"25 ideal evlenme yaşı!"

569 20 3
                                    

O basit ama romantik tekliften sonra orada bir süre öpüşmüş ardından yavaş yavaş yağmur damlaları atmaya başlayınca içeri girip yemeğimize devam etmemiz ardından ellerimizi yıkarken sıkıldığımız için ne yapmak istediğimizi düşünmüştük. En sonunda sinama salonuna inip film izleme kararı verdiğimizde -ki bu karar bol su savaşıyla olmuştu- beni kolumdan tutup sinema salonuna inmiş beni kucağına oturtup birlikte -utandığım için ses çıkarmamıştım aslında o yüzden o- filimi seçip öyle izlemiştik.

Şimdi ise buradaydım onun kollarında uyanmış öylece yüzünde gözlerimi gezdirirken elimi onu uyandırmaya korkar şekilde yanağına koymuş baş parmağım olduğu bölgeyi sevmeye başlamıştı.

Çok yakışıklıydı. Keskin çenesi, kalp şeklindeki dudakları, güzel burnu...

Şu an burada olmayabilirdim. Şu an aşağıdaki odada ağlıyor olabilirdim ama buradaydım. Oda beni seviyordu. Burnumu boynuna gömerek güzel fermonlarını soludum.

Sanki bu ara daha fazla yoğunlaşmış gibiydi yada bana öyle geliyordu.

Kokusuyla mayışırken oda kıpırdanmaya başlamıştı yüzünü görmesemde uyandığına emindim o yüzden yüzüne bakmak için kafamı kaldırıp yüzüne bakmıştım. Tahmin ettiğim gibi gözleri açık bana bakıyordu.

"Günaydın." Diye fısıldadım belime kollarını sararak beni boynuna geri yerleştirdikten sonra tek bacağını üstüme atıp konuştu. "Biraz daha uyuyalım sonra günaysın."

Bu haline kıkırdarken burnumu boynuna sürtüp kokusunu biraz daha içime çektim. Sanırım bu konuyla birlikte biraz daha uyuyabilirdim.

Tekrardan uyandığımda vücudumu esnetmeye çalışırken yüzümün tamamen şiştiğine emindim. Taehyung'a kanmayıp uyanmam gerekirdi.

Zaten şimdide yanımda yoktu beni uyutup kaçmıştı resmen.

Oflayarak yatakta yuvarlanıp komidine ulaşıp telefonumu elime alıp açtığımda saatin öğlen bir olduğunu görmemle uflayarak oturur pozisyona gelmiştim. Nasıl bu kadar uyuyabilmiştim gerçekten? Taehyung çok tehlikeliydi.

Ayağa kalkarak ilerliycekken komidin üzerindeki vazonun içinde duran lalerime gözüm takılmıştı. Hemen suya koymuştum onları ölmesinler diye ama eğer burda kurkurlarsa dökülüceklerini biliyordum o yüzden yapraklarını koparıp kitap arasında kurutup sonra onları ayraç mı yapsam yoksa çelçelevetip çelćeve içinde mi kurutsam diye düşünüyordum. En sonunda ikisininde yapmaya karar verip bir yaprağını koparıp cam önündeki kitabıma koşup arasına saklamış ardından bu gün içinde diğerlerinide çelçelevetmek için çarşıya çıkmam gerektiğini aklıma yazdım.

Mutlu olduğum için sekerek aşağı inmiş ve mutfaktan gelen caz müzik sesiyle sekerek oraya gitmeye devam edip en sonunda yemek yapan biskolata reklamından fırlamış gibi duran alfanla karşılaşınca gülümseyip  koşturup beline kollarımı sarıp iki kürek kemiği arasına dudaklarımı bastırıp daha sonra öptüğüm yere yanağımı yasladım.

"Günaydın."

"Günaydın Taetae'm"

Hitabımı duyduğunda kıkırdamıştı. Eskiden bu kelimeyi daha fazla kulanırdım onun için ama sonra unutup gitmiştim işte anılarımız arasında kaybolmuştu ama önemli değildi. Çünkü bizim yaptığımız herşey özeldi.

Elindeki işi bırakıp kollarımın arasında zorla bana dönmüş yüzümü iki avcu içerisine alıp yanaklarıma bastırarak dudaklarımın öne çıkmasını sağlamıştı. Bu hal benim komiğime giderken gülmeye çalışmış ama dudaklarım büzülü olduğu için garip sesler çıkmıştı ağzımdan.

First And Last Love |Taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin