15

674 41 1
                                    

Merhaba.

Ülkede hiçbir sorun yokmuş gibi sırf 18 yaş üstü kurgular olduğu için wattpad'i engelleyenler yüzünden geçen hafta bölüm atamadım.

Gündemdeki hayvan katliamı ve kadın ölümlerini kaldırmak için böyle bi şey yaptıklarını düşünüyorum.

Bizim ülkenin aptallığı bu şekilde devam ederse geçin çökmeyi Afganistan'dan daha kötü oluruz. Yok tecavüz yok sokak hayvanlarını öldürme ve daha birçoğu. Üzülmemek elde değil. Acınası bir durumdayız.

Gelişmek için çabalarken daha fazla batıyoruz. Sanki wattpad'te sadece +18 sahneleri yazılıyormuş gibi düşünüyorlarsa ne kötü. Birçok insan burası sayesinde kitap okuma başladı. Bırakın yaş sınırı olan sahneleri bu platformda klasik kitap ve onum gibi yazılan kurgularda var. Burayı bizden almaları özgürlüğümüzü kısıtlamaktır. Bir sürü kurguda siyasi yönden yazılan paragrafları gördüm. Ve insanların yorumlarını. Bu düşünce özgürlüğümüzü kısıtlamaktır. Lütfen susmayın, konuşmaya devam edin.

Gerçekten çok yazık.

"Amca?"

"Ne demek amca?" Akyel ailesi de benim gibi şaşırırken ağzımı biraz daha şokla açık tutarken içine sinek kaçacağından emindim.

"Bardağın dolu tarafından bakalım. En azından Laçin bu adamı tanıdığı için bizi dava etmeyecek." Aksel Adin'in kafasına bir tane yapıştırıverdi.

"Hastaneye götürmeliyiz hadi çocuklar." Amcamı taşımak için Taner Bey uzanınca onu durdurdum.

"Hastane olmaz. Biraz daha ileride layla var. Amcamlar orada yaşıyor, oraya gidelim. Onun için hastaneye göre daha iyi olur."

Emin misin der gibi baktıklarında kafamı salladım. Arabaya binip kafasını dizlerimin üstüne koydum.

Korkuyordum. Bedeninde hasar yoktu ama ben yine de çok korkuyordum. Ellerim stresten titrerken kendimi sakinleştirmek çok daha zor oluyordu.

Parmaklarımın üstünde hafif bir dokunuş hissettiğimda sağıma döndüm. "O iyi olacak. Bedeninde hiçbir hasar yok. Başına kötü bir şey gelmeyeceğinden eminim."

Alaz'a gülümsemeye çalışsamda çabamın boşa gittiğinin farkına varabiliyordum. Evet, en azından yaralanmamıştı. Evlerine gittiğimizde babaannemin ona iyi bakacağından emindim.

"Sağa dönün." Taner Bey'e yolu tarif ederken bir gözümde amcamdaydı. Umarım halam çok kızmaz. Her şeye razıyım yeter ki terlikle üstüme yürümesin.

Köydeki evlerin kırmızı çatıları görüldüğünde rahatlamaktan çok gerilmiştim. Tepkilerinden çekiniyordum.

"Sanarım geldik." Alaz'ın binalardan geldiğimizi anlamasına şaşırmamıştım. Onu kafamı sallayarak onayladığımda köyün etrafında dolanan tanıdık yüzler gözlerimin parlamasını sağlamıştı. Çocukluk arkadaşlarım çayırda otururken onlarla olan anılarımızı düşünmeden edemedim.

Etraf biraz daha sakinleştiği zaman onlara sarılmak için an beklecektim.

Arel'in bakışlarıyla karşılaşınca az önce konuştuğu anı düşündüm. Hiç konuşmadığını ve konuşamayacağını düşünmüştüm. Belki bunu da onunla başka zaman konuşabilirdim.

"Şuranın önünde durabilirsiniz." Halamın evinin önüne arabayı park ettiğimizden bedenim fazlasıyla gerilmişti.

Kapımı açıp dışarı çıkarken Taner Bey amcamı taşıyordu. Arabadan çıktığımı gören mahallelilerin fısıldamalarını duyar gibiydim. Bunu bile özlemiştim.

LAÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin