⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚Gece yarısı Minho Felix'le beraber kaldığı odaya girmiş, sırıtarak yatağına oturarak uzanan oğlana dönmüştü. "Kral prensi odaya kilitlemiş."
"Ne?" Felix bir anda başını yastıktan kaldırıp Minho'ya baktı. "Odaya mı?"
"Bugün bir boşluk bulup yiştiğizi anlamış, bu yüzden odaya kilitlemiş. Ufak tefek kaçamaklarınız sorun değil ama bir kaza çıkmasından korkuyor."
Felix yattığı yerde buruk bir şekilde gülümsedi. "Çok özlemiştim onu..."
"Endişelenme. Çok bir zaman kalmadı."
Felix başıyla onayladı.
Minho gömleğinin düğmelerini açmaya başladığında devam etti. "Yarın at binmeyi öğretecekler sana. İkinci gün kılıçla savaşmayı, üçüncü gün de kalkanla savunmayı öğreneceksin. Sınav dördüncü gün olacak. Herkesin huzurunda prens Jisung'la dövüşeceksin."
"Prensi mi öldüreceğim?" Felix oturduğu yerde bir anda dikelmişti.
Minho kahkaha attıktan sonra oğlana döndü. "Hayır be küçüğüm. Sahte kılıçlar olacak. Her başarılı saldırı ve savunma için bir puan alacaksınız. Prens Jisung beş puan almadan senin üç puanı geçmen gerekiyor."
"Anladım..."
"Eğer geçebilirsen atı bir tur sürüp sınavını sonlandıracaksın. Eğer geçemezsen ikinci bir şansın olacak; atın sırtında birbirinizi düşürmeye çalışacağınız bir yarışma. Ama işi ikinci tura bırakmamalısın. Prens Jisung'un bu yarışmada yenilmez olduğu, alfalara bile taş çıkarttığı söyleniyormuş."
Felix derin bir nefes aldıktan sonra başıyla onayladı.
Evet, adil olması için karşısına aynı onun gibi bir omega çıkartmışlardı. Ama çıkarttıkları omega... Sarayda doğup büyümüş ve çok özel hocalar tarafından eğitilmiş bir prensti. Bu eşleşme gerçekten adil miydi?
Mesele yenip yenmemek değildi. Mesele Hyunjin'in tüm ailesini fethetmekti.
İlk sınavı geçerek kralı kazanmayı başarmıştı. Çünkü onun oğluna ve ailesine layık bir prenses olduğu konusunda tüm soylular ve saray halkı hemfikirdi.
Şimdi sıra Jisung'un gönlünü kazanıp onu yenmesine izin vermesini sağlamaktı.
Aksi takdirde hiç şansı olmadığını o da biliyordu...
♡
Sonraki sabah erkenden eğitim alanında toplandılar.
Jeongin, Changbin, Minho, Hyunjin, hepsi kral gelip onları kovalayana kadar kenarda onu izleyecekti.
Eğitmeni kılıcı ona doğru uzattığında afalladı.
Kılıç tutmayı bile bilmeden kılıcı parmaklarının arasına alıp kabzasından tuttu.
Şimdi herkes onun kılıç tutmayı bilmediğini anlamıştı.
Eğitmen Felix'in bileğinden tutup çevirerek tutuşunu değiştirdi. "Böyle tutmalısınız bay Lee." Diyerek uyardı.
"Böyle tuttuğumda elim acıyor."
Adam oğlanın haline gülmüştü. "Narin elleriniz kılıcı kavramakta zorlanıyor olabilir. Ama böyle tutmazsanız kılıç en ufak sarsıntıda elinizden düşer, silahsız kalırsınız."
"Yumruklarım var ya."
"Yumruklarınızla dövüşebileceğinizi mi sanıyorsunuz?"
Felix kem küm ettikten sonra kılıca iki eliyle sarıldı. "Hayır, kılıca ihtiyacım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss From A Rose | Hyunlix [Omegaverse] ✓
FanfictionPrens o gece bir gülü öptü. Artık onun eşi olmak zorundaydı. [omegaverse, hyunlix, jeongbin, yetişkin sahneler içerir (belki biraz sık)]