Yorumlarınızı eksik etmeyiniz, iyi okumalar!
Bölüm 46: Adalet Yerini Bulur
Yılanın dikkatini çekmek adına illa ona bir kötülük yapmanız da şart değildi, sizi gözünüze kestirdiği zaman zehrini akıtmak için an kollardı. Benim koynumdaki yılanım ise tam bir nankördü. Ona iyilik yapan bir adama yasaklı hisler beslemiş ve hakkıymış gibi karısını kıskanmış, ortadan kaldırmak istemişti. Fakat atlattığı bir nokta vardı ve bu nokta gidişat için en önemli husustu. Öldürmek istediği kişi şeytana pabucunu ters giydiren birisiydi ve bir yılanı ezmek onun hiç zor olmazdı. İşte ben de o yılanın başını daha en başından ezmiştim ama ezmeden önce sınır noktası neresiydi onu görmek istemiştim. Gerçekten de gözünü karartmaya meyilliydi ama aptallığı sayesinde çok da öteye gidememişti.
Yerde yıkılmış bir şekilde otururken zehirlendiğini düşündüğü için korkulu bakışları benim üzerimdeydi. Elimi bir hınçla saçlarına dolamış ve kafasını kendime doğru yaklaştırmıştım. "Sen o zehirle cezaevinde kuruyarak öleceksin ve ben, ölüm haberini keyifle bekliyor olacağım." Dememle birlikte yanağına sert bir tokat geçirmiştim. Kafasını o şiddetle yana doğru savrulurken elimden bir paçavra gibi onu uzaklaştırmıştım.
Ben, onun acısını hâlini izlerken kapı açılmış ve heybetli görüntü gözüme ilişmişti. Yüzümde keyifli bir ifade vardı ve o, bunu görünce gülümsemişti. "Fareyi yakalamışsın." Sırıtarak ona bakmaya başlamıştım. "En başından beridir avuçlarımın arasındaydı ama hamle yapmasını bekliyordum." dediğimde erkeksi bir şekilde gülmüştü. "Tam da senden beklenecek bir hareket." dedikten sonra gözleri Menekşe'ye bir saniye bile değmeden ayarladığımız kamera kaydına ve ses kaydına doğru ilerlemeye başlamıştı.
Arjen, babasıyla öyle bir sıkıntı yaşamasaydı bile durduk yere yalandan bir kavga çıkarıp onu evden gönderecek, Menekşe ile tek kalacaktım. Arjen o sırada ön kapıdan çıkmış olsa da arka tarafa açılan kapıdan içeriye geri girmişti. Ne zaman ki Menekşe odaya girmiş ve oyununu açık etmişse o da o vakitten beridir kapının ardında ne olur ne olmaz diyerekten bekliyordu. Öncesinde onun kurduğu düzeneği ise oyun başlamadan önce ben aktif etmiştim. Yani yılan kendini fena sansa da çoktan başını ezmek için ayağımı tepesinde bekleten taraf bendim.
"Evinde yaşadığın, yemeğini yediğin, paranı kazandığın yere nankörlük etmek hiç zoruna gitmedi mi?" Arjen, elindekileri çantaya yerleştirdikten sonra ellerini arkasında birleştirerek ağırca yanıma ilişmişti.
"O kadın beni zehirledi, beni öldürecek! Yardım et! Yardım et, nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?" Can havliyle konuşsa da ikimizin de onu taktığı pek söylenemezdi. "O, seni zehirlemeseydi bunu yapan taraf sen olacaktın ve inan ki onun yerine senin ölmeni tercih ederim. Yaşatmak istediğini yaşayarak ölmek acı veriyor olmalı." Soğuk ve tok bir ses tonuyla konuşuyordu ve ona şu an aşırı yükselsem de benim aksime Menekşe ürpermişti.
"Sadece sevdim, ben sadece seni sevdim! Sevdiğim için ölmeyi hak etmiyorum." Ayaklarıma doğru panikle kapanmış olsa da yalnızca üstten bir bakış atıyordum. "Sen sevdiğin için ölmeyi hak etmiyorsun ama birini seviyorsun diye onun karısı ölmeyi hak ediyor öyle mi?" dedim umursamazca.
"Gözüm döndü, aklımı kaybettim. Pişmanım, çok pişmanım. Ne olur ölmeme izin verme!" Ayaklarıma kapanmış ağlarken göz ucuyla Arjen'e bakmıştım. Yüzünde mimik oynamıyordu. Normalde benim aksime daha yufka yürekli olduğundan oyuna devam etmememi isterdi ama konu ben olduğum zaman gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Hatta biliyordum ki daha da çok üstüne gitmek istiyordu ama gencecik bir kız olması onun ellerini bağlıyordu.
"Bana yalvarman boşa, geri adım atacağımı zannediyorsan yanılıyorsun. Şimdi emniyete gideceğiz ve senin ceza alman için elimden geleni yapacağım. Dedenleri de çağırıyorum, yaptıklarının neye sebep olduğunu görmüş olursun sen de." Duyduklarıyla birlikte kendini sıkmayı bırakmış ve yüksek bir sesle ağlamaya başlamıştı. Ona acımıyordum çünkü elindeki imkânı değerlendirebilseydi şu an ölümle cebelleşen taraf ben olurdum. Üstelik karnımda bir bebek vardı ve o, bunu bilerek böyle bir işe kalkışmıştı. Niyeti zaten çocuğumla birlikte beni ortadan kaldırmaktı. Böyle bir insana acımak yapabileceğim en büyük ahmaklık olurdu ve ben böyle bir durumdan çok uzak olan birisiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateşi
Romance[TAMAMLANDI] "Sen ki makamların en güzeli bir mahur beste, bense yüreğine düşmüş bir ateş parçası." dedi gözlerine yansımış aşkın iziyle adam. "Aşkın yürekte bir ateş, uğrunda yakmazsam bu kalbi Mardin bana dar olsun!" dedi kadın dik başlı bir tavır...