Bütün gece kabusun zihnimin kilitlerini açmak adı altında yaptığı işkenceyle geçmişdi.Nihayet güneşin ışıkları görüldüğünde işkence sona ermişdi."Bunu Mattheo'nun önünde yapmana gerek varmıydı?" Dişlerimi sıkarak,öfkemi gizlemeden konuşuyordum.Zaten son günlerde hissettiğim en yoğun duygu öfkeydi.Sadece öfke."𝘎ö𝘻𝘭𝘦𝘮𝘭𝘦𝘳𝘪𝘮𝘦 𝘨ö𝘳𝘦 𝘦𝘯 𝘣𝘦𝘬𝘭𝘦𝘯𝘮𝘦𝘥𝘪𝘬 𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳𝘥𝘢 𝘻𝘪𝘩𝘯𝘪𝘯𝘪𝘯 𝘬𝘪𝘭𝘪𝘵𝘭𝘦𝘳𝘪𝘯𝘦 𝘴𝘢𝘭𝘥ı𝘳𝘥ığı𝘮𝘥𝘢 𝘥𝘢𝘩𝘢 𝘦𝘵𝘬𝘪𝘭𝘪 𝘰𝘭𝘶𝘺𝘰𝘳,𝘴𝘦𝘷𝘨𝘪𝘭𝘪 𝘤𝘢𝘥ı𝘮."
"Bir daha olur olmadık yerlerde yapma."
"𝘚ö𝘻 𝘷𝘦𝘳𝘦𝘮𝘪𝘺𝘦𝘤𝘦ğ𝘪𝘮."Elini yüzünü yıkadıkdan sonra üzerine bol,siyah bir pantolon üstünede siyah,boğazlı bir kazak geçirdi Sabrina.Saçını taradıkdan sonra yüzüne sadece göz altlarındaki,yorgunluğunu belli eden siyahlığı kapatacak kadar fondöten sürdü.Hazır olduğuna emin oldukdan sonra kendinden emin addımlarla merdivenleri indi ve yemek salonuna doğru ilerledi.Masada sadece Mattheo vardı.Tam ona Marvolo'nu sorucakken,Tom,elinde gazetesiyle odaya geldi."Orda dikileceğine otursana." dedi gazetesini masaya bırakırken."Aç değilim."
"Bir kaç lokma yeseydin hiç olmasa."
"Aç.Değilim." dedi kendinden emin bir sesle Grindelwald."Yemeğiniz bittikten sonra beni hogwarts'a götürürsünüz umarım." Tom masadan uzaklaşıp,Sabrinaya yaklaştı."Istersen şimdi gidebiliriz." dedikden sonra dudaklarını kızınkilere yaklaştırmaya başladı.Ama dudaklar bir birine değmeden Sabrina kafasını yana doğru çevirip kapıya doğru yürümeye başladı."Süper olur.Dışarıda bekliyorum." Sabrina'nın tavrı karşısında Tom'un kaşları çatıldı."Trip." dedi Mattheo ağzına peynir tıkıştırırken."Ne?"
"Trip.Trip.Trip atıyo kız sana.Arada bir mağaranı ışıklandır." Tom,Mattheo'ya ölümcül bakışlar attıktan sonra Sabrina'nın peşinden gitti.Tom ile Hogwarts'a yakın bir yere cisimlendikden sonra kimselere görünmeden kuleye girdik.Slytherin ortak salonuna gidecekken kolumdan tutup beni kendine çekdi."Ne bu tavır Sabrina?"
"Ne varmış tavrımda 𝒗𝒂𝒓𝒊𝒔𝒊𝒎?" Tom sabır dilercesine derin bir nefes aldıkdan sonra tekrar bana döndü."Konuşalım ve kapatalım bu konuyu artık."
"Tabi konuşalım ama önce bulmam gereken bir katil var.Yani sonra." Onun konuşmasına fırsat tanımadan slytherin ortak salonuna doğru ilerledim.Ben içeri girecekken Theo,Enzo ve Blaise çıkacaktı."Çocuklar,nereye?"
"Hadi gel.Anlatırız yolda." dedi Blaise ve benim yönümü çevirerek onlara katılmamı sağladı.Çocuklarla birlikte bir sınıfa girdik.Içeri girdiğimizde Snape elinden iksir malzemeleriyle sınıfta bir büyü kitabına bakıyordu.Geldiğimizi farkettiğinde kitabı kapatıp bize döndü."Geldiniz demek.Hadi geçin." dedi soğuk bir sesle."Tam olarak ne yapıcaz?" diye sordum fısıltıyla Blaise'e."Doğruluk iksirleri-"
"Sessizlik!" Profesör Snape'in bağırmasıyla ikimizde yerimizde sıçradık."Doğruluk iksirlerini size gösterdiğim gibi yaptıktan sonra.Sırayla bütün öğrencilerde kullanıcaz.Bu sayede eğer ki bu cinayeti okulumuzdan biri yapmışsa bunun kim olduğunu öğrenicez.Sorusu olan?" Herkes başını iki yana salladıkdan sonra Snape tekrardan konuşmaya başladı."Çok iyi-"
Içeriye Pansy ve Ginny'nin girmesiyle Snape'in sözü yarıda kaldı."Profesör bizde katılabilir miyiz?" dedi Ginny.
"Tabii.Buyrun bayan Weasley ve bayan Parkinson."
Pansy benim yanıma geçdi,Ginny ise Enzo'nun yanına."Bunun ne işi var?" diye sordum Pansy'e doğru."Buraya geleceğimi söylediğimde peşime takıldı,boşver."Iksirler hazır oldukdan sonra Snape bir kaçını alıp çıktı.Ginny de onun peşinden gittikten sonra sınıfta sadece Pansy,Blaise,Enzo,Theo ve ben kaldık."Ilk Astoria da deniyicez değil mi?"
"O izinli." dedi Theo
"Pardon?"
"Dumbledore'dan izin almış.Bu gün gelmiyicek."
"Tesadüfün de böylesi." dedim kendi kendime.Diğerlerini bilmem ama şu anki en büyük şüpheli Astoria Greengrasdı benim gözümde."Neyse çocuklar,bir şey bulursanız söylersiniz." dedim erkeklere doğru.Sonra Pansy'ye döndüm."Hadi Pans,gel biraz takılalım senle de." Pansy yarım yamalak başını salladıkdan sonra bahçeye doğru ilerledik.Hafif esen rüzgara kollarımı açarken en yakın arkadaşımın boncuk boncuk gözlerini farketmemle bütün dikkatim onu buldu."Pans..." Bir şey demeden öylece ağlamaya başladı.Onu bur banka oturtup sakinleştirmeye çalıştım.Pansy'nin ağlaması her saniye daha da şiddetleniyordu.Benimde gözlerim yavaştan doluyordu."Pans,sana söz veriyorum bunu yapanı bulucam.Evet,belki Draco'yu geri getiremem ama inan bana.Onun yokluğunu hissettirmemek için elimden gelenin daha fazlasını yapıcam.Tamam mı?" Pansy gözlerini bana çevirdiğinde konuşmak için ağzını açacağı sırada durdum onu.Ellerimle yüzünü kavrayıp göz yaşlarını sildim.Parmaklarım kuru tenine her değdiğinde,teni yumuşamaya ve sanki acısıda dinmeye başladı."Her zaman yanında olucam Pansy.Her zaman ve sonsuza kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Professor Tom Riddle ve Sabrina Grindelwald
FantasyInan bana Sabrina bu sonu olmayan bir kuyu gibi.Cehennem ateşinde yanmak gibi.Ne kadar çok şey bilirsen ateşe o kadar çok yaklaşırsın.Derin sularda boğulursun.Boğuldukca ruhun ızdırap çeker.Yandıkca zarar görürsün.Ve inan bana küçük cadı,senin zarar...