Not: köprüden önceki son çıkıştayız artık, haftaya son bölümde görüşmek üzere🤍
—
Alaz sana lavanta rengi dedim - bu lavanta rengi mi?" dedi Asi hayıflanarak boya kutularını açarken. Aralık ayıydı, ve Arnavutköy'de yeni satın aldıkları müstakil eve taşınıyorlardı. Daha doğrusu, Soysalanların onlar için aldığı eve taşınıyorlardı. Asi ve Rüya geçen ay, anneleri ile yaşadıkları evin satılmasına karar vermişti. Evin satış işlemlerinden payına düşen kısmı aldıktan sonra, ödeme yapmayı teklif etmiş olsa da, Neslihan ve Serhan Soysalan bu teklifi kabul etmemiş, bu evin Alaz ve Asi'ye kendilerinden bir hediye olduğunu söylemişti. Kağıt ve noter işlemleri tamamlandıktan sonra, Asi, bu büyük hediye karşısında kendisini mahçup hissettiği için, alınan bu evi kendisine ait hissedebilmek adına Alaz'a, evin satışından gelen para ile eve eşya almalarını teklif etmiş, aksi taktirde tek başına evde oturabileceğini söylemişti. Asi'nin teklifinde veya tehditinde ciddi olduğunu fark eden Alaz ise, mecburen bu teklifi kabul etmek zorunda kalmıştı.
Şimdi ise Alaz'ın aldığı boya kutularına somurtarak bakıyordu Asi. Spesifik olarak lavanta rengi istemişti Alaz'dan, ama o gidip uçuk mavi tonlarında bir garip bir mavi alıp gelivermişti.
"Bu renk daha hoşuma gitti" dedi arsızca Alaz uzaktan. Nerede olduğunu bilmiyordu Asi, boya kutularını bıraktıktan sonra içeri gidip kaybolmuştu Alaz. İlk gördüğünde bu minik odayı nedense lavanta rengine boyamak istemiş, ve müzik odasına çevirebileceklerini ummuştu."Mavi mi? Ne zamandan beri mavi sever oldun?" diye sordu Asi kulaklarına inanmayarak. Yerden kalkarak duvara bakmaya başlamış ve mavi rengi duvarda hayal etmeye çalışmıştı. Bir lavanta değildi kesinlikle ama ne kadar oluru olduğunu kestirmeye çalışıyordu kadın.
"Tenine en çok yakıştığını düşündüğüm renk mavi de ondan demişti" Alaz bir kaç saniye sonra kulağının arkasından sessizce ve Asi korkup arkasını döndüğünde Alaz elindeki fırçayı Asi'nin suratına sürüvermişti.
Asi minik şokun ardından kendine gelerek fırçasını boyaya daldırdığı gibi Alaz'ın suratını fırçalamaya başlamıştı. Şimdi ikisi de maviler içerisinde nefeslenirken, minik bir boya savaşının hemen ardından, Asi kendisini duvarla Alaz arasında buluvermişti. Alaz arsızca Asi'nin boynundaki benleri takip ederek öpüyor bir yandan da gömleğinin düğmelerini açmaya çalışıyordu.
"Alaaaz - bugün burayı boyamamız gerek" dedi Asi mırıldanarak.
"Daha efektif kullanabiliriz bence vaktimizi" demişti Alaz gömleğini yere atıp ilgisini kızın göğüslerine doğru verirken. Şimdi crop topunun üzerinden Asi'nin göğüslerini dişlemekle meşguldü. Asi ise boyalı ellerini Alaz'ın saçlarına geçirerek hafif inlemiş, kalçasını Alaz'ın pantolonun önündeki şişliğe doğru yaslamıştı.
"Ne gibi mesela?" demişti Asi kulak memesini dişlerinin arasına alıp sertçe emerek.
"Evimizdeki ilk sevişmemizi gerçekleştirmek gibi" demişti Alaz, sertleşmiş erkekliğini Asi'ye doğru bastırırken. Asi de hafif inleyerek sağ ayağını kaldırmış Alaz'ın kalçasının üzerine doğru konumlandırmıştı.
"Onu bakarken hallettik diye biliyordum" dedi Asi gülerek. İki hafta önce Soysalan'ların emlakçısı ile evi gezerken, Asi mutfak penceresinden bahçeyi görünce aşık olmuş ve burada yaşayabileceklerini hayal ettiğini söylemişti Alaz'a. Hızlı bir şekilde bahçede yetiştirebileceği meyvelerden, sebzelerden bahsettikten sonra Alaz, emlakçıdan ricada bulunarak yalnız bir daha gezmek istediklerini belirtmişti. Emlakçı da onları dışarıda beklediğini belirterek dışarı çıktığında Alaz, Asi'nin üzerine tabiri caizse atlamış, mutfak tezgahına kızı yaslayarak sert bir şekilde becermişti. Saçları ve üstleri dağılmış bir şekilde dışarı çıktıklarında Asi utançtan kızarmışken, Alaz tüm arsızlığı ile emlakçıya evi satın alacaklarını belirterek Asi'nin elini tutmuş, arabasına doğru yürümüştü.
"Teknik olarak evin sahibi değildik o sırada - ilgilenenlerden biriydik. O yüzden o sayılmaz" demişti Alaz dudaklarına doğru mırıldanarak, bir taraftan da Asi'nin sol ayağını da kaldırarak beline bağlamış, kalçalarından destekleyerek tutmaya başlamıştı.
"Haklı olabilirsin galiba ilk defa Alaz Soysalan"demişti Asi gülerek Alaz onu muşambaların olduğu yere doğru yatırırken.
"O zaman bu haklılığımı boşa harcamadan, hemen bu sorunu giderelim Asi kız, ne dersin? Bir inanca göre ruh eşleri birlikte satın aldıkları ilk evde hemen sevişmezlerse, mutsuzluk yakalarını bırakmıyormuş hem" dedi Alaz, Asi'nin crop topunu çıkarıp yana fırlatıp boğazına minik ısırıklar bırakırken.
"Ne zamandan beri batıl inançlı biri olduk peki biz" demişti Asi, Alaz'ı saçlarından çekip boynundan uzaklaştırırken. Sonra da Alaz'ın kazağını üzerinden çıkarmıştı Alaz Asi'nin pantolonundan kurtulmaya çalışırken.
"Seninle eşleştiğimden beri" demişti Alaz, Asi'nin iç çamaşırını yana çekip bir parmağını içine aniden sokarken. Parmağı içindeki harekete devam ederken Alaz boynuna öpücükler kondurmaya devam ediyor, Asi'de bir yandan Alaz'ın pantolonunu çıkarmaya çalışıyordu.
"Peki benim bundan neden haberim yok?" demişti inleyerek Asi, Alaz artık iki parmağıyla kızı parmaklarken. Islandığı için parmaklarının her hareketinde, kadınlığından çıkan sesler odayı dolduruyordu.
"Vakti gelince söyleyecektim" demişti Alaz üçüncü parmağı zorlarken, Asi artık üçüncü parmağın girmesiyle sona yaklaştığının farkındaydı. Kasıklarının kasılması giderek artıyor, içindeki sıcaklık taşacak bir noktaya geliyordu. "Benim için gel Asi'm" dediğinde boşalmış, yüksek sesle attığı çığlık boş odada yankılanmıştı.
Alaz parmaklarını çıkarıp Asi'nin gözünün içine bakarak yaladıktan sonra Asi, Alaz'ı ters çevirmiş, pantolonunu ve boxerını dizlerine kadar hızlı bir şekilde indirdikten sonra üzerine çıkarak oturmuştu. Alaz'ın penisini içine alırken oluşan yanmadan zevk alarak hızını kendi ayarlamış, Alaz'ın da belindeki ellerinin yardımıyla tempoyu ilk birkaç dakika Asi belirlemişti. Alaz, Asi'nin istediği gibi zıplayıp tempoyu belirlemesine bir noktada dayanamadan ters çevirmiş, bacaklarını beline dolayarak yeniden kadınlığını sert bir şekilde doldurmuştu. Kendilerinden geçmiş bir şekilde sevişirken Asi, Alaz'ın götünü kavrayarak kendisine daha da bastırmıştı. İkili inlemelerinden kimseyi duyamayacak bir noktaya geldiğinde çılgınca sevişmekle meşgul oldukları için kapının açıldığını fark etmemişlerdi.
Bu sefer Alaz'ın götünü görme sırası aylar sonra Cesur'a geçmişti.
—-
"Tamam artık somurtma Cesur" demişti Çağla gerginliği giderebilmek için. Asi ile anlaştıkları gibi saat 1'de gelmişlerdi, ama ikizi ve en iyi arkadaşının libidosunu hesaba katamamışlardı. Allahtan Ece onların peşine takılıp gelmemişti, Çağla ve Cesur neyse, Ece'ye yakalanmaları Ece açısından travmatik sonuçlara sebep olabilirdi. Kaldı ki, sevişirken onları basmak Cesur'a iyi gelmemişti, kireç gibi suratı ile somurtmuş bir şekilde mutfağın bir köşesinde oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Ruh Eşi Sorunsalları
Fiksi Penggemarinsanların ruh eşlerini buldukları alternatif bir evrende (ya da bazıları için bulunmayan durumlarda), birbirine geçen ailesel durumlar arasında eşleşen Asi ve Alaz'ın, birbirlerini ve bağlarını keşfetme hikayesi.