tercih meselesi

18 5 0
                                    

Diyelim ki acayip güzel, bir o kadar da pahalı, maddi manevi her anlamda benim için önemli bir vazom var. Ben o vazoya çiçek koyamam, ben o vazoyu kullanamam, ben o vazoya ev sahipliği yapamam. Bir gün kırılma ihtimali her daim korkutur beni. Aklımın bir köşesinde sürekli o olur, bu yüzden de kullanmaya değil dokunmaya bile cesaret edemem. Bir gün kırılmasıyla uğrayacağım hayal kırıklığı benim şu anımı, vazoyu kullanmamı, engeller. İşte böyle zamanlarda vazoyu da kaldırmıyorum ki uzak ve güvenli bir rafa, onu da yapamıyorum işte. Kullanamayacağım bir vazoya da sahip olmak istemiyorum. Bu bana fazla geliyor. Varlığı bu sefer varlığımı rahatsız ediyor. Bir gün kırılma ihtimali ise sürekli beni tedirgin ediyor. Böyle anlarda kendi kendime yaptığım bir şey var. Vazoyu ilk ben kırıyorum. Böylelikle ortada ne vazo kalıyor, ne de kırılma ihtimali. Fark ettim ki ben hayatımda çoğu durumda da böyle davranıyorum. Baştan berbat edeyim ki her şeyi sonrasını düşünmem gerekmesin. Bu bana daha güvenli hissettiyor. Ki artık alıştım. Baştan mahvetmeye, ilerleyememeye, güvensizliğime.  Hem artık,  ben cam kırıklarında çiçek yetiştirmeyi öğrendim.

°❀⋆.ೃ࿔*:・

Çiçekleri yaşatmak isteyen biriyken, sırf güzel ve hoşuma gidiyor diye vazo almamalıydım zaten. İhtiyacım olan şey en başından bir saksıydı.
Konunun çiçekle, vazoyla, saksıyla bir alakası yok.

being defeated by a butterfly while playing chessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin