Bölüm 24: Krep

957 55 5
                                    


Not: Bu bölüm bir geçiş bölümü, yumuş yumuş bol sevgi içerikli.

—-

"Hâlâ moralinin neden bozuk olduğunu söylemedin?" demişti Asi, yatakta Alaz'a sarılarak. Arıkan-Wyatts klanının tamamı brunch'a gitmiş, ikili yorgun oldukları gerekçesiyle gitmek istememişti. Herkes evden çıkar çıkmaz da Alaz soluğu Asi'nin yanında almıştı arsızca. Son bir saattir mayışmış bir şekilde evde sonunda tek kalabilmenin keyfini sessizce çıkarıyordu ikili. Asi kafasını takmamaya çalışıyordu fakat bağdan hissettiği titreşimi anlamlandıramıyordu, Alaz'ın canının sıkık olduğunu düşünüyordu fakat anlamlandıramadığı için konu üzerinde çok duramıyordu.

"Bunu nereden çıkardın?" diye sordu Alaz tembel bir şekilde uzanmış, Asi'nin saçlarını yavaş yavaş okşarken.

"Yemeğe gittiğimiz geceden beri bir haller var sende, inkâr etme, bağdan hissedebiliyorum. Ama bu hissettiğim şeyin ne olduğunu tam olarak adlandıramıyorum." demişti Asi, kafasını göğsünden kaldırıp Alaz'ın gözlerinin içine bakarak. "Ne zaman söyleyeceksin neler olduğunu? Yine deden mi? Yoksa Yaman mı? Burada kaldığın için mi kızgınlar? Gitmen mi gerekiyor?" diye de devam etmişti. Merak ediyordu Alaz'ın içini yiyen şeyin ne olduğunu, aynı zamanda son bir senedir hissettiği bu titreşimi de anlamlandırmaya çalışıyordu çılgınca. Her titreşimi çözdüğünü sanırken, bu titreşi yeni idi, o geceden beri Alaz kiminle telefonda tartıştıysa sonrasında olmuştu, biliyordu.

"Her şey yolunda sevgilim, neyim olacak? Aşık olduğum kadın kollarımda, aynı zamanda kendisi benim ruh eşim oluyor – belki tanıyor olabilirsin kendisini?" diye olayı yine bilindik bir şekilde goygoya vurmuştu Alaz. Artık Alaz'ın kullanım kılavuzunu çözdüğünü düşündüğü için de bu Alaz dilinde iki anlama gelebilirdi; ya gerçekten canını sıkan bir şey vardı ve Asi'ye bunu anlatmak istemiyordu, o yüzden de konuyu değiştirip goygoya vurmaya çalışmıştı ya da gerçekten bir şey yoktu sadece Alaz'lık yaparak direkt cevaplandırmak yerine gizem yaratmak için boş yapıyordu. Alaz'la ilgili bildiği yegâne şey günün sonunda Asi'nin kalbini kıracak bir şeyi bile isteye yapmayacağıydı, bunu netleştirmişlerdi. O yüzden de üstelememeye karar verdi Asi, anın tadını çıkarmak istiyordu.

"Bilmem, anlat bakalım çıkarabilecek miyim?" demişti Asi gülerken sonra da göğsüne geri uzanmıştı.

"Hayran olunası bir güzelliği var, oynamaktan geri duramadığım kıvırcık saçları, bağımlısı olunabilecek bir kokusu ve tadı var" diye mırıldanıyordu Alaz kulağına.


"Eee mükemmelmiş git işte ne duruyorsun burada Alaz Oğlan?" demişti Asi oyununa devam ederek.

"Tersi ters çünkü, kaç kere beni dövdü sayısını unuttum" dedi Alaz gururla.

"Haketmişsindir" dedi Asi kafasını yavaş yavaş o çok sevdiği boyun çukuruna doğru hareket ettirirken.


"Doğru, başka neyi de hak ettim biliyor musun?" diye muzur bir şekilde sormuştu Alaz ellerini göğüslerinin üzerinde gezdirmeye başlamışken. Alaz'ın azdığı ve ne düşündüğünü anlamak için ellerini takip etmesine ve sesindeki hırıltıyı duymasına ihtiyacı yoktu Asi'nin – bağdaki titreşim sızlıyordu, alev almak üzereydiler - farkındaydı.

"Hak ettim diyorsan, kesin hak etmemiştir Alaz oğlan" diye göğüs ucunda dolaşan ellerini ittirmişti Asi gülerken. Alaz'da dakikasında ellerini geri yerleştirerek "yok yok hakettim – metrekareye düşen kişi sayısını biliyor musun bu evde? Seninle yalnız kalmak için neler yaptığımı?" demiş ve boynuna öpücükler kondurmaya başlamıştı.


"O yüzden mi mezura ile dolaşıyordun evde?" diye sormuştu Asi gülerken – cevabını biliyordu, babası kitaplığı yeniden yaptırmak için Alaz'dan ölçü almasını istemişti. Ama sabahın köründe söylenerek elinde mezura ile dolaşan bir Alaz'ı görmek komik olmuştu.

Bazı Ruh Eşi SorunsallarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin