53. Bölüm

1.1K 199 65
                                    

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İnsanlar, ellerindeki gerçekleri yitirdiklerinde illüzyonlara tutunurlar. Tıpkı onların bu ormanda kurdukları tuzak gibi... Ay taşına, basit bir gerçekliğe bel bağladılar.

Oysa bilmedikleri bir şey vardı: Gücün kaynağı taşta ya da kanın akışında değil; zihnin derinliklerindedir.

Beni bu ormanda köşeye sıkıştırdıklarını zannedenler, kendi zaaflarının tuzağına düştüler. Her adımları planımın bir parçasıydı. İllüzyonun içinde yürüdüklerini anlayana kadar her şey bitmiş olacaktı.

Beni tanımıyorlardı.

Zihin gücü, kılıçtan keskindir. Onların kelimeleri, benim sessizliğimde boğulmaya başlayacak.

Nico ve Aiden, zamanın sonsuz döngüsünde krallığı oynuyorlar. Zamanı başa sardıklarını ve her şeyi kontrolleri altına aldıklarını sanıyorlar. Fakat asıl kırılma noktası, zaman çizgisinin bozulduğu an, onların öngöremeyeceği bir yerde gizliydi;

Benim Dougal’a aşık olduğum andı.

Aşk, sadece bir duygu değil, aynı zamanda zamanın ve kaderin yeniden şekillenmesine yol açan bir itici güçtü.

Buna emin olmamın büyük bir sebebi vardı; Yeniden şekillenen zamanın gerçek döngü haline gelmesini ispatlayan büyük bir kudret...

Rahmimde yeşeren Dougal'ın tohumu.

Zaman çarkı seçimini yapmıştı. Geri dönerek, isyanda Dougal'ın ölmemesini sağlayarak kırılan döngü kendi kendini tamir etmişti. Zaman, bunu hata olarak görseydi bedenimde bir çocuk büyümesine asla izin vermezdi.

İşte Aiden ve Nico'nun bilmediği sırrım ve kozum buydu.

Yanılıyorlardı. Onlar büyük planlarını kurup beni ilk yanlışlığa gönderirken benim içimdeki bu derin sevgiye dair hiçbir hesap yapamamışlardı. Ben de onların oyunlarına ayak uydurdum. Yine de onlata ipuçları verdim.

Ok, çoktan duvara saplandı; örgü çoktan başladı; taş, sarı ışıkla birleşti, dedim, ama anlamadılar. Artık değişen bu yeni zaman dilimi, benim Dougal'ın yanında olmam, gerçek zamanın ta kendisiydi. Bu anların içindeki her şey bir bütün olarak birleşmişti. Kaderim,  aşkımın bir parçasıydı ve değiştirilemezdi!

Zaman... herkes onu doğrusal bir çizgi gibi düşünür, sürekli ilerleyen bir ok gibi. Ama gerçekte bir ağdır; düğümlerden, bağlantılardan ve sonsuz olasılıklardan oluşur. Nico ve Aiden, bu ağı çözebileceklerini sandılar. Zamanı geriye sararak her şeyi kontrol ettiklerini, beni kendi kurdukları oyunun bir parçası haline getirdiklerini düşündüler.

Aiden'in gözleri zaman çizgileri içinden beni gözetliyordu. Onun yeteneğinin ne olduğunu keşfettim, gözlemciydi. Yolculuk yapmadan olduğu yerden zamandaki olasılıkları izleyebiliyordu. Ben, dokuz rahip ormanına ilk geldiğim andan beri gözü üzerimdeydi. Benim onu hissettiğimi bilmiyordu; güçsüz olduğumu, üstad olarak yeteneksiz olduğumu tahmin ediyordu.

Her şeyin onların istediği gibi olmasına izin verdim. Ay taşımı panikten kullanamadığımı sanmalarını ve bakışlarını benden çekmelerini bekledim.

Zamanın karmaşık ağı içinde kaybolmuş gibi hissettiğim Aiden'in kalbindeki rahatlamayı yakaladım. Karşımdaki komutan ve Osmanlı askerleri bana bir şeyler söylerken onları değil, yıllar sonrasından beni izleyen Aiden'ı takip ediyordum. Rahatlamasıyla bakışlarını üzerimden çekmeye başladı çünkü uzun süre beni izleyemezdi. Amacına ulaşmasını bekledim. İçinde kuşku olmamasını bekledim. Beni bir kukla gibi yönlendirdiklerini sanmasını bekledim. Kalbimde bir düğüm gibi gerilen ağın onlarla ayrıldığını hissettiğim an, avucumdaki Ay taşını sıktım, içimdeki güç dalgalanıyordu. Bu, bir devrim anıydı; kendimi yeniden yaratmak için gereken tüm kuvveti topladım.

TUĞRA [İNVERNESS 1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin