kaçırılmalar ve dayaklar

726 44 6
                                    

Keyifli okumalar dilerim

Karan kalkıp kardeşinin yanına gitti. "bitti güzelim her şey bitti biz yanındayız artık merak etme" dedi. Neva abisinin kolları arasında serbest bıraktı hıçkırıklarını. Sıkıca sarıldı kardeşine karan onu herşeyden korumak istercesine sarmaladı kardeşini...

Bir hafta sonra

Sabah gözlerini Melihin odasında açtı neva o konuşmanın üstünden bir hafta geçmiş ve herşey düzene girmeye başlamıştı. Aram abisiyle ders çalışıyordu Melih abisi gibi nevada avukat olmak istiyordu. İki yıl kaybı vardı ama abileri her konuda yardım ediyorlardı. Çınar abisinden boks dersi alıyordu. Arada birde Batur abisiyle seanslar yapıyordu. Batudan eskisi kadar korkmuyordu ama bazen nevayı korkutuyordu. Hâlâ aşamadığı şeyler vardı mesela öfke. Hâlâ biri öfkelenince korkuyordu. Göğsündeki yaranın izi kalmıştı. Vücudundaki çoğu yara geçse de bazı yaraların izi kalmıştı.

Yataktan kalkıp odasına gitti duşa girdi bugün dışarıya çıkacaktı. Herşey güzel gidiyordu bir sorun yoktu ve mutluydu neva. Duştan çıkıp hazırlandı. Aşağıya indiğinde herkes sofradaydı kısa bir günaydın faslından sonra yemek yenmişti. Neva ailesine söyleyip dışarı çıktı başta abileri ırım Kırım yapsa da neva tek çıkmak istediğini söyledi.

Abileri kardeşini kıramadı. Neva hepsini öpüp dışarıya çıktı. Sahile gitti ve bir banka oturdu. Uzun uzun izledi denizi.

Bir süre sonra yanına biri oturdu. Kafasini çevirdiğinde üvey babasını gördü gözlerindeki korku mutlu etmişti veyseli. "Beni özledin mi küçük kızım" dediğinde neva ayağa kalmaya çalıştı ama arkasından bir el onun kalkmasını engelledi. Baktığında üvey abileri vardı.

"Hadi kızım evimize gidelim" dediğinde neva hızla başını hayır anlamında salladı. " Aaa bebeğim babaya karşı çıkmaman gerektiğini biliyorsun" dedi ve nevaya yaklaştı. "Şimdi uslu kız ol ve ayağa kalk bir şey yapmaya kalkarsan seni mahvederim" dedi en korkunç ses tonuyla. Neva kaçmak için bir yol aradı. Telefonu cebindeydi onu yakalatmazsa yardım alabilirdi. Neva veyseli kafasıyla onaylayıp yürümeye başladı. Arabaya bindiklerinde neva iki abisinin arasında oturuyordu. Ahmet başını arkaya yaslamış gözlerini yummuştu. Doruk ise nevanın bacağını okşuyordu. Neva rahatsızca kıvrandı. Kulağına eğilip "uslu dur bebeğim yoksa neler yapacağımı biliyorsun" dediğinde neva hareket etmeyi kesti. Veysel sürücü koltuğundaydı dikiz aynasından sürekli nevaya bakıyordu.

Tam o sirada bir telefon sesi doldurdu odayı Ahmet hızla nevanin cebimdeki telefonu aldı baktiginda karan abisinin aradığını gördü.

"Telefonu bana ver Ahmet" dedi Veysel telefonu alırken. Aramayı açıp kulağına yasladı telefonu. "Aradığın kişi şuanda çok meşgul karan bir kaç gün sonra görürsünüz." Dedi ve telefonu kapatıp pencereden dışarıya atmıştı. Nevanın gözünden bir yaş aktı. Son umudu da bitmişti. Depo gibi bir yere gelmişlerdi. Arabadan inip içeriye girdiklerinde nevayı yere attı Ahmet.

İki kardeş çıkarken içeride Veysel ve neva kalmıştı. "Küçük bebeğim babasının sözünü dinlememiş ve herkese anlatmış ha" dedi sinirle nevanın üstüne gelirken.

"Ben sana ne dedim güzel kızım?" Dedi tekme atarken. Neva acıyla iki büklüm kalmıştı.

"Yapma özür dilerim" dedi korkuyla neva. Veysel'in gözleri bir ateş gibi yalıyordu nevayı. Kalkmak istedi yerden ama yediği tekmeyle tekrar yere düştü.

...

Kaç saattir buradaydı bilmiyordu neva yine her yer kanıyla bulamamıştı. Veysel çıkıp gitmişti. Neva ise acı içinde gözünü yumdu. Bayılmamıştı acı tüm bedenini ele geçirmişti. Depo tekrar açılıp kapandı. Gelen kişiye bakmadı bile.

Bekledi neva en sonunda bir el deydi saçlarına. Kim olduğunu anlamıştı. Doruktu...

Neva gözünü açtı doruğa baktı. "Babamın sözünden çıkmamalıydın güzel kardeşim. Ee benim sana yaptıklarımı da anlattın mi?" Deyip gülmüştü. Hızla kafamı hayır anlamında salladım. "AA niye yoksa senden tiksinirler diye mi?" Dediğinde kahkaha atmıştı.

Yüzünü buruşturup tekrar gözlerini kapattı neva. "AA aç gözlerini daha başlamadık bile. Abin seni çok özledi sen özlemedin mi?" Dedi ve sırıttı. Nevanın gözünden bir yaş aktı. Doruk nevanın parçalanmış kıyafetlerini çıkardı. Ellerini bağladı. "Bıraktığım gibisin" dedi vücudunu süzerken. "Yapma" dedi neva.

"AA kardeşim kuralları unutmuşsun abime diyeyim de sana kuralları bı hatırlatsın." Dediğinde neva başını hayır anlamında salladı.

"O zaman başlayalım" dedi ve üstünü çıkardı. Neva gözlerini sımsıkı yumdu. "Aç gözlerini" diye kükredi doruk. Neva açmayınca bir tokat attı. "Sen kuralları unutmuşsun bekle bakalım" dedi ve telefonla abisini aradı.

"Abicim kardeşimiz kuralları unutmuş gelip hatırlatmak ister misin?"

"......"

"Tamam abi bekliyoruz" dedi ve telefonu kapattı.

Ahmet gelince doruk dışarıya çıktı. "Neva" diye kükredi Ahmet. Korkuyla gözlerini açtı neva doğrulaya çalıştı ama beceremedi. Ahmet nevanın saçına yapışıp ayağa kaldırdı.

"Sen bir kaç ayda çabuk unutmuşsun kuralları burası ailenin evine benzemez" dedi ve sert bir tokat attı.

"Söyle bakalım kurallar neydi?" Dedi Ahmet bir tokat daha atarken.

Neva zorla kuralları saymaya başladı. Her kelimesinden sonra bir darbe iniyordu nevanın vücuduna. Kurallar bitince abisi konuştu. "Beğenmedim birdaha say" dedi. Nevanın konuşacak hâli kalmamıştı. Zar zor konuşmaya başladı. "Ku-ral..." Yediği tekmeyle öksürdü. "B-ir..." Dedi ve tekrar bir tekme artık ağzından kan akıyordu.

İkinci kez bittiğinde Ahmet durdu. Nevanın saçına yapıştı. "Bir daha unutup uymazsan kurallara bu kadar hafif kurtulamazsın elimden"  dedi ve hızla saçını bıraktı. Ayağa kalkıp dışarıya çıktı. İçeriye doruk girmişti.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın dikkat edin loww.

TEK BİR HARFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin