Bölüm 20: Rutin

1K 53 19
                                    

Asi gözlerini açtığında Alaz'ın tarafında yattığını fark etti ve hızla elini komidinin üzerinde duran telefonuna attı – saat daha 7.10'du ve mutfaktan geldiğine inandığı sesleri, daha doğrusu bağrışları duymuştu. Yatakta yavaşça esnedikten sonra gözü, güneşi hizalayıp yatakta yayılmış olan Bitli'ye kaymıştı. Gülerek göğsünü sevdikten sonra, yataktan kalktı. İlk önce banyoya yol alıp hızla sabah rutinini tamamladı, sonra artık bağrışmadan emin olduğu sesleri takip ederek soluğu mutfakta aldı.

Rutinlerden bahsetmişken, Asi ve Alaz'ın birlikte Rüya ve Yaman'da kalıyor olması yeni rutinleriydi. Artık evlerine uğramadan zamanlarının çoğunu burada geçiriyorlardı. Annesiyle arasının kötü olmasının üstüne Ankara bürosundaki işlerinden dolayı ev ne kadar boşalmış olursa olsun Soysalanların evinin yanında birlikte tek kalıyor olmaları tahmin ettikleri gibi rahat olmamıştı. Saat başı ya Feriş, ya Osman Abi ya da evin herhangi bir çalışanı gelip bir şeye ihtiyacı olup olmadıklarını soruyordu. Akşam yemeklerinde Soysalanlar'da olmalarını da Neslihan Teyze rica etmişti, herhangi bir Soysalan kafasına estiğinde soluğu Asi'lerde alıveriyor, saatlerce ikisiyle oturuyordu. Alaz bir seferinde dalga geçip ailesiyle Asi'lerde daha fazla vakit geçirdiğini bile söylemişti ama Alaz ve söylenmeleri olağan bir durum olduğu için kimse tarafından umursanmamış, eve uğramaları gittikçe artmıştı. En son Serhan Amca'nın bir kahvenizi içerim deyip beş saat kalkmaması sonrası Alaz çıldırmış ve bir alternatif olarak birlikte ayrı bir eve çıkabileceklerini söylemişti.

Asi de Alaz'ın durumu abartmasından ayrı bir keyif alarak şimdilik daha küçük planların daha sağlıklı olduğunu vurgulamış, ve ikili soluğu Rüya ve Yaman'ın evinde almıştı. O akşamı takip eden birkaç sefer daha Alaz birlikte bir eve çıkabileceklerini ima etse de, Asi konuya Alaz gibi yaklaşmıyordu - hazır değildi, biliyordu. O yüzden de şimdilik alternatifleri olan Rüya ve Yaman evi, kolayına geliyordu. Uzun zamandır burada günlerini geçiriyordu ikili. Günün sonunda sevişmek için ev müsaitliğini kovalamaları gerekse de (ki Alaz'ın en rahatsız olduğu konu buydu) ikisi de Rüya ve Yaman'da kalmaktan ayrı bir zevk alıyor gibiydi. Alaz kabul etmek istemese de Asi'den ve Bitli'den zaman zaman göremediği ilgiyi, Yaman ile uğraşarak çıkarıyordu. Asi artık mutfağa doğru yaklaştıkça içeriden yumurta ve kahve kokusu gelmeye başlamıştı, bugünün kahvaltı menüsünü merak ediyordu.

Asi, Alaz'ı gömlek giymemiş bir şekilde ocakta ayakta buldu, keten krem rengi pantolonu kalçalarının üzerine sarkmış dururken, Asi'nin çok sevdiği yeşil gömleği sandalyelerin birine asılı bir şekilde duruyordu. Bu da yeni rutinlerinden biriydi - Alaz, staja gitmeden önce her sabah Asi'ye kahvaltı hazırlamaya ant içmişti. Alaz, her sabah Yaman ile ocak önünde kavga edecek bir konu bulmayı başarıyor, Asi, ablası Rüya ile birlikte kavgalarını uzaktan izlemekle yetiniyordu. Asi, Alaz itiraf etmese de sabah sporu olarak Yaman ile uğraştığını, ve hayat enerjisini çevresindeki insanların enerjisini emerek çıkardığını düşünüyordu – son bir aydır birlikte geliştirdikleri bu rutin de bunu kanıtlar nitelikteydi. Bu sabah ise görünen o ki, Yaman ile pankekler üzerine sıkı bir tartışmaya girmişlerdi, Asi'nin tek ilgilendiği şey ise pankeklerin kazasız bir şekilde masaya ulaşmasıydı – belki de kötü bir kız arkadaşım diye düşündü o zaman Asi – yemek ve Alaz yan yanayken önceliğim açık bir şekilde yemek oluyordu.

Abi kardeş son sürat pankeklerin kıvamı hakkında tartışırken Asi'nin kafasından, Alaz'ın sırt kaslarını daha önce nasıl fark etmediği ve onların üzerine çikolata döküp nasıl yalayabileceğine dair anlık fanteziler geçmeye başlamış, temizlenen boğaz sesi ile birlikte Asi dışarıdan nasıl gözüktüğünü fark edivermişti; ağzından sular akar bir şekilde ruh eşine bakıyordu.

"Günaydın," diye kahve fincanının arkasından derinlemesine seslendi Rüya. Gözleri köşelerinde kırışmış gibi, özel bir şaka tadını çıkarıyormuş gibi duruyordu ama Asi en azından ablasının bunu sessizce yapmasından dolayı minnet duymustu. "Kahvaltıyı biz hazırlayacaktık, dün gece çok yorulmuşsunuzdur diye düşündük ama Alaz benden spatulayı çaldı. Yaman'ı ikna edemedi ama."

"Çünkü abisi, kız arkadaşıma kahvaltı hazırlamamı kıskandı diyelim," dedi Alaz gülerek.

"Neyini kıskanacağım oğlum senin? Kırk yılın başı kahvaltı hazırlıyorsun, ben sadece midemizden yenilebilecek bir şey geçsin diye buradayım. Sana güven olmaz," diye yanıtladı Yaman.

"Kırk yılın başı mı? Günlerdir kim kahvaltıyı hazırlıyor? Geçen Anneler Günü'nde menemeni kim yaptı?"

"Ona bakarsan Babalar Günü'nde de ben yaptım."

"O bir kere..."

"Asıl konumuz şu an bu değil, değil mi beyler?" diye araya girmeye karar verdi Asi, Alaz'ı bölen bir tonda. Yoksa ikisini de bıraksalar akşama kadar sidik yarışına gireceklerini adı gibi biliyordu. Daha dün bir saat boyunca menemen soğanlı mı soğansız mı olur tartışması yaşamışlar, geç kalacakları için kahvaltı yapamadan evden çıkmaları gerekmişti.

"Tamam, tamam," dedi Yaman teslim olarak. "Ama akşam yemekler benden. Alaz'a bırakırsak zehirlenme ihtimalimiz çok yüksek."

Rüya, Asi'ye göz kırparak "Bence biz yapalım ne dersin, Asi?" diye sordu.

Asi gülümseyerek, "Bence de – yoksa alternatifi geçen seferki gibi aç kalmamız" dedi yarı yanmış pankekleri göstererek. Alaz ise üfleyerek suçu abisinin üzerine atmayı tercih etti; Yaman başında konuşmaya başladığı için dikkatinin dağıldığını, diğer pankeklerin mükemmel olduğunu iddia ediyor ve iddiasını kanıtlamak için pankek yığını altında düzgün olduğunu düşündüklerini Asli'nin tabağına koyuyordu.

Kavga etmeyi yarıda kesip kahvaltı masasının etrafında toplanmayı başarabildiklerinde, bir yandan Yaman, Alaz'ın yeni gelişen bıçak yetenekleri üzerinde duruyor, bir yandan da sürekli bugün kendisini bekleyen işlerden ve dolayıyla da beraber çalıştığı iş arkadaşlarından bahsediyordu.

Yaman, adı sıklıkla geçen kadın isimlerinden dolayı Rüya'nın titreyen kaşlarından bir haber aynı şevkle stajından bahsederken, Asi, ablasının içerisinde büyüyen kıskançlık dalgasını görebiliyordu. Alaz ise Yaman'ın aksine stajda neler yaptığından bahsetmiyor, konu açıldığında ise "saçma iş işte" diyip konuyu geçiştiriyordu.

Buna ek olarak Alaz'ın son üç gecedir anlamsız bir şekilde eve geç ve yorgun gelmesi sorunsalı da vardı. Asi, Alaz'ın bu işi bu kadar ciddiye aldığını sanmıyordu, ama mesaiye kalıp geç çıkacak kadar işi sahiplenmesi ve Asi ile detaylarını paylaşmaması Asi'nin içerisindeki güvensizlik dalgasını artırıyordu. Bir tarafı Alaz'ın söylenerek işi benimsemesi ve sahiplenmesinden dolayı gurur duyuyordu, kabul – ama bildiği ve tanıdığı Alaz'ın 1) mesaiye kalmaktan dolayı söylenmemesi; 2) iş arkadaşlarının aptallığından ve yetersizliğinden bahsetmemesi ve 3) minik başarılarını bire beş katarak anlatmaması Asi'ye garip geliyordu.

Bazı Ruh Eşi SorunsallarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin