Keyifli okumalar🌸 umarım bölümü beğenirsiniz.
EMİR
---
Tuğra, Melek ve ben, bu tuhaf dünyaya adım attığımızdan beri her birimiz kendi sınavlarımızla ve zorluklarımızla yüzleşmiş, yüzleşmeye de devam ediyorduk. Burası, hayatın akışını değiştiren, geçmiş hayatımızı unutturan bir yerdi.
Üç arkadaş olarak başladığımız bu serüvende, her birimizin farklı zorlukları ve sınavları olmuştu elbette. Benim sınavım, alıştığım ve sevdiğim insanlar tarafından unutulmaktı. Evet, hâlâ hatırlanmamıştım. Burada, zamansız bir mekânda, insanlarla yeniden tanışmış ve hayatımı yeniden inşa etmiştim. Bir dönem boyunca, Tuğra gibi hatırlanacağımı ummuştum. Ancak onun burada doğduğunu öğrendikten sonra bu umudum da tükenmişti. Tuğra, zamanın ve mağaranın kuralını bozmuş gibiydi. İki dünyada da kabul görmüştü, 2000'li yıllarda geçirdiği 25 yıl sayesinde.
Melek, bu süreçte beklemediğim şekilde bana büyük destek oldu. Ewan'ın yanında olmadığı her an, Melek benimle takılmaya çalıştı. O da beni unuttuğu için bu dostluğu yeniden inşa etmek istedi. Rob ve Tuğra zaten her daim yanımdaydı. Yeni bağ kurduğum Fran ve Maximilian ise yeni tanıştığım ve dostluğa ilerlettiğim kesimdeydi. Tüm savaşçı dostlarıma minnettardım. Onların sırlarını paylaştıkça, aramızdaki bağ güçlendi. Burada her bir savaşçıyı yakından tanıyor, hepsiyle farklı sırlar paylaşıyordum. Geveze biri olarak bilinsem de sır saklama konusunda aslında üstüme yoktu. Kısacası işime geleni yayıyor, işime geleni saklıyordum. Biraz eğlence olmadan hayat nasıl geçerdi yoksa değil mi?
Gerard'ın ölümü beni derinden sarsmıştı. O çocuğu gerçekten seviyordum. Onun kaybı, buradaki hayatımın en acı verici anılarından biri oldu. Gerard, hepimiz için bir kardeş gibiydi. Onunla geçirdiğimiz zamanlar her ne kadar kısa olsa da, unutulmazdı. Her birimiz kendi zorluklarımızla boğuşurken, Gerard'ın ölümü bana hayatın ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlatmıştı.
"Merhaba," Rob'un yanına giderken karşıma Brad çıkınca ona selam verdim. Değişik bir tipti Brad. Onun 30 yaşında olduğuna hâlâ inanamıyordum. Gizli gizli bir şeyler mi yapıyordu cildine acaba? Çünkü benden bile küçük duruyordu.
"Merhaba Emir" Tüm yüzünü kaplayan gülümsemesiyle karşılık vermişti. Elinde büyük bir tablo tutuyordu. Hani Tuğra'nın ailesinin evinde her duvarda asılı olanlardan. Brad, Tuğra'nın kafada bir adamdı. Şu sanatsal, entelektüel olanlardan. Onu ne zaman görsem ya bir şeyler yazıyor, ya boya kutusu taşıyıp bir köşe bulup manzaraların resmini çiziyordu. Kalenin surlarına bir şeyler kazıdığını da yakalamıştım.
"O ne?" diye sordum tabloyu işaret ederek. Ön kısmı kapatıldığı için boyanmış resim gözükmüyordu.
Brad, bir an duraksadı ve ardından hafif bir gülümsemeyle cevap verdi, "Bu, Kral Dougal'ın ailesine ait eski bir tablo. Onu temizlemeye götürüyorum."
"İlginç," dedim, tabloya daha yakından bakmak için bir adım atarak. "Neden özellikle bu tablo?" dedim biraz sohbet açmak isteyerek. Kendisini yalnız hissetmesini istemiyordum.
Brad'in sorumla gözleri parladı ve tabloyu yere dayayarak anlatmaya başladı. "Eskimişti ondan. Boya ve resim işi gerçekten derin bir sanat. Bu tablo mesela, klasik yağlı boya teknikleriyle yapılmış. Şimdi burada gördüğün gibi," diyerek tabloyu görebileceğim şekilde çevirdi. "İlk katman gerçekten çok ince bir astar boyayla başlar. Astar boyanın amacı, tuvalin üzerine boya tabakalarının daha iyi tutunmasını sağlamak ve aynı zamanda renklerin canlılığını arttırmaktır. Bu astar genellikle beyaz veya açık renkte olur. Bu astarın üzerine ilk temel katmanlar uygulanır. Genelde bu katmanlar, resmin genel renk tonlarını belirler. Mesela bu tabloda gördüğün mavi tonlar, alttaki katmanlardan gelen renklerin bir yansıması. Boyanın kalitesi de çok önemli tabii. Burada kullanılan boya, doğal pigmentlerden elde edilmiş...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUĞRA [İNVERNESS 1]
FantasyKapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasın...