⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚Felix bir anda saraya dönmelerine şaşırmıştı. Ama bir yandan da mantıklı buluyordu. Sonuçta artık hamileydi ama içinde bir kuşku da yok değildi. Hyunjin ona olanlardan hiç bahsetmemişti. Ya yalanları ortaya çıkmışsa?
Yine hiçbir şey söylenmeden elinden tutuldu, prensin yatak odasına çıkartıldı. Eşyalarını bıraktıktan sonra yatağa oturup öylece bekledi.
Birkaç dakika sonra Hyunjin geldi.
Yüzünde kocaman bir tebessüm, hoplaya zıplaya felix'in yanına gitti ve ona sımsıkı sarıldı. Sanki koskoca baskın Alfa değil de küçük bir çocuk gibiydi.
"Felix'im!" Dedi neşeyle. "Hamile olduğun için o kadar mutluyum ki!"
"Mutlu musun?" Felix'in sesi biraz çekingen ve titrek geliyordu. "Bu başımıza bir iş açmayacak değil mi? Kralın haberi var mı? Kızdı mı?"
Hyunjin güldü, Felix'i omzuna yatırarak saçlarını okşamaya başladı. "Hayır."
"Ya Hyunjin, on tane soru sordum, hangisine hayır?"
Hyunjin gülerek devam etti. "Babamın haberi var ve bu başımıza bir iş açmayacak çünkü hiç kızmadı."
"Peki düğün?"
"Kısa bir süreliğine düğünü erteleyeceğiz. Bebeğimizi sağlıkla kucağımıza aldıktan sonra düğünümüzü gerçekleştireceğiz. Babamla ortak kararımız böyle."
"Seni gördüğümde sıçıp batırdığımızı düşündüğümden çok korkmuştum." Dedi Felix gülerek. "Ama şimdi bebek doğana kadar burada kalacağımı mı söylüyorsun?"
"Evet." Dedi Hyunjin gülerek.
Ardından Felix'in yüzünü kaldırdı, gözlerinin içine baktı. "Sevgilim bebeğimiz olacak..."
Felix dolu gözlerle başını aşağı yukarı salladı.
"Şimdiden hayalini kurmadan edemiyorum. Umarım Sana benzer. Senin gibi sarı saçları boncuk mavisi gözleri olsun istiyorum."
"Çok acele ediyorsun daha 2 aylık."
"Yani kaldı geriye 3 ayımız."
Gülümseyerek hafifçe birbirlerinin dudaklarına yaklaştılar küçük birer öpücük verdiler.
"Sana hamile elbiseleri ayarlayacağım..." Dedi Hyunjin elini nişanlısının hafiften belirginleşmiş karnına koyarak. "Ardından işlemeli bir beşik yaptıracağım. Bir bebek odası ve bebek kıyafetleri hazırlanması lazım."
"Neden bu kadar heyecanlanıyorsun?"
Felix'in soruyu sorarken yüzü gülmüyordu, bu heyecanla durmadan konuşan Hyunjin'in de yüzünü düşürmüştü. "Nasıl yani?" Diye sordu. "Sen heyecanlanmıyor musun?"
"Yok heyecanlanıyorum da... Sence de biraz acele etmiyor musun?"
"Tanrı aşkına bir ay görüşmedik... Neden bana değişmişsin gibi hissettiriyor?"
İkisi birbirine bakakaldılar.
Ardından Felix'in kaşları çatıldı. "Hayır, hiç de bile! Ben değişmedim."
Hyunjin başını öne eğdi, derin bir nefes aldı. "Haklısın, sanırım ben çok heyecanlandım..."
"Hayır..." Felix elini Hyunjin'in omzuna koyup yavaşça okşadı. "Aslında haklısın..."
"Hm?"
"Ben ilk öğrendiğimde çok korktum. Streslendim ve başımıza kötü bir şey geleceğinden endişelendim. Sonra... Bir de... Hemşire bana bir şeyler söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss From A Rose | Hyunlix [Omegaverse] ✓
FanfictionPrens o gece bir gülü öptü. Artık onun eşi olmak zorundaydı. [omegaverse, hyunlix, jeongbin, yetişkin sahneler içerir (belki biraz sık)]