Bölüm 22: Ada

931 52 8
                                    

Not: Bu bölüm, doğum gününde kendisine "o" mesajın gelmesini bekleyip günün tadını bir şekilde çıkaramayanlara. Mesaj gelmiyor olabilir, ama günün sonunda bizim değerimizi belirleyen hiçbir zaman onların bize verdiği veya vermediği değerler olmadı.
--

"Alaz aradı," diye Asi'nin yanındaki havuz yataklarına uzandı Deniz ve elindeki ikinci birayı Asi'ye uzattı. New York'un ağustos sıcaklarına bir çözüm olarak evin ikinci katındaki terasına Amazon'dan aldıkları havuz yataklarını koyarak serinlemeyi ummuşlardı.

"Sabaha kadar arayabilir, açmayacağım," dedi Asi birasından bir yudum alırken. 21 yaş sınırından ötürü Deniz'in ayarladığı sahte kimliklerle içki alabilmişlerdi türlü badireler atlatarak.

"Buraya geldiğinden beri tüm iletişimi benim, Metin Abi'nin veya Umut üzerinden sağladığımızın farkında mısın?" demişti Deniz gözüne gözlüğünü takarken bir eliyle de terasın diğer köşesinde güneşlenen Rüya ve Umut'u göstermişti. Haklıydı, Alaz'a kızgın olduğu için telefonlarına çıkmıyor, mesajlarına cevap vermiyordu. Rüya geldiklerinden sonra üç gün daha Alaz'dan haber taşımıştı, ama kardeşinin ricası sonrası Yaman ile arası bozulsa bile Alaz'dan haber taşımayı reddetmişti. Duyduğuna göre, Alaz, dünyayı Yaman'a dar etmişti, etmeye de devam ediyordu. Rüya'dan ulaşamayınca da Alaz rotayı Umut, Deniz ve babasına çevirmişti. Şimdi onlar aracılığıyla mesajlarda söylediklerini – veya ek olarak söylemek istediklerini Asi'ye iletiyordu. Zira her saat başı bıkmadan usanmadan Asi'ye mesaj atıyor, monologlarına ara vermeden devam ediyordu.

"Bu kimin hatası acaba? Ayrıca bu durum Umut'un işine geliyor, Ece'den dolayı Alaz'a yalakalık yapıyor." demişti Asi, az ötesinde olan ve duyabileceğini bildiği Umut'u umursamadan. Umut'a da kızgındı, Ece uğruna #teamalaz olmuştu başına.

"Durumu avantaja çevirdiği az biraz doğru ama haklarını yiyemem - baba oğul aktivitelerinde de iyiydi araları - gözlerimle gördüm. Alaz Abi dye peşinde dolaşıyordu bizimkisi" dedi Deniz sessizce sanki gizli bir bilgiden bahsediyor gibi.

"Kardeşini mi kıskanıyorsun yoksa?" demişti Asi bu sefer gözündeki gözlüğü çıkararak Deniz'in gözlerinin içine bakmaya çalışırken, ama Deniz'in gözündeki gözlük buna engel oluyordu.

"Hiç de bile - Alaz'ı paylaşamamam daha olası gibi. Ruh eşin diye demiyorum, ama Alaz baya kafa çocuk," dedi gülerek Deniz – bir eliyle de su yatağındaki suları Asi'ye sıçratmıştı. Asi, sonradan öğrenmişti Alaz ve Deniz arasında da garip iletişimi; her gün olmasa da sık sık konuşuyor yeni çıkan şarkıları birbirleri ile paylaşıp saatlerce sürecek müzik tartışmalarına giriyorlardı. Asi bir gece sıkıldığında Alaz'ın Instagram'ında gezerken ikisinin birbirine gereksiz bir şekilde yorum bıraktığını görmüş, ve profilinde Deniz ile fotoğrafı olduğunu da fark etmişti. Asi ile fotoğrafı yoktu, eşleştiğini belli eden hiçbir şey hayatının bu noktasında yoktu, ama Asi'nin üvey kardeşi bile gururla sergileniyordu.

Alaz'a uyuz olunacak şeyler listesine bu da eklenmişti, bir Cumartesi gece yarısı terasta oturup New York'ta gece dışarı çıkanların eve geri dönüş yolculuklarını dinlerken. İronikti, o terasta ağustos sıcağı geceye sinmişken, sarhoş Amerikalıların sokaktaki yüksek desibelli bol rahatsız edici bağırışları arasında, dayanamayıp içeri girmesi gerekirken, saatlerce Williamsburg'deki Graham caddesinin üstündeki evin terasında oturup Manhattan'ın silüetine bakıp İstanbul'da yeni bir güne başladığını bildiği ruh eşini düşünürken. Hafif sarhoşluğuna bağladı, bağı çekiştirmesini – Alaz da bunu bekliyormuş gibi bağı çekiştirerek yanıt vermiş, sonrasında Asi'ye Bitli ile çekindiği selfieyi atarak "seninkiler seni özledi" yazmıştı. Asi gülümsemiş, Alaz'a olan kızgınlığını minik bir an için bırakabilmişti. O gece sabaha kadar o terasta doğum gününe bir hafta kalmışken, bir sene boyunca yaşadıklarını düşünmüş ve bulunduğu noktanın tahminlerinin bile ötesinde olduğuna kanaat getirmişti.

Bazı Ruh Eşi SorunsallarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin