You were strong and I was not.

32 3 1
                                    

'When all is done, there is nothing to sayYou have gone and so effortlessly'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


'When all is done, there is nothing to say
You have gone and so effortlessly'


-


Deliriyorum. Avuç içlerim terliyor, nefes alışverişlerim hızlı, gözlerimi kapatsam yeniden açamayacak gibiyim, düşüncelerim beni yavaş yavaş ele geçiriyor.

Seni görüyorum. Odanın kenarında, benden uzakta öylece duruyorsun. Sonra nasıl oluyorsa bir sonraki saniyelerde ellerim arasındasın, kucağımda, sana hak ettiğin gibi davranıyorum. Yavaşça ve nazikçe tutup öpüyorum. Nedensizce karşı koymuyorsun, sanki hep bu anı bekliyormuşsun gibi.

Kirazlı nemlendiricinin tadını anımsar gibiyim, dudaklarını çok özlemişim. Ellerin saçlarımdan geçiyor, her bir dokunuşunu hissediyorum. Belin ellerim arasında, kucağımda kaybolup gidiyorsun.

Sonra bir şey oluyor, dudaklarımız ayrılıyor. Göz göze geliyoruz, bir şey söyleyecek gibisin. Evet evet, söyleyecek şeylerin var. Neden gittiğini anlatırsın belki kim bilir? Anlatamıyorsun. Ben çoktan uyanıyorum.

Gözlerimi sıkıca yumuyorum çünkü bu anıların her biri bir kaç saniye önce uyandığım rüyanın eseri. Yumruklarımı sıkıyorum, sahiden de deliriyorum. Olmaman gereken yerde, zihnimdesin. Sen benden gideli ne kadar oldu? Bilmiyorsundur tabi, ben de bilmiyorum. Sen gittikten sonra zaman kavramımı kaybettim.

Seni aştım sanarken rüyamda çıkagelip kendini bana hatırlatıyorsun. Nasıl yapıyorsun? Hayır sahiden, nasıl hiç zihnimi terk etmiyorsun? Şu an yatağımda sinirden kuduruyor olmasam gülebilirdim belki. Bizim ihtimalimiz yanlış geliyor artık. Çünkü eskiden o ihtimal varken şimdilerde hayatımda hiç olmaması gereken birinden başka bir şey değilsin.

Ağır mı konuşuyorum? Hak ettiklerinin yarısını bile söylemedim sana. Zihnimde hâlâ seninle konuştuğumu, gidişini binbir kere farklı şekillerde farklı ihtimallerle hayal ettiğimi bilsen ne derdin acaba. Ne yazık, sanırım hiç öğrenemeyeceğiz.

Ve ne yazık, güzel dudaklarının bana söylemek istediklerini de hiç bilemeyeceğiz.

Ben içmeye, zihnimdeki seni silmeye çalışmadan önce şunu söylemeliyim; şimdilerde her neredesin, kiminlesin bilmiyorum ama umarım bir gün geri dönmezsin.

Zira ev sandığın ben kendini yakalı çok oluyor.


-

02.06.24
23.32

roslyn Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin