıydılar.
Önden salona geçtiğimde Tanem arkamdan geliyordu. Gülümseyerek Melih Hoca'ya ve annesi olduğunu tahmin ettiğim kadına bakıp"Hoşgeldiniz,"dedim. Sonra boş olan tekli koltuğa geçip oturdum. Tanem de baş selamı verdi ve babasının yanına geçip oturdu. Sağımdaki tekli koltukta da kendi halinde müzik dinleyip resim çizen Çağlar vardı. Konu konuyu açtı, sonunda Melih Hoca, beklenen şekilde, bugünkü konuyu açtı.
"Bizim kızlar bugün bir kavgaya karışmışlar."Alt dudağımı ısırıp bana dönen bakışları görmemeye çalıştım. Ardından Melih hoca devam etti."Sare, arkadaşını korumak istemiş ama kavgaya bulaşana kınama cezası vermek zorundayım."
Annemler çok ilgiliymiş gibi dinlerken Tanem de kendini suçluyordu. Bunu hissedebiliyordum. Ama Melih Hoca'ya da kızamazdım ki şimdi. Doğru olanı yapmıştı.O da bana atılan bakışları fark etmiş olmalı ki hemen toparladı."Ama, ben kızlarla konuştum. Artık kavgaya karışmak yok."Tanem ve ben aynı anda başımızı salladık.
💗
Annemle masayı kurmuştuk ve misafirler tek tek gelip oturmuştu. Tanem ile yan yana oturmuştuk. Kendisi daha önce de söylediği gibi solak olduğu için onun sol tarafa oturmasını söylemiştim. Böylece ellerimiz çarpışıp durmazdı.
Bu zekayı kimden aldığını sorguluyorum bazen.
Yemek boyunca benimle konuşmadı. Hissediyordum, kendisini suçluyordu. Üzülüyordum. Saçmaydı aslında bu kadar üzülmem. Ama onun üzülmesi benim suçumdu nihayetinde. Ama bizim haricimizde herkesin neşesi yerindeydi. Birkaç kez sırf herkes gülüyor diye ben de gülmüştüm. Yemek faslı Melih Hoca ve babamın komik anılarını anlatması ile geçmişti genellikle. Sonra herkes yemeğini bitirdiğinde kalkıp tekrar salona geçmiştik.
Kadınlar bir koltuğa, erkekler bir koltuğa geçince Tanem'e"Gel, odama gidelim,"dedim. O ise bir şey demeden kafasını salladı. Odama kadar önden yürüdüm, o da beni takip etti. Kapıyı açıp girmesi için kenara çekildim. Sonra da peşinden girip kapıyı kapattım. Ayakta durup etrafa bakındığını görünce dönen koltuğun birini çekip oturması için gösterirken diğerini de ben aldım. Karşı karşıya oturduk. Yine kayıtsız bir şekilde bakıyordu bana.
"Anlat bana,"dedim aniden. Anlam veremeyerek yüzüme bakıp"Neyi?"diye sordu."Bak,"diyip elini tuttum. Bakışlarımı kaldırıp yeşimleri ile göz göze geldim. Devam etmemi bekler gibi konuşmayınca devam ettim.
"Seni üzen veya rahatsız eden bir şeyler var. Bana anlat, söz kimseye tek kelime etmem. Ama anlatmak istemezsen sen bilirsin, zorunda hissetme. Şunu bil, ben her zaman dinlerim seni."Ne düşündüğünü bilmek isterdim. Ama gözleri hiçbir duygu barındırmıyordu sanki. Onunla anlaşmak zordu, biliyordum. Şayet onu mutlu edecektim, benim için değerliydi.
Birkaç kez anlatma girişimi oldu, ama bir şey söyleyemedi. Hatırlatma amaçlı"Zorunda değilsin,"dedim. Gözlerini sıkıp kafasını iki yana salladı."Anlatmak istiyorum."
Oldum olası severdim insanların dertlerini dinlemeyi. Onlar da hep iyi bir dinleyici olduğumu söylerlerdi. Bence insanları dinlemek farklı bir bakış açısı sunuyor. Empati kurma, bir şeylerin farkına varma gibileri yaşanıyordu bende genelde. İnsanların yerine üzülebilmek, onlar için mutlu olabilmek; paha biçilemez bir duyguydu.
O anlattı, ben sadece dinledim. Yılların pişmanlığı, bıkkınlığı ve acımasızlığı vardı onda. Şaşırdım yaşadıklarına. Yeri geldi, üzüldüm. En son düne kadar içinde bulunduğu depresyonu anlattı. Gerçekten yeşimlerinin arkasında böyle şeyler olduğunu bilemezdim. Bir şey söylemeye fırsatım olamadan odamın kapısı açıldı.
"Abla?"Çağlar'ın sesini duyar duymaz ona doğru baktım."Ablacı'm?"dedim ben de onunkine benzer bir tını ile. Hızlı adımlarla yanıma geldi."Bak ne çizdim."
Heyecanla elindeki resim defterini gösterdi. Baktığımda ise şoke oldum neredeyse. Tanem'i çizmişti. Çoğu kez portre çizdiğini görmüştüm ama genelde dikkatini çeken insanları çizerdi.
Elimi kıvırcık saçlarına atıp saçlarını karıştırdım. Sonra kulağına eğilip"Tanem'e de gösterelim mi?"diye fısıldadım. Hızla kafasını sallayıp resim defterini ona çevirdi. Sonra yakından bakması için yanına yaklaştı. Tanem ise şaşırarak"Bunu sen mi çizdin?"diye sordu. Çağlar hevesle kafasını salladı. Tanem gülümseyip defteri geri eline verdi.
"Çok güzel olmuş, eline sağlık,"dedi gülümsemeye çalışarak. Çağlar'ın bakışları bir süre ikimizin arasında gidip geldi. Sonunda"Senin arkadaşın mı?"diye sordu bakışları bende durduğunda. Gülümseyip"Evet ablacı'm. Biz arkadaşız,"dedim. Sonra Çağlar, Tanem'e döndü.
"Abla, saçların çok güzel. Bir kere dokunayım mı?"Ben onun bu cümlesine şaşırırken Tanem'in de benden geri kalır bir yanı yoktu. Yine de omuz silkip"Dokun,"dedi.
Çağlar biraz korkarak elini Tanem'in saçlarına uzattı. Sonra yavaşça saçlarına dokundu. Elini, yukarıdan aşağıya doğru götürüp hemen çekti. Sonra da benim yanıma dönüp bacağımdan dürtmeye başladı.
"Abla, ben bu ablayı çok sevdim. Çok güzelmiş bu abla."Elimi sırtına koyup güldüm.
"Evet, ben de seviyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/370020964-288-k492987.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hetero musun? | Texting
Ficção Adolescente*Yer yer argo kelimeler, yetişkin içerikli sahneler vardır. G×g kurgusudur rahatsız olanların okumaması rica edilir.* Sare: Sen beni anlamıyorsun herhâlde Sare: Heteroseksüelim, heteroyum! Sare: İstesemde sana aşık olamam Tanem: Anlıyorum da Tanem:...