Ayak seslerini duyuyordum. Kızın kabinlerin altını kontrol ettiğini biliyordum. Her şey bitmişti. Ayaklarımı görecekti.
Beni duyacakları için klozetin üstüne çıkmaya bile yeltenmedim. Bu durumdan kurtulmam imkansızdı.
Silah sesinin ardından dışarıda bir kargaşa çıktı ama kimse tuvalete girmiyordu. Kabinde kendimi savunmak için kullanabileceğim bir şey aradım ama hiçbir şey yoktu.
Hiçbir şey beni bir silahtan koruyamazdı.
Keela babasına, "Kadını yoldan çek de şu kabinin altını görebileyim," dedi.
Vurdukları kızın cansız bedeni tam benim saklandığım kabinin yan tarafında duruyordu. Aniden ışıklar sönmeden hemen önce vücudunun geri çekildiğini gördüm.
"Neler oluyor?" diye kükredi adam öfkeyle. Her yer zifiri karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum.
Normalde karanlıktan korkardım ama daha önce karanlıkta kaldığım için hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Buradan çıkabilmem için elektriklerin bilerek kesildiğini umuyordum.
Uzaktaki parti alanından gelen silah sesleri ve çığlıkların ardından tuvaletin kapısı açıldı.
"Coilin, efendim... Dışarıda herkes ateş etmeye başladı. Buradan gitmeniz gerek," dedi yeni bir ses. Acelesi varmış gibi görünüyordu. "Buradan gelen silah sesini herkes duyunca ortalık karıştı."
"Ngealt diabhal Dia!" diye hırladı tuvaletteki adam.
Çeviri: Lanet olası deliler!
Banyodan çıkarken ayak seslerini duydum. Gitmiş olmaları gerekiyordu ama ya gitmedilerse?
Kabinlerde kimsenin olmadığından emin olmak için orada bekliyor olabilirlerdi. Şimdi kaçarsam, dışarıda kafama silah doğrultmak için beni bekleyen biriyle karşılaşabilirdim.
Tuvaletteki sessizlik sağır ediciydi. Duyduğum tek şey, ana salondan gelen çığlıklar ve silah sesleriydi.
Hareket etmekten ve yanlış bir karar vermekten çok korkuyordum. Yanağımdan aşağıya bir damla yaş süzüldüğünü fark ettim ama ses çıkarmayacak kadar akıllıydım.
Tek bir yanlış hareketin kelimenin tam anlamıyla benim ölümüm olabileceğini biliyordum ve bunun düşüncesi bile korkunçtu.
Birinin vurularak öldürüldüğünü duyduktan sonra bir kan havuzunun içinde kalmıştım. Ve şimdi de buradan çıkmak için ortalık sakinleşene kadar olduğum yerde durmak zorundaydım. Ne zaman buradan çıkacaktım?
Böyle bir şey asla gerçekleşmeyecek gibi hissediyordum.
"Ahsen!" Kapı hızla açıldığında Vin'in sesi tuvalette yankılandı.
Tüm vücudumu bir rahatlama hissi kaplamıştı. Vin beni oldukça korkutuyor olsa da, onun burada olması kendimi yalnız olmaktan daha güvende hissettirmişti.
Kabinin kilidini hızla açınca karanlığın içindeki lavaboların yanında duran Vin'in uzun siluetini gördüm.
Tüm süre boyunca hissettiğim korku yüzünden artık bacaklarımın üzerinde duramıyordum. Vin düşmeden hemen önce beni yakaladı.
"Bambino... Şşş," diye fısıldadı ve güçlü kollarıyla beni sabit bir şekilde tuttu. "İyi misin?"
Çeviri: Bebeğim.
Başımı şiddetle salladım. İyiydim. Sarsılmıştım ama fiziksel olarak zarar görmemiştim. Daha kötüsünü de yaşamıştım. Bu travmayı da kaldırabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak Aşk (+18) | lavinya Soy
ChickLitAhsen Kılıç annesiyle son derece mutlu ve sıradan bir hayat yaşamaktaydı, ta ki on sekiz yaşına girene kadar. Ahsen doğum gününde, yakında İtalyan Mafyasının patronu olacak zalim ve kalpsiz Vincenzo Acerbi'yle evlendirileceğini öğrenir. Bu durum kar...