Bölüm 23

133 7 2
                                    

Her güneşin aydınlattığı sabah çiçekler açmaz her dolunay çıktığında tutulan dileklerin gerçekleşmeyeceği gibi...

Berfinden
----------------------------------------
Kerem beni arayınca sadece acil konağa gelmemi söylemiş ve kapatmıştı nedenini bilmiyordum

Üstümü değişip hemen arabamla konağa gelmiştim Keremin sesini ilk defa bu kadar endişeli duymuştum o yüzden içimde tarif edemeyeceğim bir korku vardı

Arabamı park edip koşarak içeri girdim  daha eve girmeden bağırış sesleri geliyordu ve bu tanıdık sesler Baranla Hamza dedeye aitti

Hamza dedeyi kısa sürede tanıdığım kadarıyla  herşeye sinirlenmediğini genelde  sakince konuşarak olayları çözdüğünü görmüştüm şimdi onu böyle sinirlendiren şey neydi?

İçeri biraz daha yaklaştığımda artık konuşulanları rahatlıkla duyabiliyordum "karın bu eve geldiğinden beri yapmadığı saygısızlık kalmadı, ona rağmen ağzımı açıp tek söz etmedim ama bu kadarı fazla! Ne demek başka erkeklerle sarılmak! Biz bu kızı işine gitsin çalışsın diye göndermiyor muyuz hastaneye?"

Benim yüzümden kavga ediyorlardı acaba bu sefer neyimi görmüşlerdi de olay yaratmışlardı...

"Dede! Ben o çocuğu tanıyorum Berfinin arkadaşı o neden anlamak istemiyorsun?!" Sanırım sorun Oğuzdu ama Oğuzu sadece Baran tanıyordu diğerleri nereden biliyordu ki?

Yarı açık olan kapıyı açtım ve içeri girdim. Çantamı kenara bırakıp salona doğru ilerledim. Baran ve Hamza dede ortada bağırışıyor diğerleri de etraflarına toplanmışlardı

Ayla da gelmiş Nazgül Hanımın yanında olanları izliyordu, beni görünce birkaç adımla öne çıktı"işte geldi gelinin dede ona sor hesabını Baran'a değil" kollarını önünde birleştirmiş üstten üstten bakıyordu bana

Yanlarına ilerleyip Baran'ın yanında durdum ve elini tuttum yüzü bana dönünce sakince sordum "ne oluyor canım?" Elimi sıktı, karışma sen der gibi bakıyordu ama eğer bu kavga benim yüzümden çıktıysa benim sonlandırmam doğru olurdu

Ayla elinde bir fotoğrafla geldi "canımmış, al bak ne oluyor! İş diye gittiğin yerde erkeklerle fingirdiyormuşsun da haberimiz yokmuş!" Elindeki fotoğrafı aldım ve incelemeye başladım

Bugün çekilmiş bir fotoğraftı Oğuz ameliyatı yapabildiği için bana sarılmıştı ve o anımızı çekmişlerdi kim çekmişti onu da bilmiyordum ama kavga sebebi bu fotoğraftı

Fotoğrafı yanımızdaki sehpaya bıraktım ve Hamza dedeye döndüm "dede bu konuyu senin odanda ikimiz konuşabilir miyiz? Lütfen" biraz suratımı inceledi ses tonum gayet sakindi korkacağım birşey yoktu ama şuan burda anlatırsam olanları Nazgül Hanımla Ayla ne yapar eder konuyu büyütürlerdi

"Ne diye özel konuşuyormuşsun? Yaptığın ahlaksızlığın birde konuşulacak tarafi mı var! Ne söyleyeceksen hepimize söyle!" Bir an önce Hamza dedenin odasına gitmek istiyordum çünkü burda Nazgül Hanımın laflarına maruz kalmam ortamı içimden çıkacak canavarla daha çok germem demekti

Hiçbir şey söylemedim hatta bakışlarımı bile oraya çevirmedim Hamza dededen bir cevap bekliyordum ve onun yüzüne bakıyordum ama o benim aksimi yapıp Nazgül Hanıma döndü

"Nazgül! Burda ben varken sana mı düşüyor bu kıza hesap sormak? Varlığımı unuttunuz mu hemen!" Ne yüzümdeki ifadeyi değiştirmiştim ne de bakışlarıma bir duygu yerleştirdim yüzümde belli etmesem de içindeki Berfin zilleri takmış Nazgül Hanımın yediği azar için göbek atmaya başlamıştı

Mardin Güzeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin