《15》

734 33 36
                                    


Hedefimi daha iyi görebilmek için bir gözümü kısarken diğerini kapadım.

Başım eğik ve kolumu son derece garip bir şekilde öne doğru uzatırken, silah kullanmayı öğrenen birinden çok, The Walking Dead dizisindeki bir zombi gibi hissediyordum.

BAM!

Tetiği çektim ama hedefi vuramadım. Silahı yana indirerek ayağa kalktım ve şaşkınlıkla kaşlarımı çattım.

"O da neydi öyle?" diye sordu Vin. Ses tonundan açıkça sinirlendiğini anlayabiliyordum. "Neden öyle duruyordun? Komik görünüyordun!"

Ona bakmak için arkamı döndüm. Her zamanki Armani marka takımını giyiyordu. "Komik mi görünüyorum? Atış poligonuna gelirken kim takım elbise giyer ki?" Anında bana kızdığını anladım. Çok sinirliydi ama bu sefer bana vurmadı. Bunun yerine parmağını yüzüme doğrultup sesini yükseltti.

"Lanet olası bir çocuk gibi davranmayı bırakmalısın! Bu davranışlarından bıktım."

"Vin, denedim, tamam mı? Gerçekten denedim... Sadece titriyorum ve gerginim," diye açıkladım. Bağırması gittikçe daha sıradan bir şey haline geliyordu, bu yüzden sesini tekrar yükseltmesine aldırış etmedim.

"İlk defa bir silahla ateş ettim. Lütfen biraz anlayışlı olur musun?"

Kahkahası beni utandırıyordu. Bunu yapmasından nefret ediyordum. Aptallığıma gülüyormuş gibi hissetmeme neden oluyordu.

"Biri seni öldürmeye çalıştığında böyle mi söyleyeceksin? 'Bu işte yeniyim, lütfen anlayış olur musun?' Sana bunun umurlarında olmayacağının garantisini verebilirim."

Yavaşça iç çektim. Çok gergindi. Bu sabah erken saatlerde, saat 05:30 gibi beni uyandırıp nasıl ateş edileceğini öğretmek için beni buraya getirmişti. İlk saati silahın parçalarını ve silahın nasıl tutulacağı gibi ince ayrıntılar üzerinde çalışarak geçirdik. Ama silahı elime alır almaz berbat bir şekilde başarısız oldum.

Sahanın etrafına her birinin üzerinde hedef dairesi olan birden fazla dart tahtası yerleştirdi. Silahı ateşlediğimde kurşunun nereye gittiğine dair hiçbir fikrim yoktu, hedefin kenarından bile vuramamıştım.

"Keşke beni anlasaydın," dedim sessizce, silahı başka bir deneme yapmak için doğrulturken.

Vin hızla silahı elimden aldı ve yüzünde sert bir ifadeyle bana baktı. "Seni anlamak için burada değilim. Bu bir peri masalı değil, hayatım. Daha çok denemelisin."

"Deniyorum..."

Silahı tekrar bana verdi. Ellerini omuzlarıma koyarak beni hedeflerden birine doğru çevirdi. "Odaklan, Ahsen. Her ne yapıyorsan yeterince iyi değil."

Vin arkamda durup elimdeki silahı ayarladı. "Böyle tut. Kendine güvenini kaybetme. Güvenini kaybedersen bir şeye ateş etmek için yeterince iyi olduğunu düşünemez ve bunu başaramazsın." "Kimseye zarar vermek istemiyorum..." dedim, birinin hayatının benim ellerimde olduğunu hayal ederek. Bunun yükü çok ağır olurdu. Bunu hayal bile edemiyorum.

"Biliyorum ama biri sana zarar vermeye çalışırsa başka seçeneğin kalmayacak," dedi.

Haklı olduğunu biliyordum ama bu benim için kolay bir şey değildi. Vin gibi birinin bana bunu bana öğretiyor olması da korkutucuydu. Bana karşı hiç sabırlı değildi ve her şeyi hemen öğrenmemi bekliyordu.

Benden beklediği bu şeyler imkansızdı.

"Hızlı bir şekilde bakabilmen gerekiyor. Birisi aniden sana yaklaşırsa onu vurabilmelisin. Eğer ıskalarsan, bu her şeyi değiştirir."

Tutsak Aşk  (+18) | lavinya SoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin