13. Bölüm: Kanser

55 6 31
                                    

İçeriye giren doktorlara yer açtım.

"Buradan çekilin hanımefendi."

"Ama." Sözümü tamamlayamadan Bartu kolumdan çekti.

"Burada bekle Asel."

Başımı sallayarak onu onayladım. Aşağıdan Murat'ın sesi geliyordu. "Canan ve Bartu Poyraz ve adamlarını depoya götürün çabuk."

Göktuğ'a ilk müdahaleyi yapan yardım ekipleri onu bir sedyeye yatırıp aşağı indiler. Hiç beklemeden arkalarından gittim. Bartu da arkamdan gelip Poyraz ve adamlarını almaya gitti.

Bizi kimin ifşa ettiği ortaya çıkacaktı...

Aşağı inip ambulansa bindim. Göktuğ'u yalnız bırakamazdım. Arkamdan binen yardım ekibine bakıp konuşmaya başladım. "O iyi olacak mı?" Sesim titriyordu resmen.

"Fazla darbe almış. Bir kaç hafta kendine gelemez ama hayati bir tehlikesi yok."

Ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim.

Yaklaşık bir saat sonra hastaneye geldik. Ambulanstan indiğimde Murat'ın da arabasından indiğini gördüm. Koşarak yanıma geldi.

"O nasıl?" Diye sordu nefes nefese.

Hızlı adımlarla hastaneye giriyordum. "Hayati bir tehlikesi yokmuş."

Murat nefesini koyuverdi.

İçimden sürekli "O iyi olacak, o iyi olacak." Diyordum. Çünkü o çok güçlü biriydi.

Doktorlar Göktuğ'u bir odaya aldılar. Girmek istediğimde yasak olduğunu söyleyip beni uzaklaştırdılar.

"Ben de gireceğim onun yanında olmak istiyorum." Dedim yalvarırcasına.

"Hayır hanımefendi siz burada bekleyin lütfen."

Dolu gözlerimle Murat'a baktım. "Birşey yap ben de girmek, onun yanında olmak istiyorum."

"Burada beklememiz daha iyi olur Asel." Dediğinde pes edip koltuklardan birine oturdum.

Aklıma Eylül geldiğinde Murat'a döndüm.

"Eylül o iyi değildi. Sen onun yanına git."

"Kardeşimi burada yalnız bırakamam Asel."

"O iyi gözükmüyordu ama."

"Göktuğ'un uyandığını bir göreyim sonra giderim."

Yine onu arka plana atıyordu. Onun sağlık sorunları olduğuna adım gibi eminim. Ama kendini hiç düşünmüyor. Göktuğ'un iyi olduğunu gördüğüm ilk an onu hastaneye götürecektim.

Bir saat sonra

Odadan çıkan doktora adete koştum.

Doktor bana bakıp. "Hastanın neyi oluyorsunuz?" Diye sordu. Sahi ben Göktuğ'un neyi oluyordum? Sevgilisi miydim? Hayır değildim. Karısı mıydım? Hayır değildim. Ben Göktuğ'un neyiydim? Sevdiği? Evet ben Göktuğ'un sevdiği aşık olduğu kişiydim. Öyleydim değil mi?

Ben düşüncelere dalmışken Murat yanıma gelip doktorla konuşmaya başlamıştı.

Doktor yanımızdan ayrılınca Murat'a döndüm. Sanki ne demek istediğimi anlamış gibi konuşmaya başladı. "O iyiymiş Asel. Sadece... " Sustuğunda konuş dermiş gibi baktım yüzüne. "Sadece sol parmağını kesmişler."

Bunu biliyordum. Yanına gittiğim ilk an bunu fark etmiştim.

"Bu ajanlığa devam edemeyeceği anlamına mı geliyor?"

Tehlike içinde aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin