First And Last Love |Taekook|

"Utanç ve Hayal Kırıklığı"

Yüzüme yoğun güneş vururken uyanmış ve bu sıcağa lanet etmiştim.

Doğrularak çarşaftan sıyrılırken bir süre öylece çıplak bedenime baka kalmıştım.

Hatırlıyordum dün gece Taehyung'a çok şehvetli bir öpücük vermiş ve odama geçip soyunup pikenin altında güzel bir pozla onu beklemiştim ancak resmen onun gelmesini beklerken uyuya kalmıştım.

Bu halime kıkırdayıp kafamı iki yana sallamıştım.

Onu özlediğimi söylemişken o gerçekten beni değilde işini seçmişti. Bunun için ona güzel bir trip atmam gerekiyordu gerçekten.

Ayaklanıp yatağın kenarından Taehyung'a ait gömleği alıp giydim ve düvmelerimi iliklerken telefonumu elime alıp sekerek odadan ayrıldım.

Hemen ilerdeki çalışma odasının kapısını açıp girdiğimde Taehyung'u görmeyi beklerken boşlukla karşılaşmıştım.

Kaşlarım çatılırken çalışma odasını kapattım ve bu sefer banyoya baktım ama orada da yoktu. Giyinme odası, aşağıdaki salon, mutfak, mutfağın ordaki oturma alanı, mutfağın ordaki tuvalet, aşağıdaki şarap odası, oyun odası hiç birinde yoktu.

En sonunda sinema odasında diye düşünerek oraya gidicekken önünden geçtiğim çamaşır odasından bir kıkırtı sesi duymuştum.

İlk başta burda çalışan betalar falan kendi aralarında gülüşüyolardır diye düşündüm. Ardından boğuk bir inleme sesi geldi.

Şok olmuş bir şekilde bir süre kala kaldım. Ve elim istemsizce kapı koluna gidip gelmek arasında kaldı.

Omegam içimde ilk defa çıldırmış gibi hissetti. İhtimali bile onu delirtti ama o olamazdı ki. Taehyung beni aldatmazdı.

Tam o sırada telefonum titredi. Gözlerimi telefonumu çevirdiğimde bir bildirim gördüm. Biri mesaj atmıştı.

Ellerim titrerken zorlukla açtım telefonu ve o resmi gördüm.

Bu bizim evimizdeki şu an önünde bulunduğum çamaşır odasının içiydi ve Taehyung bizim beta bir çalışanımızla öpüşürken onun üstündeydi elleri.

Ağzım kocaman açılırken herhangi bir ses çıkarmamak için elimi ağzıma bastırdım. Gözlerim dolarken elim bu sefer kararsız kalmayıp kapı koluna gitti ve hızla açtım.

Kızın ince çığlığı duyulurken üstünü düzeltmeye çalışırken ben adama baka kaldım.

Bu Taehyung değildi. Bu güvenlik olan adamlardan biriydi.

Gözlerim kocaman büyürken özür dileyerek hemen kapıyı kapattım ve koşmaya başladım.

Kalbim deli gibi atarken yukarı çıkıp doğruca dış kapıya yöneldim ve dışarı çıktım.

"Yoongi Hyung!'

Biraz sesli söylerken etrafa öylece bakınmaya başladım. Bir kaç koruma bana dönerken bu sefer onlardan birine bakarak konuştum.

"Yoongi Hyung nerede?"

Şu an kesinlikle çok kötü bir haldeydim. Korkudan ellerim titrerken ve gözlerim dolu doluyken ben sadece bir tek Taehyung'un gömleğiyle dışarıya çıkmıştım.

Adam tam cevap vericek iken yandan sert adımlarla birlikte Yoongi Hyung'un sesi duyuldu.

"Bay Jeon, iyi misiniz? Bir şey mi oldu?"

Onu gördüğüm anda ona doğru koşup elimdeki telefonu ona uzattım.

"Ben Taehyung'u arıyordum. Taehyung'u ararken çamaşır odasından ses geldi. Ben-ben o olmadığını elbette biliyordum ama ama sonra bu mesaj geldi bende kapıyı açtım baktım. Ama Taehyung değildi orda başka alfa vardı burdaki alfalardan sonra-sonra ben kaçtım."