[AYÇA]
-Ekin bir sorun mu var?(Ayça)
-Hayır güzelim,herşey yolunda.(Ekin)Hayatımız değişik bir şekilde ilerliyordu ve bu berbattı!
Şeyma,Damla ve Nisan kaçırılmıştı ve ben,Hazal,Çilem,Ekin ve Toprakla beraber kalıyorduk.
Çilem asla ama asla Toprağın ve Ekinin
yüzüne bakmıyordu.
Durumu iyiye gidiyordu,kendini toparlıyordu. Hatta bu biraz fazla hızlı oluyordu. Kesinlikle bir planı vardı ve bunu gerçekleştirmek için iyileşmeye çalışıyordu. Onu tanıyordum.Ben ve Ekin daha fazla yakınlaşmıştık. Ona alışmıştım. Galiba onu sevmeye bile başlamıştım.
Hazal Çilemin yanında takılıyordu. Ben galiba Ekinle takılmaktan biraz onları aksatıyordum. Umarım Çilem bu yüzden benden soğmaz.Akşam saat 21.00'de Ekin hararetli bir şekilde biriyle telefonda konuşuyordu. Evet sadece onlarda telefon vardı biz hâlâ ailemizle iletişime geçemiyorduk.
Yaz tatilinin yani Temmuz ayın da olduğumuz için hava bayağı sıcaktı. Bu ev önceki ev gibi tenha bir yerde değildi. Küçük bir mahalle, burada yaşanyanlar genelde yaşlılar ve çalışan insanlardı. Anlayacağınız sessiz sakin bir yer.
Mutfakta bulaşıkları yıkıyordum. Mutfak camından dışarı bakılınca bahçe gözüküyordu. Bahçede Sandalyeye oturmuş tahmini birşeyler düşünen Hazalı gördüm.
Buraya geldik geleli oda çok sessizdi. Çocukken de öyleydi. Ama bizimle takılmaya başlayınca yine biraz olsa da açılmıştı.
Şimdi yine eski haline dönmüştü.Şeyma ve diğerlerini hepimiz çok merak ediyorduk. Her fırsatımda dua ediyordum. Elimizden birşey gelmemesi çok can sıkıyordu. Toprak ve Ekin elinden gelen herşeyi yaptıklarını söylüyordu. Umarım öyledir çünkü neredeyse 1 ay olmak üzere...
Ellerimi bir havlu ile kurtuladım ve tezgahta duran meyve tabağını alıp mutfaktan çıktım.
Odaya girince,oturmuş ve defterini karalayan Çilemi gördüm.
Yanına oturdum.
Beni fark edince karalamayı bıraktı ve bana baktı.
Gözlerinin altı morarmıştı,teni beyazlamıştı ve duygusuz bakıyordu.Hafifçe tebessüm ettim.
-Ekin sabah pazara gitmiş. Beraber yemek istermisin?(Ayça)-Hayır istemiyorum. Hazalla yiyin.(Çilem)
Kaşlarımı çattım ve çatalı karpuz dilimine batırdım.
-Hatrım varsa ye lütfen.(Ayça)
Gözlerime bakmaya devam etti. Bu beni rahatsız ediyordu çünkü duygusuzdu.
Gözlerimdeki duyguyu yumuşattım.
-Eğer istersen sabah sana kısır yapabilirim. Ama lütfen şimdi yemen lazım. Kendini daha hızlı toparlarsın.(Ayça)
Bunu dememle Çilem çatalı aldı ve ağzına götürdü. Birsüre çiğnedi ve yuttu. Sonra tekrar çatalı karpuz dilimine batırdı ve yedi.
Tatmin olmuş bir şekilde güldüm ve bende çatalımı karpuz dilimine batırdım.
Tabak bittikten sonra çatalı yavaşça tabağa bıraktı. Tekrar önüne döndü ve defterde başka bir sayfa açıp karalamaya başladı.
Sürekli olarak daireler çiziyordu. Derin bir iç çektim ve kalktım.
Mutfağa gidecekken kapının çaldığını duydum. Tabağı mutfağa bırakıp hızlı bir şekilde kapıya gittim. Kapıyı açtığımda Toprakla karşılaştım.-Hoş geldin. Ekin yokmu?(Ayça)
-Hayır o yarım saat sonra gelicek.(Toprak)Hızlı bir şekilde içeri geçti. Arkasından şaşırmış bir şekilde kapıyı kapattım ve bende arkasından gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN 10 TAŞ
Teen FictionHem senden nefret ederken hem nasıl sevicem... ~ -Son sözünü söyle! -Seni seviyorum Çilem. Hayatımda geçirdiğim en çileli ve güzel günleri bana yaşattığın için teşekkürler... {Yeni bir okula başlayan 6 kız hep beraber bir yurda yerleşirler. Daha son...