Bütün gece kabus'un işkencelerine maruz kaldım.Beynim yanmış durumdaydı.Pençeleri'nin izlerini hala hissedebiliyordum.
"𝘒𝘪𝘮𝘴𝘦 𝘴𝘢𝘯𝘢 𝘣𝘶𝘯𝘶𝘯 𝘢𝘤ı𝘴ı𝘻 𝘰𝘭𝘶𝘤𝘢ğı𝘯ı 𝘴ö𝘺𝘭𝘦𝘮𝘦𝘥𝘪."
"Bu kadar acı çekeceğimide söylemedi!" dedim öfkeyle.Birde bu kafayla derse girmek vardı.Bıkkınlıkla formamı giydim ve asagıya,yemek salonuna indim.Pansy ve diğerleri koyu bir sohbet içerisindeydi.
"Bana bakın,biraz daha saçmalarsanız hepinizi astronomi kulesinden aşağı atarım!"
"Yine neye sinirleniyorsun Pans" dedim kıkırdayarak.Onun bu sinirli halleri çok komikdi.
"Hanımefendi hala bana olan aşkını inkar ediyorda,onu tartışıyorduk" dedi Draco ukala bir tavırla.
"Öldürürüm seni Dray!"
Theo:"Hadi ama Pans,Draco'ya aşık olduğunu Merlin bile biliyor.Zaten 3cü sınıfda aşkını ilan etmişdin dimi?"
"Bu saçmalıklarınıza katlanamıyıcam artık!" dedi Pansy ve yemek masasını terk etti.Theo'ya öfkeli bir bakış attıktan sonra bende Pansy'nin peşinden gittim.Onu biraz aradıktan sonra elma ağacı'nın altında buldum.
"Sorun ne Pans?"
"Benimle kedi'nin fareyle oynadığı gibi oynamasından bıktım artık."
"Theo'yu kastediyorsan o aptalın-"
"Theo'nu değil Draco'yu kastediyorum." dedi ağlamaklı bir sesle.
"3cü sınıfda ona,ondan hoşlandığımı söylediğim günün sabahı bir kızla çıkmaya başladı.Gözlerimin önünde hemde.Sırf canımı acıtmak için öyle yaptığına eminim.Beni aptal durumuna düşürdü.Daha geçen gün Astoria ile öpüştükletini gördüm.
Siz olmadığınızda benimle flört ediyor,siz varken dalga geçiyor."
"Seninle dalga geçtiğim falan yok."
"Draco?"
"Bizi biraz yalnız bırakır mısın Sabrina?" Onay almak istercesine Pansy'e baktım,hafif kafasını sallamasıyla onay verdiyini anladım.
"Peki,görüşürüz Pans"Onlar'ı orda bıraktıktan sonra kütüphaneye gitdim.Belki şu high valerian'cayla alakalı bir şey bulabilirdim diye düşündüm.
Saatler bir-birini kovaladı.Bir şey bulucam diye derslere de girmemiştim.Ama elimde olan sadece koca bir hiçlikti.
"Profesör Lupin haklıydı,burda hiç bir şey yok.Boşuna zaman kaybettim" dedim fısıldayarak.
"𝘉𝘦𝘭𝘬𝘪 𝘺𝘢𝘯𝘭ış 𝘺𝘦𝘳𝘥𝘦 𝘢𝘳ı𝘺𝘰𝘳𝘴𝘶𝘯𝘥𝘶𝘳 𝘬üçü𝘬 𝘤𝘢𝘥ı" dedi kabus sinsi bir sesle.
"Bir şey mi biliyorsun?"
"𝘉𝘪𝘳 𝘦𝘧𝘴𝘢𝘯𝘦 𝘣𝘪𝘭𝘪𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮."
"Anlatır mısın?Şu anda en küçük şey bile işime yarar."
"𝘈𝘴ı𝘳𝘭𝘢𝘳 ö𝘯𝘤𝘦.𝘋𝘢𝘩𝘢 𝘣ü𝘺ü𝘤ü𝘭𝘦𝘳 𝘷𝘦 𝘤𝘢𝘥ı𝘭𝘢𝘳 𝘣ü𝘵ü𝘯 𝘥𝘪𝘺𝘢𝘳𝘢 𝘴𝘢𝘩𝘪𝘱 𝘰𝘭𝘮𝘢𝘮ış𝘵𝘢𝘯 ö𝘯𝘤𝘦.𝘒𝘢𝘯 𝘢𝘬ı𝘵ı𝘭𝘮𝘢𝘮ış𝘵𝘢𝘯 ö𝘯𝘤𝘦...𝘉𝘶 𝘥𝘪𝘺𝘢𝘳ı 𝘺𝘢𝘳𝘢𝘵ı𝘬𝘭𝘢𝘳,𝘪𝘣𝘭𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳,𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘪𝘭𝘦𝘳 𝘷𝘦 𝘱𝘦𝘳𝘪𝘭𝘦𝘳 𝘺ö𝘯𝘦𝘵𝘪𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶.𝘒𝘦𝘯𝘥𝘪𝘭𝘦𝘳𝘪𝘯𝘦 ö𝘻𝘨ü𝘯 𝘣𝘪𝘳 𝘥𝘪𝘭𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘷𝘢𝘳𝘥ı. 𝑯𝒊𝒈𝒉 𝑽𝒂𝒍𝒆𝒓𝒊𝒂𝒏.𝘉𝘶 𝘥𝘪𝘭'𝘪𝘯 𝘢𝘴𝘭ı 𝘦𝘫𝘥𝘦𝘳𝘩𝘢𝘭𝘢𝘳𝘢 𝘥𝘢𝘺𝘢𝘯ı𝘳 𝘢𝘴𝘭ı𝘯𝘥𝘢.𝘗𝘦𝘳𝘪𝘭𝘦𝘳,𝘪𝘣𝘭𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳,𝘺𝘢𝘳𝘢𝘵ı𝘬𝘭𝘢𝘳 𝘷𝘦 𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘪𝘭𝘦𝘳...𝘏𝘦𝘱𝘴𝘪 𝘣𝘢𝘳ış 𝘷𝘦 𝘩𝘶𝘻𝘶𝘳 𝘪ç𝘪𝘯𝘥𝘦 𝘺𝘢şı𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶.𝘉𝘪𝘳 𝘨ü𝘯 𝘴𝘪𝘩𝘪𝘳𝘭𝘪 𝘰𝘭𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘣𝘶 𝘥𝘪𝘺𝘢𝘳ı 𝘣𝘶𝘭𝘥𝘶.𝘉𝘶 𝘴𝘪𝘩𝘪𝘳𝘭𝘪 𝘷𝘢𝘳𝘭ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı𝘯 𝘩𝘦𝘱𝘴𝘪 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳'ı 𝘪𝘺𝘪 𝘬𝘢𝘳şı𝘭𝘢𝘥ı.𝘈𝘮𝘢 𝘤𝘢𝘥ı𝘭𝘢𝘳 𝘪𝘩𝘢𝘯𝘦𝘵 𝘦𝘵𝘵𝘪𝘭𝘦𝘳.𝘠𝘢𝘳𝘢𝘵ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı,𝘪𝘣𝘭𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳𝘪,𝘱𝘦𝘳𝘪𝘭𝘦𝘳𝘪,𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘪𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘷𝘦 𝘥𝘢𝘩𝘢 𝘯𝘪𝘤𝘦𝘭𝘦𝘳𝘪𝘯𝘪 𝘣𝘪𝘳 𝘵𝘦𝘩𝘥𝘪𝘵 𝘰𝘭𝘢𝘳𝘢𝘬 𝘨ö𝘳𝘥ü𝘭𝘦𝘳.𝘗𝘦𝘳𝘪𝘭𝘦𝘳 𝘣𝘪𝘳 𝘴𝘢𝘷𝘢ş 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘮𝘪𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶 𝘰 𝘺ü𝘻𝘥𝘦𝘯 𝘰𝘳𝘮𝘢𝘯𝘢 𝘴ığı𝘯𝘥ı.𝘠𝘢𝘳𝘢𝘵ı𝘬𝘭𝘢𝘳 𝘬𝘢𝘯 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘮𝘪𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶 𝘰 𝘺ü𝘻𝘥𝘦𝘯 𝘨ö𝘭𝘨𝘦𝘭𝘦𝘳𝘦 𝘴ığı𝘯𝘥ı.𝘓𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘪𝘭𝘦𝘳 𝘺𝘦𝘯𝘪 𝘣𝘪𝘳 𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘮𝘪𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶 𝘰 𝘺ü𝘻𝘥𝘦𝘯 𝘨𝘦𝘤𝘦'𝘺𝘦 𝘴ığı𝘯𝘥ı𝘭𝘢𝘳."
"Peki ya iblisler?" diye sordu küçük kız
"İ𝘣𝘭𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳...𝘖𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘩𝘪ç 𝘣𝘪𝘳 𝘻𝘢𝘮𝘢𝘯 𝘴𝘢𝘬𝘭𝘢𝘯𝘮𝘢𝘥ı 𝘚𝘢𝘣𝘳𝘪𝘯𝘢.𝘖𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘣𝘶𝘯𝘶𝘯 𝘢𝘥𝘢𝘭𝘦𝘵𝘴𝘪𝘻𝘤𝘦 𝘰𝘭𝘥𝘶ğ𝘶𝘯𝘶 𝘥üşü𝘯𝘥ü𝘭𝘦𝘳.𝘖𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘪𝘴𝘺𝘢𝘯 𝘦𝘵𝘥𝘪𝘭𝘦𝘳.𝘖𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘬𝘢𝘯 𝘥ö𝘬𝘵ü𝘭𝘦𝘳...𝘚𝘢𝘥𝘦𝘤𝘦 𝘥𝘰ğ𝘳𝘶 𝘢𝘯ı 𝘣𝘦𝘬𝘭𝘦𝘥𝘪𝘭𝘦𝘳 𝘷𝘦 𝘨𝘦𝘤𝘦𝘺𝘦 𝘬𝘢𝘳ış𝘥ı𝘭𝘢𝘳.𝘋𝘪𝘬𝘬𝘢𝘵 𝘦𝘵,𝘴ığı𝘯𝘥ı𝘭𝘢𝘳 𝘥𝘦ğ𝘪𝘭,𝘬𝘢𝘳ış𝘵ı𝘭𝘢𝘳.𝘠ı𝘭𝘭𝘢𝘳 𝘴𝘰𝘯𝘳𝘢 𝘥𝘪𝘺𝘢𝘳ı 𝘺ö𝘯𝘦𝘵𝘮𝘦𝘬 𝘪ç𝘪𝘯 𝘤𝘢𝘥ı𝘭𝘢𝘳 𝘷𝘦 𝘣ü𝘺ü𝘤ü𝘭𝘦𝘳 𝘣𝘪𝘳 𝘬𝘳𝘢𝘭 𝘴𝘦ç𝘥𝘪𝘭𝘦𝘳.𝘉𝘶 𝘬𝘳𝘢𝘭'ı𝘯 𝘣𝘪𝘳 𝘰ğ𝘭𝘶 𝘰𝘭𝘥𝘶.𝘖 𝘰ğ𝘭𝘢𝘯 ç𝘰𝘤𝘶ğ𝘶 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘺𝘢 𝘨𝘦𝘭𝘥𝘪𝘬𝘥𝘦𝘯 𝘴𝘰𝘯𝘳𝘢 𝘯𝘦 𝘰𝘭𝘥𝘶𝘺𝘴𝘢 𝘰𝘭𝘥𝘶."
"Ne oldu kabus?"
"𝘒𝘢𝘯 𝘰𝘭𝘥𝘶...Ç𝘰𝘤𝘶𝘬 𝘣𝘪𝘳 𝘮𝘦𝘭𝘦𝘻𝘥𝘪 𝘚𝘢𝘣𝘳𝘪𝘯𝘢.𝘔𝘦𝘭𝘦𝘻 𝘣𝘪𝘳 𝘱𝘳𝘦𝘯𝘴.𝘒𝘢𝘯 𝘥𝘶𝘳𝘶𝘮𝘶 𝘪ç𝘪𝘯 𝘮𝘦𝘭𝘦𝘻 𝘥𝘦𝘮𝘪𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮,𝘴𝘢𝘧𝘬𝘢𝘯𝘥ı ç𝘰𝘤𝘶𝘬.𝘈𝘮𝘢 𝘪𝘣𝘭𝘪𝘴𝘥𝘪...𝘠𝘢𝘳ı 𝘪𝘣𝘭𝘪𝘴 𝘺𝘢𝘳ı 𝘣ü𝘺ü𝘤ü.𝘒𝘦𝘯𝘥𝘪 𝘣𝘢𝘣𝘢𝘴ı𝘯ı ö𝘭𝘥ü𝘳𝘥ü 𝘣𝘶 ç𝘰𝘤𝘶𝘬.𝘛𝘢𝘩𝘵𝘢 𝘬𝘦ç𝘥𝘪.𝘒𝘳𝘢𝘭 𝘰𝘭𝘥𝘶.İ𝘣𝘭𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳𝘦,𝘱𝘦𝘳𝘪𝘭𝘦𝘳𝘦,𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘪𝘭𝘦𝘳𝘦 𝘷𝘦 𝘺𝘢𝘳𝘢𝘵ı𝘬𝘭𝘢𝘳𝘢 ö𝘻𝘨ü𝘳𝘭üğü𝘯ü 𝘷𝘦𝘳𝘥𝘪.𝘉ü𝘺ü𝘤ü𝘭𝘦𝘳 𝘷𝘦 𝘤𝘢𝘥ı𝘭𝘢𝘳,𝘴𝘪𝘩𝘪𝘳𝘭𝘪 𝘷𝘢𝘳𝘭ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı𝘯 𝘥𝘪𝘭𝘪 𝘰𝘭𝘥𝘶ğ𝘶 𝘪ç𝘪𝘯 𝘩𝘪𝘨𝘩 𝘷𝘢𝘭𝘦𝘳𝘪𝘢𝘯'ı 𝘳𝘦𝘥𝘥𝘦𝘥𝘪𝘺𝘰𝘳𝘭𝘢𝘳𝘥ı.𝘖 ç𝘰𝘤𝘶𝘬 𝘩𝘦𝘱𝘴𝘪𝘯𝘪 𝘢𝘮𝘢 𝘩𝘦𝘱𝘴𝘪𝘯𝘪 𝘣𝘶 𝘥𝘪𝘭𝘥𝘦 𝘬𝘰𝘯𝘶ş𝘮𝘢𝘺𝘢 𝘮𝘦𝘤𝘣𝘶𝘳 𝘦𝘵𝘵𝘪.𝘉𝘪𝘳 𝘴ü𝘳ü 𝘤𝘢𝘯 𝘺𝘢𝘬𝘵ı.𝘉𝘪𝘳 𝘴ü𝘳ü 𝘤𝘢𝘯 𝘢𝘭𝘥ı..."
"Peki ya sonra?"
"𝘚𝘰𝘯𝘳𝘢 𝘮ı?𝘚𝘰𝘯𝘳𝘢𝘴ı 𝘮𝘶𝘢𝘮𝘮𝘢...𝘉𝘪𝘳 ş𝘦𝘺 𝘰𝘭𝘥𝘶.𝘒𝘳𝘢𝘭 ö𝘭𝘥ü.𝘊𝘢𝘥ı𝘭𝘢𝘳 𝘷𝘦 𝘣ü𝘺ü𝘤ü𝘭𝘦𝘳 𝘣ü𝘵ü𝘯 𝘴𝘪𝘩𝘪𝘳𝘭𝘪 𝘷𝘢𝘳𝘭ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘢𝘷𝘭𝘢𝘥ı.𝘏𝘪𝘨𝘩 𝘝𝘢𝘭𝘦𝘳𝘪𝘢𝘯 𝘺𝘰𝘬 𝘰𝘭𝘥𝘶..."
Kabus'un dediklerini hazmetmeye çalışıyordum.Bizim öğrendiğimiz derslerde,sihir tarihi dersin böyle şeylerden bahsedilmiyordu.
"𝘒𝘪𝘮𝘴𝘦 𝘬𝘪𝘳𝘭𝘪 𝘵𝘢𝘳𝘪𝘩𝘪𝘯𝘥𝘦𝘯 𝘣𝘢𝘩𝘴𝘦𝘵𝘮𝘦𝘬 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘮𝘦𝘻"
"Profesör Lupin «Hayatında duymadığını bir dil'i rüyanda duyman imkansız Sabrina» dediğinde sende «iblislerden biri değilsense» demiştin.Bu ne anlama geliyor?İblis derken neyi kastediyorsun?"
Sinsice gülmeye başladı kabus.
"Yoksa ben bir iblis miyim..." fısıltıyla çıkmıştı sesim.Kahkaları zihnimi doldurdu.Pençelerini çekdi.Kedi sarısı gözlerini yumdu.Ve zihnimin karanlığında kayboldu.Bense elimde bir sürü soruyla kaldım.Herşey üst-üste geliyordu.Bu kadar şeyin altından nasıl kalkacağımı bilmiyordum.Kollarımı göğsümde kavuşturdum,kendi zihnime çekildim,cesaret bulmaya çalıştım.Ama tek bulabildiğim karanlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Professor Tom Riddle ve Sabrina Grindelwald
FantasyInan bana Sabrina bu sonu olmayan bir kuyu gibi.Cehennem ateşinde yanmak gibi.Ne kadar çok şey bilirsen ateşe o kadar çok yaklaşırsın.Derin sularda boğulursun.Boğuldukca ruhun ızdırap çeker.Yandıkca zarar görürsün.Ve inan bana küçük cadı,senin zarar...