Arkadaşlar bolumu acele ile atiyorum hatalarim olabilir duzenleyemedim kusuruma bakmayinnn
Keyifli okumalarrrr
Kendimi bildim bileli akrabalardan nefret etmiştim. Özellikle de aşiret olanlardan.
"Mesut amcamızın çocukları da Berk, Cüneyt, Elis ve Meriç."
"Son olarak Hülya halamızın da ikizleri var. Onlarda Sina ve Sinan."
Ne mükemmel isimler.
3 tane hala ve amcamın 50 tane çocuğu vardı. Bunlar yememiş içmemiş doğurmuş anasını satayım. Naptınız, her gece seviştiniz mi?
Yaklaşık yarım saattir salonda oturmuş anlattıklarını dinliyordum çünkü her an gelebilirleri ve benimde isimlerini bilmem lazımdı. Ama ne yazık ki hepsini unuttum.
"Aklımda tek bir şey kaldı. O da sarı yelloz götelek Can."
Taner Bey gözlerini sonuna kadar açtı. "Kim ona bunu söyledi?"
Adin koltukta birazcık kaydığında Taner Bey hemen farkedip ona uslanmazsın bakışları atmaya başladı.
Ta ki kapı zili çalana kadar.
Ortam bir anda o kadar ıssızlaşmıstı ki kimseden ses çıkmıyordu. Sanki onlardan korkuyorlarmış gibi hepsi gerilmişti.
Kapıya doğrü ilerlerken Adin'in kafası çok yavaş bir şekilde bana döndü. "Bir şey derlerse sakın sesini çıkarma tamam mı?"
Kafamı onaylar anlamda salladım ama bir şey derlerse elbette bende onlara sataşacaktım.
Kapının önüne geldiğimizde Aral koşarak açtı. Tabii açılan sadece kapı değildi. O kadar fazla kişi vardı ki gözlerimde sonuna kadar açılmıştı.
Karşımda koyun sürüsünden daha fazla varlığın olduğunu düşündüğüm insanlar bana bakarken bende onlara bakıyordum. Onlar bana, ben onlara. Onlar bana, ben onlara derken en önde dede olduğunu düşündüğüm adam bana doğru adımladı. Karşımda durduğunda hâlâ hiçbir şey demeden ona bakıyordum.
Elini kaldırdı ve çene hizama getirdi. Babaannemden bildiğim için elimi elinin altına koyup öptüm. Bundan memnun kalmış gibi burnunu kırıştırdı.
"Taner!" Kafasını ve gözlerini benden ayırmadan orjinalime seslendiğinde bir tırsmadım değil. Kaba ve gür sesi herkesi korkutacak türdendi.
Babam yanımızda durdu ve ellerini önde birbirine sürterek birleştirdi. Gerilmişti.
Dede bey kaşlarını çatarak konuştu. "Torunumla beni bu kadar uzun zaman hasret bıraktığın için sana kızgınım. Sevdim ben bu kızı, diğeri gibi değil."
"Baba o nasıl söz öyle. Alin ne yaptı da sana yıllardır böyle konuşuyorsun? O da torunun Laçin'de."
Sanarım dede bey benden önceki kızı sevmiyordu. Kapı tarafına doğru baktığımda yüzlerinde gördüğüm irenme yüzünden kimsenin Alin'i sevmediğini anlamak imkansız değildi.
"O kızı hâlâ nasıl savunabiliyorsun Taner? Oğluna neler yaptı ama sen hâlâ kızım diye dolaşıyorsun!"
Taner Bey'in dişleri sinirden birbirine sertçe yapışırken Adin ortamı yumuşatmak için bir anda dede beye sarıldı.
"Oy dedelerin gülü. En sevdiğim dedem. Dedem de dedem. Sen buralara bizim için mi geldin?"
"Oğlum bi' dur! Niye sizin için geleyim." Bana döndü ve beni beğenmiş gibi bir ses çıkardı. "Torunumu görmeye geldim."