Hastanedeki yakalamalarının üzerinden tam beş hafta geçmişti; Çağla ile yaptıkları bol zırlamalı "sen şimdi benim ikizimle mi eşleştin" konuşması, Serhan Amca'nın imalı ama gururlu bakışları, Neslihan Teyze'nin ek yemek davetleri, Ece'nin arkadaşlarının bu durumu ekstra romantik buldukları için verdiği gitar grup derslerinde Alaz her odaya daldığında kıkırdamaları haricinde, her şey yoluna girmiş ya da en azından girecek gibi duruyordu. Çevresindeki herkes bu durumu kabullenmiş gibi duruyordu - hatta öyle ki, geçen hafta cesur ve yaman bir adım ileri giderek, Galatasaray maçı sırasında "triple date" önerisinde dahi bulunmuşlardı. Ablasının zorlaması ile babasını durumdan haberdar etmek için aramış, babasının keyifli kahkahalarına şahit olmuş ve Özge Abla ile kendisinin, Asi için ne kadar mutlu olduğunu tam 30 dakika boyunca dinlemek zorunda kalmıştı.Son beş hafta gerek fiziksel gerekse de zihinsel olarak Asi için yoğun ve yorucu geçmiş; bir yandan konservatuardaki derslerine odaklanmaya çalışmış, bir yandan da yeni gerçekliğine adapte olabildiği kadar olmaya çalışmıştı.
Zoraki "dokunma seansları" dışında Alaz'la muhatap olmayarak da ruh eşi sorunsalını bir yere kadar çözdüğüne inanmıştı Asi, fakat olayın öznesi, her yerden çıkarak bunu imkansız bir hale getirmeyi de ihmal etmiyordu. Daha önce de kanaat getirdiği gibi Alaz bir karışık soruydu ve çözümlemekle uğraşmak istemiyordu. Bazen hormonları suçlamak en kolayıydı, ve şimdilik Asi bu kolay yolu seçiyordu. Alaz ve annesi, kaçtığı kişiler listesine üst sıradan giriş yapıyorlardı. Uzun bir süre listesinde de değişiklik yapmaya niyeti yoktu.
Geçen beş haftanın ilk haftasında, koklar gibi bulmuştu Asi'yi Alaz. Öyle ki, her iki saatte bir ve dokunmadıkları müddetçe gitmeyi reddedip Asi'yi zor durumda bırakmaktan ekstra bir keyif almıştı. Bir seferinde bulma işini o kadar abarttığı için Yaman herkesin içinde "hatırlatta seni ava götürelim, koklaya koklaya insan bulabiliyormuşsun kardeşim" demiş, tepki vermeden sadece elini arsızca Asi'ye uzatmıştı. Elini tutmayı reddettiği için de bütün geceyi herkese zindan etmişti. Olabilecek en arsız adamın ruh eşi oluvermişti. Aynı gece yapılan uzun ve yorucu bir tartışma sonrasında find my friends'den lokasyonunu görmesine izin vererek günde 3 sefer olacak şekilde bir dokunma seansı üzerinde mutabık kalmışlardı. Artık en azından uygunsuz zamanlarda olur olmadık yerlerde değil, beklenen ve anlaşılan zamanlarda kendisini görmek durumunda kalacağı için önceden psikolojik olarak hazırlanabilirim diye düşünüyordu Asi ama Alaz işini hiç kolaylaştırmıyordu. Okulda, evde, part time sahne aldığı Kadıköy'deki mekanda, Alaz zehirlenmesi yaşıyor gibiydi. İlişkileri zorunlu dokunmalar var bu dokunmalarda geçen zoraki dialoglar dışında yok gibiydi. Çünkü Asi böyle olmasını istiyordu - enteresan bir şekilde Alaz da bu konuda kendini zorlamıyordu.
Bu sabah kalktığında anlamsız bir enerji dalgasını içerisinde hissetti ve düşünceler denizinde boğulmak ve cevabını yanıtlandırmaktan kaçındığı sorularla yüzleşmek yerine Cesur ile üye olduğu boks salonuna kendini atmaya karar vermişti. Öyle de oldu; kum torbasından sinirini çıkarmaya çalışırken uzun bir süre kendi haline bıraktı Cesur onu. Kaç saattir orada olduğunu bilmiyordu, zamanın da çok önemi yoktu esasında. Yeni hayatına adapte olmaya çalışıyordu; Alaz'ı ruh eşi bağlantısından hissedebiliyordu ve küçük migren ağrısına benzetiyordu varlığını, hep oradaydı gitmiyordu. Kullanabilmeyi keşfetmişti her nasılsa şimdi de kızı rahatsız etmek için hep çekiştirip duruyordu. Konuşacakları şeylerden biri de buydu; eline bir ip almış gibi çekiştirip duruyordu bağlantıyı ve biraz daha kendini zorlarsa Asi'nin katil olması çok olasıydı.
Cesur "yine sinirlendirmiş galiba birileri seni" dediğinde kendine gelebilmişti Asi. Çağla ve Cesur bir Mayıs sabahında tanışmışlardı Cesur'un part time çalıştığı veterinerde ve tanışmaları sıradan sayılabilecek nitelikteydi. Çağla, sabah evin bahçesinde yaralı bir martı görüp Asi'dem Bitli'yi gördüğü veterinerin bilgilerini vermesini istemişti. Şans eseri Cesur, o sabah çalıştığı veterinerde kalan kedilere mama vermek için Ahmet Abi'nin yanına uğramış, kapının önünde arabasından martıyı inmesi için ikna etmeye çalışan Çağla'ya rastlamıştı. Önünde martıyı arabadan inmesi için ikna etmeye çalışan kızı görünce durumun absürtlüğü karşısında bir afallamış sonrasında da Ahmet Abi'ye geldiğini anladığı için yanına yaklaşıp yardım etmek istemişti Cesur. Çağla'nın aniden dönmesi ile çarpışmış ve çarpışmanın etkisiyle ikisinin de omzunda minik kırmızı bir gül dövmesi oluşmuştu. İkili yaşadığı olayın şokuyla anlamsız bir şekilde gülme krizine girmiş ve Martı'yı bir şekilde arabadan inmeye ikna edebilmişlerdi. Öncelik martıda olduğu için tanışma faslı ve eşleşme şoku sonraya kalmış ancak Ahmet Abi martı ile ilgilenirken kendilerini tanıtma fırsatı yakalayabilmişlerdi. Konuşmanın henüz başındayken Çağla, Cesur'un, Asi'nin Cesur'u olduğunu anlamış ve bazı şeylerin gerçekten kısmet olduğunu düşündüğü için yeni bir gülme krizine girivermiş ve Cesur'a onu deli sanmaması için durumu açıklamaya başlamıştı. İki saat, üç kahve ve iyileşmiş bir martı sonrasında yüzlerine aptal bir gülümse ile Asi'yi facetime ile arayarak eşleştiklerini söylemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Ruh Eşi Sorunsalları
Fanficinsanların ruh eşlerini buldukları alternatif bir evrende (ya da bazıları için bulunmayan durumlarda), birbirine geçen ailesel durumlar arasında eşleşen Asi ve Alaz'ın, birbirlerini ve bağlarını keşfetme hikayesi.