Taehyung'un şirketteki odasındaydık. Bana arka tarafta beklememi söylemişti ancak ben onuda seyretmek istediğim için karşısındaki koltuğa yayılmış onu izliyordum.
Çok yakışıklıydı. Her baktığımda kasıklarımı sızlatacak bir yakışıklılığa sahipti. Gerçi sızlaması benim şu anki azgın hissetmemlede geçerli olabilirdi. Gerçekten yakında kızgınlığa gircek gibi hissediyordum ancak daha bir hafta zor olmuştu kızgınlıktan çıkalı.
Derin bir nefes vererek elimi karnımın üstüne koydum. Midem bulantımdan çok yemek yiyemediğim için hala biraz kendimi kötü hissediyordum.
Kapı tıkladı ve açılırken hemen doktorun geldiği düşüncesiyle doğrulup kapıya baktım.
Ancak yanılmıştım içeriye giren Hayley'di. Seokjin'in kardeşi olduğu için sorun etmemeye çalışıyordum bu kızı ancak o mini eteğiyle kıvırtarak sanki beni hiç fark etmemiş gibi doğrudan Taehyung'a yürümesi çok sinir bozucuydu.
Abisi çok iyi birisiydi halbuki hatta bize geldiklerinden beri sık sık mesajlaşıyor yada araşıyorduk. İrtibatı koparmamak için çift yönlü bir çapa içerisindeydik.
Ancak kardeşi şu an benim daha deminden beri Taehyung'tan etkilenmem dolayısıyla tamam benim fermonlarım dolan odayı umursamadan arada kalan masayı bile es geçmiş ve dolaşarak tam Taehyung'un yanına geçip elindeki dosyaları Taehyung'un önüne koymuştu.
Taehyung'ta ne olduğunu anlamamış ve kaşları çatık ona bakarken kız uzun güzel saçlarını arkaya doğru atarak hafif eğilmiş bir şekilde konuşmuştu. Anladık göğüslerin var yani.
"Bay Kim bilişimden istediğiniz raporlar geldi."
Taehyung hala kaşları çatık bir şekilde kızın direk yüzüne bakarken elini kaldırmış tam konuşacakken. Taehyung'un kaldırdığı eli tutu kız ve gözlerini kırpıştırarak hemen söze atladı.
"Bay Kim biliyorum çok sinirleniceksiniz ama tahmininiz doğru çıktı. Jungkook'un babasıymış evinize girmesi için adam gönderen kişi. Sizi öldürmek istemiş..."
Kız bir kaç şey daha söyledi orada ancak benim kulaklarım uğuldamaya başlamıştı bile.
Anlayamıyordum, algılayamıyordum.
Benim babam, ne yapmıştı tam olarak?
Evdeki o siyahlar içindeki adamın görünüžü gözlerim önüne geldi. Yoongi Hyung'un ben kurtulıyım diye kendini feda edişi geldi gözlerim önüne. Babamın bağırış sesleri geldi kulağıma.
Benim babam beni öldürmek mi istemişti? Çocuğu yaşındaki oğlunun bu hayattaki en sevdiği insanı mı öldürmek istemişti?
Ama neden bunu yapsın ki? Benim babam sıradan bir finans şirketine sahipti sadece.
'tahminiz doğru çıktı'? Şu an Taehyung'un kolunu tutup dışarıya attığı kız öyle demişti demi. Taehyung'un tahmini mi doğru çıkmıştı? Babamın böyle bir şey yaptığını tahmin mi etmişti? Neden bana söylememişti?
Öylece baktığım duvardan gözlerimi ayırmamı sağlayan şey Taehyung'un kollarımı sıkıca tutuşuydu.
Gözleri pişmanlıkla doluydu ama umursayamadım o anda bunu karşlarım çatılırken yutkundum ve kafamı başka bir tarafa çevirdim.
"Herşeyi anlat Taehyung."
Karşıma yere eğilmişti dediğimle hemen kalkıp yanıma oturup elimi tutmak istemişti ancak istemedim. Şu an ona dokunmak, ona bakmak istemiyordum. Sadece anlatsın istiyordum.
"Jungkook ben-" derin bir nefes alıp verdi. Aklındakileri toparlamaya çalışıyor gibiydi. "Her şey 1 yıl önce baban buraya gelince başladı. Bana benim piyasama yani bu yer altı işlerine girdiğini söyledi. Bir süre onun sadece minik işlerle çok belaya girmeden işleri halletmesini izledim. Yani bir nevi arkasını kolladım çünkü babandı başına bir iş gelirse üzülürsün diye..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First And Last Love |Taekook|
Fanfictionİki bir birine aşık dost. |omegaverse| |alfatae&omegakook|