~2 ay sonra~
Hamileliyimin ikinci ayıydı. Berrin hanım aldırmama izin vermedi. Oğlumun hatırasına bunu yapamazsın dedi. Ve ben düşündüm ki o bebeğin hiç bir suçu yok doğmamak için. Doğurmaya karar verdim. Evdeydim Deniz Çınar Yağmur Atlas salonda oturmuşlardı. Artık biraz da olsa iyiydim artık fazla ağlamıyordum. Salona geçtim oturdum. Şarap içiyorlardı. "Yenge sen içme hamilsin zararı olur küçük Karayele"dedi Atlas. Bebek gibi davranıyorlardı bana sanki ben neyi yapıp ne yi yapmayacağımı bilmiyormuşum gibi. "Bebekmiyim ben biliyorum neyi yapmıyacağımı"dedim. "Güneş Atlas iyi niyetinden söyledi "dedi Yağmur. Bende farkındaydım herkes bana bir şeyler söylüyordu.
Onu yapma bunu yapma. "Geçen bir tane teyze bana bakıp elma yeme çocuk yamulur dedi yamuluyor mu?"dedim. İnanmamıştım. "Yok abla kandırmış seni" dedi Deniz güldü. "Ne gülüyorsunuz bir an söyleyince korktum işte"dedim. Güldüler. "Tamam gülmüyoruz"dedi Yağmur. Denizle Çınar sevgili olmuşlardı. Çınara güveniyordum. Kardeşimi üzmiyceğinden emindim. Kurtun ölümü hepimizin hayatını hızlanfırmıştı hepimiz kaybedicek 1 dakikamız bile olmadığını anlamıştık. Bir kurşun insanın hayatını mahv ede biliyormuş. Atlasla Yağmur evlilik bile düşünmeye başlamışlardı. Kapı çaldı. Burcu ve Taner süpriz yapmak istediler.
"Naberrr!"diye bağırdı Burcu kapıyı açar açmaz.
"İyi sen?"dedim. "Kız bu göbüş ne doğurdun doğuracan"dedi güldüm. Karnım yeni yeni büyümeye başlıyordu."sen niye haber vermiyorsun bize biz akdaşın değilmiyiz?"dedi Taner. Daha yeni dönüyorlardı. Balayından 3 aya yatkın bir süreydi balayındaydılar. "Siz bir birinizden başkasını görüyormuydunuz ki söyleyeyim?!"dedim.
Ben içeriyi işaret etmeden içeri girdiler. Salona geçip oturdular. "Şu baldızın şu enişten mi?"dedi Burcu Yağmurla Atlasa bakarak. "Evet Yağmur Atlas"dedim. "Şu cimcimede senin kardeşim diye başımızın etini yediğin kız Deniz olmalı"dedi
"Evet memnun oldum"dedi Deniz. "Çınar seni zaten tanıyoruz"dedi gülerek. "Kurtu göremedim hamilesin seni yalnız mı bıraklyor?"dedi Burcu. Kurtun öldüğünü bilmiyorlardı. Hamile olduğumu spylemiştim sadece. "Abimi 2 ay önce kaybettik "dedi Yağmur gözleri doldu. Ağlamamak için zor tutmuştum kendimi. "Ne?!"dedi Taner dehşet içinde.
"Nolucak şimdi?"dedi Burcu bebeği kast ederek.
"Bebeğin doğmasının ne alakası var buna?!"dedi Yağmur sinirlenmişti. Cevap bile vermek istemiyordum hiç kimseye. "Bu kız gencecik Kurt öldü diye bebeği doğurmak zorunda mı yalnız belki büyütmek istümiycek siz mi karar veriyorsunuz?"dedi Burcu. "Biz her zaman Güneşin yanındayız ve Abimin hatırası o bebek onu...."sözünü tamamlıyamadan Yağmur Burcu sözünü kesti. "Abinin hatırası diye ömür boyu bir bebeğe bakmak zorunda mı ?! Belki o daha hazır değil anne olmaya?"dedi Burcu sinirle. Ben kendime hiç bu soruları sormamıştım. Hazırmıydım anne olmaya?
Bilmiyordum. "Noluyo ya yeter?! O diyor doğur bu diyo aldır bebek benim bebeğim herkes vasıfsız bir şekilde karar veriyo?! Siz kimsiniz ya?! Benim hayatıma müdahele ediyorsunuz?!"dedim sinirle. Bıkmıştım herkesin bu tavrından. Artık kavga gürültü istemiyordum. Zaten doğuma 3 ay kala yurt dışına çıkacaktım. Bebeğide aile dışında hiç kimse bilmiyordu. Çünki Kurtu öldürenler bebeğinden canına kıymaya çalışacaklardı.
Buna izin vermezdim.
"Mecbur mu hayatını tehlikeye atıp Karayellerin bebeğinj taşımaya?"dedi Burcu. Bağırmama rağmen devam ediyordu. Bıkkın bir ses tonuyla. "Ben bu bebeği istiyorum Burcu"dedim. Hiç bir şey söyliyemeden yerine oturdu. Her kes kendisi karar verip benim onu yapmamı brkliyordu. En nefret ettiğim şeydi.***
Berrin hanım beni görmek istemişti. Villaya gelmiştim. "Nasılsın kızım?"dedi Berrin hanım. Artık bana kızım diye sesleniyordu. Bana çok ısrar etmişti ona anne demem konusunda ama yine de söyliyememiştim. Annemden başkasına anne demek saçma geliyordu. "İyiyim siz nasılsınız?"dedim. "İyiyim,meyve falan ye vitamine ihtiyacın var senin hamilesin"dedi. Kimle karşılaşsam aynı şeyleri söylüyordu. Onu yap bunu yap. "Tamam"diyip geçiştirdim. Artık her şeyi geçiştirip umursamamaya çalışyordum. Atlas gelip Yağmurla mutfağa geçti kavga ediyorlardı. Her hallerinden belliydi kavga ettikleri. "Beni dinle!"diye bağırdı Atlas sesi salona kadar geldi. "Yağmur !"diye hala bağırışlar devam ediyordu. "Bir kerede beni dinle sonra yargıla!"dedi Atlas bağırarak neden kavga ediyordular. "Ne oluyor?"dedi Berrin hanım. "Karışmayın bence siz kendileri hall etsinler"dedim. Berrin hanım beni dinleyip yanıma oturdu. "Ayy"dedim. Berrin hanım korkarak bana baktı. "Noldu kızım?"dedi tedirginlikle. "Canım çilek çekti"dedim. Güldü. "Sen aşeriyorsun "dedi gülerek. Keşke Kurt hayatta olsaydıda normal ailelerde olduğu gibi bebek heyecanı yaşamak isterdim. "Atlas!"diye bağırdlı Berrin hanım. Atlas kafasını mutfak kapısından kenara çıkararak cevap verdi. "Berrin teyze şu an değil lütfen"dedi. "Görüceğimi gördüm ben o siktiğimin kızıyla ne konuşuyordum?!"diye bağırdı Yağmur. Fazla küfür etmezdi Yağmur aynı Kurt gibi dozunda ve yerinde ederdi. "Ağzına küfür yakışmıyor güzelim"dedi Atlas iltifatla kurtula bileceğini zann ediyordu. Ama Yağmur fazla inatçıydı. "Güzelinide..."diyordu ki Atlas lafını kesti. "Hoop sakin "dedi Atlas sadece onların kavgasını dinleyip hiç bir tepki vermiyordum. "Ne ya siktir git!"dedi Yağmud Atlasa. Kavga etmek istemiyormuş gibi. "Bak giderim dönmem Kurt gibi?"dedi
Kurt gibi derken neyi kast ediyordu. "Yok ya da gitme gidersen o orospunun yanına gidersin"dedi Yağmur. Kimden bahsediyordu. "Sadece bir koruma abartıyorsun sanki beni başkasıyla farklı bir şekilde basmışsın gibi"dedi bıkkın bir sesle. "Sadece bir şey sordum"dedi Atlas. "Ne sordun o zaman onu söyle"dedi Yağmur. "Güzelim zamanı geldiğinde öğreneceksin ama şimdi değil lütfen"dedi Atlas ne saklıyordu? Neyi bilmemesini istiyordu?
"İşte bu da kanıt o orosp....." Yağmurda Kurt gibi sinirlendiğinde küfürler savuruyordu etrafa. "Yağmur yeter küfür ettin sinirleniyorum sadece bir koruma o kadar"dedi Atlas bağırmıyordu ama sesi tonu yüksekti. "Koruma öyle mi?! Erkek korumalara noldu artık kadınlar mı koruyor seni?!"dedi Yağmur.
Atlas Yağmurun söylediklerini dinlemeden Yağmurun dudağına yapıştı. Bende film izler gibi onlatı izliyordum. "Ne bu şimdi?! Kavga ediyoruz bağır çağırsana ne diye öpüyorsun?! "Dedi Yağmur. Kıkırdadım kendimi tutamadım. "Fazla güzel ve kıskaçsın sevgilim!"dedi Atlas gülerek.
"Sende...."dedi Yağmur ama bana baktı lafını tamamlamadı. Yalnız söylenicek bir şeydi herhalde.
"Anne sen napıyordun Atlası niye çağırdın?"dedi Yağmur. "Güneş aşeriyor çilek aldırsın diycektim"dedi Berrin hanım. "Hemen yengem"dedi Atlas adamlarının yanına gitti. "Ayy halasının fasulyesi"dedi Yağmur karnıma yaklaşarak. "Aynı bana benxiycek yaa kız olursa adını ne koyarsın?"dedi
"Nazlı"dedim. Güldü. "Kurtla ilk tanıştığımız zaman Kurt söylemişti"dedim gözleri doldu Berrin hanımın. "Oğlum keşke hayatta olsaydıda bu anı yaşıya bilsetdi"dedi Berrin hanım. Atlas yanımıza geldi. "Yenge 1 saate kalmaz 10 kilo çilek yanında"dedi Atlas övünerek. "1 0. Kiloyu napıcam?"dedim gülerek."olsun yengem küçük Atlas yesin"dedi güldüm hatta kahkaha attım. "Küçük Atlas ne be?!"dedi Yağmur dalga geçerek. "Bana benziycek o yüzden"ded Atlas emin bir tavırla. "Sen genetikte bile yoksun amına koyayım nerden sana benzesin ya bana ya da abime benziycek"dedi Yağmur. "Olsun bende bana benzeyenini yaparım bir gün"dedi Atlas Yağmura göz kırparak. Berrin hanlm konuşmalarını hiç umursamıyordu. Odak noktası ben ve karnımdaki küçük Karayeldi. Ondan başka hiç bir şey düşünmüyordu. Belki de bende sadece onu düşünüyordum. Hayata bağlanma sebebimdi bebek. Yeniden gülmeme sebep. Bebek olmasaydı belki de çoktan çekip gitmiştim buralardan. "Çileğin gelsin ye başka ne istersen söyle çekinme"dedi Berrin hanım.
"Ha yengem ne istersen"dedi Atlas üstüne bastırarak. "Tamam söylerim"dedim.***
Kurtun odasında uyuya kalmıştım. Kokusu hala yataktaydı. Cenazeden beri odasına girmemiştim.
Daha doğrusu ağlamaktan girememiştim. Her şey hala onu hatırlatıyordu. Yataktan kalkıp çekmeceyi açtım. Saçımı toplamak için toka arıyordum. Her zaman çekmeceye koyardım. Ya da Kurt mutlaka birini saklardı. Çekmecede kadife bir kutu vardı. Değerli bir şeyin kutusu gibiydi. Alıp açtım. İçinde bir yüzük vardı. Alyansa benziyordu. Alyanstan farkı üstünde ortanca çiçeğine benzeyen şeffaf bir çiçek vardı. Alyansın içinde "Umut Işığıma" yazıyordu.
Kurt bunu bana almıştı ölmeden önce. O gün vurjlmasaydı teklif mi edicekti? Şaşırdım. Şiddetle ağlamaya başladım. Alttaki diğer çekmeceyi açtım.
Ağlayarak bir kutu daha vardı ama pırlanta kutusuna değilde saklama kutusu gibiydi. İçini açtım çok fazla şey vardı. Kurtla ilk tanışdığımızda kaybettiğim bilekliğimi Kurt saklamıştı. Bana yazdığı not. Mahkeme tarihi ve bir kaç fotoraf vardı. Kurt bunların hepsini saklamıştı. Ağlamam durmuyordu. Yağmur bir anda odaya girdi. "Uyanmışsın bende yemeğe çağıracaktım seni. Ağlıyormusun sen?!"dedi merakla. "Şuna bak"dedim elimdeki kutu ve yüzüğü göstererek. Başta anlamadı sonra yanıma oturdu. Kutunun içindekilere baktı. "Abim o gün gece eve geldiğimizde sana evlenme teklif edicekti yüzüğü birlikte yaptırmıştık benim odamda saklıyordu. Cenazeden sonra buraya getirdim"dedi Yağmur.
Bu yüzden ben hiç görmemiştim. "Şu kutuyu bir kaç kez gördüm ama abim hiç dokundurtmazdı"dedi.
Cevap bile veremiyordum. Ağlamaktan gözlerim kızardı. "Ağlama hadi aşağı inelim"dedi lafı değiştirerek. Odadan çıkıp aşağı indi. Kutuyu kapatıp yerine koydum. Gözümün yaşımı silip. Merdivene gittim. Aşağı inip masaya gittim. Sadalyeyi çekip oturdum. Atlasta artık burda kalıyordu koruma amaçlı. "Yenge ağladın mı sen?"dedi Atlas. Ağladığım o kadarda bellimiydi? Galiba.
"Yok "dedim inkar ederek. "Yenge gözlerin kıpkırmızı"dedi Atlas ısrarcı şekilde. "Ağlamadım!"dedim sesimi yükselterek. Berrin hanım ani sinirlenmemin hormonlardan olduğunu düşünüyordu. Gerçektende öyleydi fazla sinirliydim.
"Tamam"dedi Atlas. Yemeyinj yemeğe başladı herkes.***
Alışverişe çıkmıştım. İhtiyacım olan bir kaç bir şey vardı. Cenazeden beri hiç bir şey almamıştım. Hemde biraz bebek mağazalarını gezdim.
Bebek için heyecanlı hemde bir az içim buruktu.
Kurt yoktu bu hep heyecanımı söndürüyordu.
Ama Berrin hanım Atlas Yağmur Deniz Çınar beni hiç yalnı bırakmlyor ve Küçük Karayeli aynı heyecanla bekliyorlardı. Ne canım çekse koşarak alıp geliyorlardı. Kurtun yerini doldurmaya çalışır gibi.
Ama ne yapsalarda nafile hiç kimse Kurtun bende olan yerini dolduramazdı. Belki de bir daha Kurttan başka birini sevemiycek başka biriyle bir hayat yaşamayı düşünemiycektim. Bunu istemiyordumda ama Çınarla Deniz Hayatıma dönmem gerektiğini hala genç olduğumu ve birini sevebileceğimi spylüyorlardı. Bu bana fazla inandırıcı ya da olucak bir şeymiş gibi gelmiyordu. Kurtun ölümünden sonra herkes hayatını hızlandırmıştı. Bir gün içinde insanın hayalleri yıkıla biliyordu. Bu yüzden Atlasla Yağmur evlilik ya da şimdilik nişan konuşmaya başlamıştılar. Çınar ilk defa aşık olduğu birine cesaret edip hislerinden bahsetmişti. Denize. Ona güveniyordum Denizi üzmüyceğinde de emindim.
Bir anda arkadan biri ağzım ve burnuma bir şey tutdu. Bilincimi kaybediyordum. Ne kadar dirensemdü başaramadım. Ne oluyordu?Bebeğimi korumalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Işığım. (18+)
ChickLitKazada Ailesini kaybeden Güneş hayatınl bu kazaya adamış ve avukat olmuş.Yıllar sonra kazadan bir ipucu bulur ve yeniden araştırmaya başlar.Yeni insanlar tanır.Aşkta ihanete uğrar.Gerçek dostlarını sahtelerden ayırır.🌸