Bölüm 12

467 20 2
                                    

Başımı usulca dizine koyacaktım
Dört gün dört gece susacaktım.

                                           Atilla İlhan

Berfinden
------------------------------------
Olayla biten düğünün ardından iki aşiret de hastanedeydi. Ben ve Baran, benden dolayı sonradan gelmiştik ve herkes çok bitkin gözüküyordu

Dilan akmış makyaji ve üstünde kan lekesi olan gelinliğiyle oturuyordu kapının önünde, beni görünce hızla ayağa kalktı yanıma geldi ve elimi tuttu

"Berfin kimse bizi içeri almıyor, bilgi vermiyor. Noldu benim kocama bilmiyorum nolur sen birşey söyle" deyip tekrar ağlamaya başladı

Aslında gördüğüm kadarıyla abimin çok derin bir yarası yoktu kan kaybı da çok olmamıştı ama endişesini anlayabiliyordum. Bugün Baran'a birşey olsa sanırım bende böyle olurdum

"Tamam, sakin ol ben şimdi bilgi alıp gelicem. Merak etme abimin yarası derin değildi ciddi birşey yoktur" bir nebze de olsa içini rahatlatmak istemiştim

Yanlarından ayrılıp danışmanın yanına gittim. Benim çalıştığım hastaneye gelmiştik bu sebeple hangi hocanın abimle ilgilendiğini öğrenmem gerekiyordu bilgi almam için

Danışmadaki kız beni görünce şaşkınlığını gizleyemedi "hocam siz bugün nöbetçi değildiniz?" Dedi soru sorar gibi "değilim zaten canım, abim yaralandı. Hangi hocanın ilgilendiğini öğrenmeye geldim, bilgi almamız gerekiyor" dedim gülümseyerek

Benden kim olduğunu söylememi bekliyor gibi baktığından bende çok bekletmeden söyledim "Berzan Türkmen" hemen bilgisayardan baktı

"Sinan Hoca ilgileniyormuş hocam" diyince kafamı sallayıp teşekkür ettim ve Sinan Hocanın odasına doğru yürümeye başladım

Zaten aynı katta olduğundan gelmem çok uzun sürmeyen odaya kapıyı tıklatıp girdim içeri. Sinan hoca beni göreceğine şaşırmış olacak ki kaşları çatıldı "hocam, merhaba" dedim gülümseyerek

"Merhaba, merhaba da sizin burada ne işiniz var hocam? Siz bugün nöbetçi değildiniz" dedi. Halla şaşkındı

"Abim vuruldu, sizin hastanızmış. Haber bekliyorlar da ondan geldim hocam" dedim

Sinan Hoca'dan pek haz ettiğim söylenemezdi. Kendisi benden yaşça büyük olduğundan üstünlük taslamaya çalışmıştı ama o taşlara benimle giremeyeceğini anladığında bu durumdan vazgeçmişti

"Abim Berzan Türkmen" dedim. Sabır dilenmeye başlamıştım çünkü resmen adama kal gelmişti

"He, pardon hocam. Berzan Beyin ciddi bir durumu yok, dikiş atıldı zaten sadece sıyırmış. Bugün kan takviyesi yapılacak ondan hastanede kalması gerekiyor yarın çıkışını yapabilirsiniz" diyince daha fazla dayanamadım ve kafamı sallayıp hızla çıktım odasından.

Şimdi ilk işim bizimkilerin yanına gidip bilgi vermek olacaktı. Hızla asansöre bindim ve tuşa bastım

Kısa bir bekleyişin ardından, kata gelince asansörden indim ve seri adımlarla bizimkilerin yanına ulaştım

Beni gören herkes ayağa kalkmış, Dilan koşarak herkesin önüne geçmişti "nolmuş, neyi varmış?" Demişti

İçinin rahatlayacağı bir gülümseme takındım yüzüme " merak etmeyin, ciddi bir durumu yokmuş. Dediğim gibi sıyırmış bugün kan takviyesi yapacakmış ondan yarın sabah çıkarılacak" Dilan'ın kaşları çatıldı

"Eğer ciddi birşeyi yoksa neden kan takviyesi yapılıyor? Bak söylemediğin birşey vars-" dayanamamıştım

"Ciddi birşey olsa bu kadar sakin kalabilir miyim sence Dilan? Bir sorun yok, sadece kan kaybetti ve hemen çıkarırlarsa bitkin düşer. Yarasının çabuk geçmesi gerekiyor, kan alması gerekiyor" dedim.

Mardin Güzeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin