Yorumlarınız çok şekeeer 🥺 bana o kadar motive veriyor ki anlatamam. İyi ki varsınız 🥺💜
Bölüm 13: Gücün Adı Arjen Ağa
Öfkeliydim! Baştan sona iliklerime kadar öfkeyle doluydum. Hayal kırıklığım ise had safhadaydı. Kalbimin parçalara ayrılmış yanlarından kanlarla birlike hayal kırıklığı süzülüyordu. Bu odadaki her bir kişiyle ufacık da olsa bir kelamım olmuştu. Hiçbirine bana bir şey demedikçe bir şey demek aklımın ucundan bile geçmemişti. Buraya gelirken tabii ki noksansız bir hayat yaşayacağımı düşünmemiştim ama böylesini de beklememiştim. Bu kadar nefret, bu kadar kin fazlaydı. Bana bakarken gözlerinden akan nefreti izliyor olmak her insan gibi beni de derinden rahatsız ediyordu. Kim her an yüz yüze olduğu bir insanın iğrenir gibi bakan yüzüne katlanabilirdi ki? Kim her an ayağını kaydırmak için pusuya yatan insanlarla yaşamaktan zevk alırdı?
Güçlüydüm... Güçlüydüm ve bunu da biliyordum. Daha ufak bir çocukken bu hayat benim boğazımda bir urgan olmuştu ve ben bu yaşıma gelene kadar o urganla yaşamıştım. Üstelik ayağımın altındaki tabureyi iteleyip düşürecek kişi de ailemden biri olacaktı. Ben cellatımla bir ömür geçirmiştim. Güçlü olmak; elinde silahla cirit atmak, birilerini öldürmek, birilerini ezmek veya nefret söylemleriyle olacak bir durum değildi. Ben yaşamın içinden savaş vererek güçlenmiştim. Azrail tepemde pusuda yatarken bile ben bir başkasına Azrail olmamıştım ama güçlüydüm işte. Kafamı duvarlara vura vura güçlü olmak ne demek öğrenmiştim ben. Birilerinin üzerine basıp geçmeden, bir kurşunla dünyadan göçmesine sebep olmadan, laflarımla tarumar etmeden başarmıştım bunu. Yalnızca yaşamıştım. Çünkü o evin içinde ölmeden bu yaşa erişmek dünyanın belki de en güç şeyiydi...
Az evvel ki gürültüye rağmen odayı bir sessizlik ele geçirmişti. Hepimiz sesin sahibine dönmüştük gayriihtiyari bir tavırla. Benim solgun gözlerim ise odaksızca bakıyordu. Şu an ayakta durmak istemiyordum. Şu an bu evin içinde yaşamak istemiyordum. Ben gün geçtikçe yaşamak istemiyordum artık! Fakat yaşamak zorundaydım. Çünkü sırtımı dayadığım bir yol arkadaşım vardı. Ondan kendimi geriye çekersem ve o bu yolda düşerse işte o zaman kendimi affedemezdim.
"Fütursuzca ortaya atılmış bir yalan var ortada. Benim de dilsiz şeytan olmaya hiç mi hiç niyetim yok!" Rojen kara gözlerini odadaki her bir kişinin üzerinde büyük bir özgüvenle gezdirmişti. Abisinin hırçın yanını onda görmüştüm tam da bu anda. O sahiden de abisinin kopyası gibiydi. Onu Arjen'in büyüttüğü, yetiştirdiği o kadar belliydi ki...
"Çıkar hele ağzındaki baklayı." Ruşen babaanne sinirinin ucunda yaşıyor gibiydi. Olan her şey onu deliye çevirmiş gibiydi. Yine de Arjen, Behrem'i döverken asla engel olmaya çalışmamıştı. Niyeti, gücün kimde olduğunu bilhassa göstermekti. Onu artık çözümleyebiliyordum.
"Ne yengemin ne de abimin özelini burada konuşmak istemezdim. Nitekim onların da isteği bu olurdu ama ortada olan bir yalanı yok sayıp üç maymunu oynayamam. Kıyıda köşede, gizli kapaklı işlerin çevrildiğini fark ettim fısır fısır konuşmalarla. Ben de bu işin peşine düşmek gerektiğini düşündüm ve Seyran'ın ardına birini koydum. Dediğim gibi konuşmak istediğim bir mevzu değil ama Firdevs Hanım'ın ne niyetle yaptığını bilmediğim bir oyundur bu durum. Bu fitneliği başından kendi mi düşündü yoksa Aysima mı aklına düşürdü bilemem; fakat ortada yengeme oynanan bir oyun var alenen. Daha da fazla bu olayı dillendirip çirkinleşmeyelim rica ediyorum. Bir evliliğin temeline bomba yerleştirmenizin bir manası yok bilesiniz. Çünkü onlar doğruysa yoluna koyulan taşlar da kaldırılır, bomba da imha edilir. Bunun ilk ve son olmasını temenni ediyorum yoksa abimin ateşinde yanarken bana yalnızca izlemek düşecek." Başı dik, cümleleri her defasında vurguluydu. Herkese yerini belli etmek istercesine konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateşi
Romansa[TAMAMLANDI] "Sen ki makamların en güzeli bir mahur beste, bense yüreğine düşmüş bir ateş parçası." dedi gözlerine yansımış aşkın iziyle adam. "Aşkın yürekte bir ateş, uğrunda yakmazsam bu kalbi Mardin bana dar olsun!" dedi kadın dik başlı bir tavır...