Special Episode 1

58 7 61
                                    

Karanlık.

Gördüğüm tek şey karanlıktı. Hissettiğim ise çok fazla şey vardı. Korkunç bir kabusun içindeydim. Oldukça farkındaydım fakat sanki zihnim mühürlenmiş beni yapabileceğim her şeyden alıkoyuyordu.

Yutkundum yapabildiğim kadar. Boğazım o kadar kuruydu ki geçmedi tükürüğüm boğazımdan. Boğuldum. Delice öksürmeye başladım.

Rüyada mıydım yoksa gerçekten kaçırılmış mıydım?

Ayırt edemeyecek kadar bulanıktı zihnim. Bütün her şey silinmiş gibiydi içindeki.

Hatırlamaya çalışsamda bazı bulanık imgelerden öne geçemeyen anılarım canımı sıkmaya başlamıştı iyice. Gitgide sinirlerim zihnimi ele geçiriyordu. Kim olduğumu hatırlama hırsıyla yanıp tutuşuyordu fani bedenim. Kıvranıyordu başımda artmaya başlayan acı ve ağrıyla.

Vücudum zayıf düşmeye başladı sonra.
Zaten çokta düzgün olmayan görüntülerin hepsi tamamen karanlığa büründü.

⋆˚🐾˖°

Gerçekliğe dönüp nefes nefese uyandım. Soğuk ter damlaları hala yüzümden boynuma doğru akıyordu.

Nefes alış verişimi düzenlemeye çalışırken hala yanımdaki bedeni de uyandırdığımın farkında değilim.

"Bebeğim"

Duyduğum uykulu ve derin sesle ona döndüm.

"Sunghoon "

Daha fazla tutamadığım göz yaşlarımı akıtıp resmen kendimi onun üstüne bıraktım.

Kolları direkt olarak belimden beni yakalayarak kendine çekmişti.

İç çekişlerim dışında odada sadece onun hafif nefes sesleri duyuluyordu.

"Buradayım güzelim. Geçti bak, ben yanındayım."

Daha yapıştım bedenine. Tutuşu sıkılaştı. Sakinleştikten sonra hafifçe kafamı kaldırdım

"Yine rüya gördüm"

Suçlu bir ses tonuyla mırıldandım. Son 2 aydır sürekli böyle rüyalar görüyor ve gerçekle rüyayı ayırt etmekte zorlanıyordum. Rüyalarımda hafıza kaybımın farkında olmama rağmen buna bir şey yapamıyor olmak iyice sinirimi bozuyordu.

Sessize sırtımı okşamaya devam etti. Sanki aylardır onu gecenin bir yarısında uyandırmayıp sabaha kadar omuzlarında ağlayıp onu uykusuz bırakan ben değilmişim gibi şefkatle dokundu bedenime.

"Uykuya ihtiyacım olmadığı konusunda anlaştık sanıyordum"

Kaşlarını çatarak mırıldandı. Kurt adam tarafınıda benimleyken geliştirdiği için aura görebiliyor olduğu gerçeğini hala benimseyememiştim.

"Üzgünüm" mırıldandım sessizce.

"Üzgün olmanı istemiyorum. Bana kendini bırakmanı istiyorum tamam mı?" beni iyice kendi bedenine çekmişti.

Bir eli hala sırtımda gezinirken diğer eli saç derime masaj yapıyordu. Dudakları ise omzumda ve boynumda dans ediyordu.

Verdiği aralarda kulağıma rahatlamamı sağlayan şeyler fısıldıyordu.

"Her zaman yanında olacağım meleğim, düştüğünde de, ayağa kalktığında da, en güçlü olduğun anda da. Çünkü ilgilendiğim şey ne halde olduğun değil ben sadece seni istiyorum Jaeyun. Ayrıca eğer bir kaç saatlik uykusuzluk seninle daha fazla sarılmak anlamına geliyorsa sikerim uykusunu. İhtiyacım olduğunu kim söyledi? Ben vampirim bebeğim. İnan bana uykudan çok sana ihtiyacım var benim. Senin gözlerinin gülmesine, içindeki yıldız tanelerinin parıldamasına, dudaklarının yukarı kıvrılmasına. Benim ihtiyacım olan tek şey sen ve senin mutluluğun. Şimdi ne üzgün ol da ne suçlu hisset güzelim. Çünkü ben senin için bırak bir kaç saatlik uyku bütün ömrümü vermeye razıyım.Çünkü seni seviyorum. Tahmin edebileceğinden çok, hissedebildiğinden daha ağır şekilde seviyorum. Benim kalbim senin ellerinde çiçek açtı. Sen benim kalbimi çiçek bahçesine çevirdin ve ben bunu sana nasıl anlatırım bilmiyorum. Ben sana her dakika yeniden aşık oluyorum Jake. Sanki o geçen dakika da daha az aşıkmışım gibi. Daha da fazla aşık oluyorum sana. Gözlerin parlasın istiyorum cıvıl cıvıl etrafa bakarken. Ben senin gözlerine de aşığım Jake diğer bütün gözlere de kör. Şimdi bir daha asla böyle bir şey düşünme. Beni herhangi bir yoldan rahatsız ettiğini düşündüğün an koltukta uyursun. Duydun mu beni?"

CageHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin