Bütün geceyi günlükte yazılanları düşünerek geçirmişdim.𝑩𝒖 𝒈ü𝒏𝒍üğü 𝒗𝒂𝒓𝒔𝒊𝒎𝒆 𝒃ı𝒓𝒂𝒌ı𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎.𝑬ğ𝒆𝒓 𝒉𝒂𝒍𝒂 𝒔𝒆𝒏,𝒔𝒆𝒏𝒔𝒆𝒏 ş𝒖𝒏𝒖 𝒃𝒊𝒍.𝑺𝒊𝒔'𝒆 𝒂𝒔𝒍𝒂 𝒈𝒊𝒓𝒎𝒆.
Tamam günlüğün yazarı biraz daha dikkatimi çekmeyi başarmışdı.Günlüğü bir kenara bırakıb kağıtlara yazdıklarıma da göz gezdirdim.Duvara yapıştırmıştım hepsini.Aynısını hogwartsdaki odama da yapıcaktım kesinlikle."Ne yapıyorsun sen böyle?" Sesin geldiği tarafa doğru döndüğümde Mattheo'nu kapıya yaslanmış bir şekilde gördüm.Hızla duvara astıklarımın önüne geçdim."Arkanı dön!" Mattheo iki elini havaya kaldırıb arkasını döndüm."Evet polis hanım suçum nedir?Muggle dünyasında böyle deniyordu,değil mi?"
"Haha çok komikmiş."
"Bencede baya komik." Kafasını arkaya doğru çevireceyi sırada bunu farkedib tekrardan bağırdım."Önüne bak!"
"Bak böyle yaparak ora yazdıklarını daha fazla merak etmemi sağlıyorsun." Tam kağıtları topluyucakken aklıma gelen fikirle duraksadım."Bir şey yapmanı istiyicem."
"Ne imiş o?"
"Duvardaki kağıtlara büyü yap.Sadece ben görebileyim ve benim dışımda da kimse göremesin.Sende dahil!"
"Peki,nasıl istersen." Mattheo usulca arkasını döneceği sırada ellerimle gözlerini kapattım."Buna gerçekten gerek var mı?" diye sordu bıkkınlıkla."Sana çokda güvendiğimi söyleyemem açıkcası."
"Bak sen.Peki yapmıyorum öyleyse büyünü." dedi Mattheo ve arkasını dönüb kapıya doğru ilerledi."Hey!Tamam,tamam.Yap şunu" Mattheo bir kaç saniye gözlerini üzerimde gezdirdikden sonra gözlerini kapatıb bir kaç büyülü kelime fısıldadı.Sonra gözlerini açdı."Evet,oldu." Duvara baktığımda kağıtlar olduğu gibi duruyordu."Ne yani şimdi sen bunları göremiyor musun?"
"Istediğinde bu değil miydi?"
"Bu kadar kolay olucağını düşünmemişdim." dedim gözlerimi duvarda gezdirerek."Tom da göremez,değil mi?"
"Abimden bir şey saklamadığını düşünüyordum." dedi Mattheo bana bakarak."Bir şey saklamıyorum.Sadece...Sadece...Sadece bunlarla onu yormak istemiyorum."
"Abim eğer seni hayatına aldıysa seninle ilgili her şey onu da ilgilendirir demekdir.Ve sen ondan bir şey saklarsan bu onu sadece öfkelendirir." dedi ve odadan çıktı Mattheo Riddle.Arkasından biraz daha baktıktan sonra omuz silktim.Son kez duvara göz gezdirdikden sonra bavuluma koyduğum kıyafetlerden koyu tonda olanları seçdim.Cenazeye gediyordum sonuçta.Uzun kollu,yün ve siyah tonlarda bir kazak giydim üstüme.Altımaysa siyah,kısa ve dar bir etek.Kesinlikle etek ve gömlek kombinleri favorimdi.Yüzüme hiç makyaj yapmadım ve saçımıda olduğu gibi bıraktım.Zaten kısa olduğundan çok fazla model deneme şansım olmuyordu.Üstüme uzun,siyah bir mont giydim.Günlüğü montun iç cebine yerleşdirdikden sonra Cedric'in verdiği sözde 'şans kolyesini' taktım.𝑫𝒆𝒎𝒆𝒌 𝒔𝒂𝒏𝒂 𝒈ö𝒏𝒅𝒆𝒓𝒅𝒊ğ𝒊𝒎 𝒌𝒐𝒍𝒚𝒆𝒚𝒊 𝒕𝒂𝒌𝒎ış𝒔ı𝒏...
Balodaki çocuk...Zihnimi karmakarışık bir hale getirmişdi.Kimdi?Kolyeyle ne alakası vardı?Ve en önemlisi kimsenin varlığından bile haberi olmadığı kabus'u nasıl görebilmişdi?Bu aklımı en çok kurcalıyan ve beni ürküten soruydu.O çocuk baloda bana bunları derken afallamışdım.Fakat benim aksime kabus oldukca rahattı.Hatta bahse varım o çocukla ilgili bir şeyde biliyordu.
Kabus'un kahkahaları zihnimi doldururken gözlerimi devirdim.Ciddi anlamda çok şey biliyordu.Fakat bunu biriyle paylaşmak konusunda fazla cimri.
Oda da biraz daha oyalandıkdan sonra aşağı indim.Tom ve Mattheo koyu bir sohbetin içindeydiler.Beni görünce susdular."Gidelim mi?" diye sordum ikisinede bakarık.
"Gidelim." dedi Tom tok bir sesle.Gözlerimi bir kaç kez kırpışdırdıkdan sonra Malfoyların bahçesinde olduğumu anladım.Cisimlenmek hep midemi bulandırdığından yüzümü buruşturdum ve Riddle'ları beklemeden içeri girdim.Profesörümle cenazeye gelmek fazla dikkat çekerdi,değil mi?Gözlerim kalabalıkda Pansy ve diğerlerini aradı.Nihayet onları buldum.Pansy dünün aksine daha iyi görünüyordu ya da sadece dışarıya öyle gösteriyordu.Hızlı addımlarla yanına ilerledim.Enzo,Theo,Astoria ve Blaise de ordaydı."Merhaba çocuklar." dedim onlara dönerek.Sesim buz gibi çıkmışdı."Merhaba." dedi Pansy ve diğerleri aynı buz gibi sesle.Onların yanında durub biraz daha etrafa göz gezdirdim.Burası oldukca kalabalıktı.Çoğunlukla safkan aileler olsada hogwarstdan çocuklar ve bazı öğretmenlerde burdaydı.Bay ve bayan Malfoyun kürsiye çıkmasıyla cenaze töreni başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Professor Tom Riddle ve Sabrina Grindelwald
FantasíaInan bana Sabrina bu sonu olmayan bir kuyu gibi.Cehennem ateşinde yanmak gibi.Ne kadar çok şey bilirsen ateşe o kadar çok yaklaşırsın.Derin sularda boğulursun.Boğuldukca ruhun ızdırap çeker.Yandıkca zarar görürsün.Ve inan bana küçük cadı,senin zarar...