Keyifli okumalar dilerim.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı neva hala abisinin göğsünde yatıyordu. Dört gündür burdaydi ama dört asır gibi geçmişti. Ailesini özlemişti. Babasını annesinin abilerini ikizini çok özlemişti.
Bir süre sonra dorukta uyandı. "Kalk in aşağıya kahvaltıyı hazırla ve mutfakta bekle" dediğinde neva hızla ayağa kalktı. Kapıya gitti kapı kilitliydi neva doruğa baktı. " Ka-pı" dediğinde doruk kalkıp kapıya gitti.
Nevaya yaklaşıp boynundan öptü. "Öp" dediginde neva abisine baktı. "Öp dedim" dediğinde neva başını hayır anlamında salladı. Doruk sinirle tokat attı. "Dediğimi yap fahişe" dediğinde neva başını kaldırmadı. Bu daha çok kızdırmıştı doruğu. Nevanın saçına yapıştı. "Bana karşı çıkarsın ha" dedi ve yere attı. Hızla kenarda duran kemerini alıp vurmaya başladı. Nevanin ağzından acı iniltileri dökülüyordu.
"Ta-mam dur ö-öpe-cegim" dediğinde doruk vurmayı bıraktı. Neva zorla yerden kalktı. Tiksinerek doruğun dudağını öptü. Doruk nevayı kendine çekti ve öpmeye devam etti. Ayrılınca "aferim böyle söz dinle" dedi ve nevadan ayrıldı.
Kapıyı açıp geri çekildi. Neva hızla odadan çıkıp aşağıya mutfağa indi. Ortalığı toplayıp kahvaltıyı hazırladı ve mutfakta beklemeye başladı. Mutfağa ilk Ahmet girdi. "neden burdasın" dediğinde neva başı önde. "Do-ruk ab-im de-di" Ahmet başını sallayıp sofraya oturdu bir suee sonra veyselle dorukta geldi. Doruk nevaya yaklaştı. "babamgil salona geçtiğinde mutfağa gel" dedi ve yerine oturdu neva hızla mutfaktan çıktı. Beklemeye başladım.
Veyselgil mutfaktan çıkınca neva hızla mutfağa girdi. Doruk yanına çağırdı. Neva doruğa yaklaştı. "Otur" dediğinde neva doruğun yanına oturacakken doruk kendine çekti. Neva korkuyla doruğa bakıyordu. Doruk tınlamadan nevaya birşeyler yediriyordu.
Neva zorla zor yiyip bitirdi. "Şu suyu iç" deyip bardağı uzattı neva korkuyla bardağı alıp içti. "Güzel şimdi Bodrum'a in babam seni bekliyor" dedi ve nevanin dudağını öpüp kalktı.
Neva Bodrum'a indiginde Ahmet abisiyle babası ordaydı. "Bugün son gün güzel kızım" dedi ve nevanın saçına yapıştı. "gece yarısı abin gelip seni alacak ama eğer onlara bir daha bir şey anlatırsan bir daha asla kurtulamazsın elimden duydun mu?" Dedi fısıldarken. Hızla başımla onayladım. "Aferim güzel kızım cehenneme hazırmısın?" Dedi ve ilk darbe indi nevanın vücuduna...
Hava kararmış geceye yaklaşmıştık ben yerde kan kusarken bir darbe daha aldı vücudum. "Ye-ter öhö no-öhö -lur öhö" bir yandan öksürüyor bir yandan durmalarını istiyordum. Sırtımda hissettiğim acıyla bağırdım. Bıçakla sırtımı ikiye bölüyordu. "Yap-ma" dedim son gücümle. Bayılmak üzereydim. Abim elinde şırınga ile yanıma geldi ve koluma enjekte etti.
Adrenalin vurup bayılmamı engelliyor ve daha çok acı çekmemi sağlıyorlardı. "Ba-ba dur" dedi bir kez daha. Veysel kızının yanına eğildi. "Üzgünüm kızım" dedi ve kalkıp yüzüne tekme attı. Nevanın burnundan oluk oluk kanlar akıyordu.
Vücudunu bıçakla paramparça etmişti Veysel. Ahmet nevanın koluna ikinci kanı taktı. Kan kaybından ölmemeliydi. Sonlara yaklaşıyordu. Veysel eline aldığı iğne iplikle nevanın yaralarına dikiş atıyordu. İşi bitince ayağa kalkıp demir sopayı aldı ve dikişli olan yerlere hiç acımadan vurmaya başladı neva çığlık çığlığa ağlıyordu.
Veysel yerde yatan nevanın bedeni ayağa kaldirmis kollarını tavandaki zincirlere bağlamıştı. Masaya ilerleyip iki tane çivilerle kaplı tahta parçası getirdi. Nevanın ayaklarının önüne tahtaları koyup ayağa kalktı Veysel.
"Çık üstlerine" dediğinde neva ilk küflü civilere ardından babasına baktı. Ama adım atmadı. Veysel sinirle bir tokat daha attı. Tam konuşacakken kapı açılıp kapandı doruk içeriye girmişti. Yaklaşıp nevanın yüzünü avuçlarının arasına aldı. "Babamın sözünü dinlemiyor musun küçüğüm?" Dediğinde neva hızla kafasını hayır anlamında salladı. "İki saniye içinde tahtaların üstüne çık." Dedi dişlerinin arasında. "Bir..." Der demez neva tahtaların üstüne çıktı ve acıyla bağırdı. Ayaklarından kanlar akmaya başlamıştı.
"Aferim küçük sevgilim" dedi ve babasına döndü. "birazda ben oynayayım küçük fahişeyle" dediğinde Veysel güldü "tabiki oğlum yoruldum zaten" dedi ve sandalyeye oturdu.
Neva dolu gözlerle doruğa bakıyordu. Doruk nevanın üstünde olan yırtık kıyafetlerini çıkardı. Nevanın kolları acıyordu ayakları hissizleşmeye başlamıştı. Doruk masadan aldığı iğne ile geri geldi. Nevanın tam önünde durdu ve kalbinin üstüne iğneyle "D" şeklinde batırıp çıkarıyordu.
"Kalbinde vücudun da ruhunda bana ait küçük sevgilim ve kimse seni benden alamaz sen sadece bana aitsin" dedi ve masadan bıçağı alıp deldigi yerin üstünden geçti. İzi hiç geçmeyecek bir iz daha açılmıştı.
Neva ise sadece göz yaşı döküyordu. Doruk işini bitirince nevanın bedenini kendine yaklaştırdı "bir daha görüşeceğiz sevgilim ve ben seni bir daha asla bırakmayacağım" dedi ve kanlı dudağına bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"Hazır baba" demişti Ahmet sonra doruk nevayı bayıltıp bodrumdan çıkıp gittiler...
Akay ailesi
Dört gündür nevadan tek bir haber bile alamamışlardı. Herkes dağılmış durumdaydı ama pes etmeden asemi arıyorlardı. Atakan beye bir video ve bir mesaj gelmişti.
Videoda nevanın dayak yediği videoydu dört günlük bir isgence videosunu otuz dakikalık bir videoya sığdırmışlardı. Şiddet görmesi tecavüze uğraması yemek yapması ve üstüne tekrar tekrar dayak yemesi yanlizca yarım saatlik bir videodaydı. Mesajda ise şu yazıyordu.
"Nasılsın akay? Biz iyiyiz ama neva iyimi bilemicem. Şimdi diyeceğimi iyi dinle senin yüzünden kızın çok acı çekiyor akay sen olmasaydın derya yaşıyor olacaktı ama sen onu benden aldın benim kardeşim senin yüzünden öldü Akay ve bende senin kızının hayatını kendi ellerimle mahvettik. Ödeştik Akay sen benden kardeşimi aldın ben senden kızını aldım."
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın dikkat edin loww.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK BİR HARF
Chick-Lit16 yıllık bir yaşamın hiçe dönüşü tek bir harf yüzünden mahfolan hayatlar. yeni bir hayatı beraber görelim... şimdiden keyifli okumalar...