Keyifli okumalar dilerim
Neva artık ayaklarını hissetmiyordu ayakların altındaki çiviler tek tek batıyor ve kapatıyordu. Kapı açıldığında gelene bakmadı.
Gelen kişi nevanın ellerini çözüp kucağına aldı ayağından çiviler tek tek çıkmıştı nevanın ağzından bir inilti koptu.
"Sstt geçti küçük sevgilim" ses doruğa aitti. Nevayı yere yatırdı. "Bir kaç saate gelicekler seni alıp götürecekler sen iyileseceksin ve sonra sonsuza kadar benim olacaksın" diye fısıldadı kulağına. Kalkıp gitti neva ise yerde öylece yatıyordu.
Kaç dakika geçti bilmiyordu gürültüyle kapı açıldı gelen karan abisiydi. "A-abi" dedi zorlukla "geldim güzelim geldim" nevayı hızla kucağına alıp ordan çıktı arabaya binip hızla hastaneye sürdü.
Tüm Akay ailesi buradaydı. Nevanın halini gören herkes daha çok ağlamaya başlıyordu. Neva ise yarı baygın bir şekilde sedyenin üstünde yatıyordu. Hızla emar tomografi çekilip ameliyata almışlardı.
İç kanaması olduğunu söylemişlerdi. Saatlerce Akay ailesi ameliyathanenın önünde bekliyordu. Mehtap hanım oturduğu koltukta ağlıyordu Atakan bey ise volta atıp birilerini arıyordu karan üstüne bulaşan kardeşinin kanıyla duvarın dibine çökmüş göz yaşı döküyordu ikizler ise neva ile ilgili bilgi veriyor ve durumunu öğreniyorlardı. Aram annesiyle ilgilenirken Melih asil ile ilgileniyordu. Çınar ise babası gibi sinirle birilerini arıyor akarları bulmalarını söylüyordu. Asil ise ikizini o halde gördükten sonra bayılmıştı.
En sonunda içeriden doktor çıkmış ve akaylara durumu anlatmıştı. "Çeşitli yerlerinde çoklu kırıklar var iç kanamayı durdurduk yirmi dört saat çok önemli başına darbe almış yoğum bakıma alacağız geçmiş olsun" dedi ve gitti.
12 saat sonra
Tüm Akay ailesi yoğum bakımın penceresinden nevayı izliyorlardı. Yüzü gözü şiş eli bacağı alçıda ayakları sargılı ve daha bir çok yarası hayati tehlikesi devam ediyordu. Ve bir telefon sesi yankılandı. Atakan bey hızla telefonu açtı. Güzel bir haber gelmişti. Veysel ve Ahmet'i yakalamışlardı.
Herşeyden önce Atakan bey kızının uyanmasını bekliyordu. Abi tayfası haberi almış ama onlarda babaları gibi kız kardeşlerinin uyanmasını bekliyorlardı.
...
24 saat dolmuş ve nevayı normal odaya almışlardı..ve artık uyandırma zamanı gelmişti. Oda büyüktü herkes rahatlıkla sığmıyordu içeri. Neva yavaş yavaş uyanıyordu. Diğer herkes ise merakla nevaya bakıyordu.
"N-nerdeyim ben" dedi neva yorgun bir sesle.
"Hastanede abicim bitti kurtuldun güzelim." Dedi karan kardeşinin alçılı olmayan elini tutarken. Neva odaya göz gezdirdi herkesin orada olduğunu gördü.
"Nasıl hissediyorsunuz neva hanım" diye sordu doktor kontrollerini yaparken. "Her yerimde ağrı var." Dedi gözleri kapalı.
"Kolunuz ve bacağınızda kırıklar mevcut kaburga kemikleriniz zarar görmüş. Başınıza aldığınız darbeden dolayı başınız ağrıyor. Bir süre burda misafir olacaksınız suanlık yürümemeniz gerekiyor ve kendinizi yormayın güçlü bir ağrı kesici ekledim serumunuza birazdan en hafife inecek acılarınız geçmiş olsun" dedi ve doktor çıktı. Hemşireye son olarak deftere not alıp serumu kontrol etti ve oda odadan çıktı.
Neva gözlerini açmadı. "Abicim" dedi çınar neva gözlerini açtı ve ailesine baktı. "konuşmak ister misin?" Diye sordu bu sefer aram. "Ne konuşalım abi" dedi neva kırgındı hepsine hiç biri koruyamamiş ve bulamamıştı onu. "Neler yaşadığımı mı yoksa sizin beni bulamamanızı mı?" Dediğinde hepsinin başı yere eğikti. Kimse birşey diyemedi.
"Asem abim" devamını getirmeden susturdu neva melihi. "Neva adım neva" dedi gözleri kapalı. Asem yoktu artık Asem sonsuza kadar ölmüştü. Asil ikizinin yanına yaklaştı ve elinin nevanın elinin üstüne koydu "ikizim" dedi sadece ve sustu.
"Dinlenmek istiyorum" dedi neva sadece herkes tek tek çıkmaya başladı asilde ayaklandı ama adım atmadı neva elini tutuyordu.
Tüm Akay ailesi çıkmıştı. Neva gözlerini açtı. "Neler oldu ben yokken" diye sordu neva. Biliyordu herkesin onu aradığını. "Neler olmadı ki ikizim herkes perişan oldu ben kackere ayılıp bayıldım bilmiyorum. Annemi sayıyorum bile. Babam abilerim hepsi perişan oldu seni aramadiklari yer kalmadı ama o itler seni bulmamamiz için herşeyi yaptılar. Sen uyanmadan önce babama telefon geldi. Veysel ve Ahmet'i yakalamışlar. Sen uyanmadan kimse gitmek istemedi. Artık sana zarar veremezler artık seni bizden kimse ayıramaz."
"Ben... Ben bilmiyorum asil ne yapmam gerektiğini nasıl davranmam gerektiğini. Şu üç gün kaç kez öldüm ben. Kaç kez nefesim kesildi benim ama bak hala yaşıyorum ölmedim. Her yerim çok acıyor asil" asil'in gözünden bir damla yaş aktı.
"Özür dilerim ikizim böyle olduğu için çok özür dilerim" neva omuz silkti. Canı yandı ama bişi yapmadı. En ufak hareket canını yakıyordu.
"Uyuyalım mı?" Diye sordu neva herşeyi kafasından defif. Asem başıyla onayladı ve yavaşça izinin yanına yattı. Neva zorlansa da başını ikizinin göğsüne koydu ve gözlerini yumdu.
Ne kadar düşünmek istemesede acıları hep hatırlatıyordu. Derin bir nefes çekti içine ikizi yanındaydı tamamlanmış hissediyordu. Acılı bir uykuya daldı neva. Asil ise uyuyamadı ikizinin canı yanar diye hareket bile etmedi elinde olsa nefes bile almayacaktı. Bir eli ikizinin saçlarını oksuyor diğer eli ise 'ben burdayım' der gibi elini tutuyordu. Asil geç bulduğu ikizini kaybetmek istemiyordu. Arada bir ikizinin saçlarını öpmeyi de ihmal etmiyordu. Neva acıyla uyudu asil ise düşüncelere boğuldu.
Oylamayı, takip etmeyi ve yorum yapmayı unutmayın dikkat edin loww.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK BİR HARF
ChickLit16 yıllık bir yaşamın hiçe dönüşü tek bir harf yüzünden mahfolan hayatlar. yeni bir hayatı beraber görelim... şimdiden keyifli okumalar...