Merhabaa
Ya ben size 2 haftadır bölüm atmadığım için bugün 2 bölüm atayım dedim. Hem diğer bölüm yazdıklarımdan biraz daha kısa olduğu için bu daha iyi olur diye düşündüm.
Neyse keyifli okumalaaarrr
Sımsıcak güneşin altında bikinimin üstüne giydiğim beyaz elbisem ile şezlonga yatmıştım.
Evet, daha üstümdeki elbiseyi çıkarmamıştım. Ama kim 8 erkekle denize gitmekten rahatsız olmazdı?
Buraya yarım saat önce gelmiştik. Gelir gelmez 10 tane sezlonga kurulmuş ve kahvaltımızı yapmıştık.
Adin'in 'Kafamda böcek var.' çığlıklarını saymazsak her şey çok güzeldi. Sıcak güneş yüzüme vuruyor, denizin kokusu içime siniyor ve insanların çok uzaktan gelen sesleri uykumu getiriyordu.
"Kızım güneş kremi sürde yanma. Beyaz tenlisin zaten her yerin acır sonra." Halamın elinden kremi alıp açtım.
Kızıl saçlarım, beyaz tenim vardı. Güneşin altında 2 dakika dursam anında kızarıyor, domatese dönüyordum. Birkaç gün sonra da acıdan kıvranıyordum.
Aldığım kremi önce kollarıma sonra yüzüme derken her yerime sürmeye başladım. Tabii havada uçan kumlar güneş kreminin içine batıyordu.
Oflaya oflaya sürdükten sonra yanıma biri havlusunu serdi. "Benimde sırtıma sürer misin?"
Adin karşımda durmuş bana tatlı tatlı sırıtarak bakıyordu. Yanaklarını sıkmamak için zor duruyordum resmen.
"Dön hadi arkanı." diyip hafifçe koluna vurdum. Kremi sırtına sürmeden önce elime sıktım. Biz bu şekildeyken yandan yandan bize gözlerini kısarak bakan Arden'i görmemek imkansızdı.
Oğlum yapma gözün öyle kalacak.
Ellerimi sırtına sürerken Adin bir o yana bir bu yana kıvranıyordu. Gıdıklandığını düşündüğüm içinde daha hızlı olmaya çalıştım.
Yüzünde çiller olmamasına rağmen cildinde yer yer vardı.
Adin'i seviyordum. Diğerlerinden çok daha farklıydı. Sadece hareket olarak değil dış görünüş olarak da farklıydı. Ailede sarışın kimse yoktu. Hepsinin kapkara saçları ya da benim gibi Güneş Hanım'ın kızıl saçları vardı.
Adin beni anlıyordu. Empati yeteneği mi çok güçlüydü yoksa başka bir şey mi vardı bilmiyordum. Tek bildiğim Adin'in beni anladığıydı.
Ben düşüncelerime dalmış kremi sürerken Arden hâlâ ters ters bakıyordu.
Adin ile işim biter bitmez bende ona kötü kötü bakacaktım. Bu ne be! Önüne gelen beni hor görüyordu.
Taner Bey omzuma dokunduğunda ona döndüm. "Denize girelim mi kızım?"
Hızlıca ayağa kalktım ve bu sefer Adin'in koluna değil, sırtına bir şaplak atıp ittim. Taner Bey'e dişlerimi göstererek gülümsemeden önce konuştum. "Neden olmasın."
Gidelim öz babacım gidelim, yeter ki beni bu öküzlerden uzaklaştır.
Arkamı dönüp çabucak elbisemi üstümden çıkardığımda çakma futbol takımının bana ters ters baktığını gördüm.
Onlara dönüp sinirle 'ne var?' anlamında kafamı salladım. Hepsi utanarak bakışlarını başka tarafa çevirdiğinde gözlerimi devirip gülümsedim.
Kısasa kısas.
...
Orjinal babama dönüp hazır olduğumu ne zaman söyledim ne zaman kendimi denizde buldum bilmiyorum ama çakma futbol takımının bize katıldığı andan beri ölümden döndüğüm kesindi.