《5》

1.2K 67 12
                                    

Ahsen Acerbi

Vincenzo sabahın köründe uyandı.

Yataktan kalkarken dışarısı hala karanlık görünüyordu. Bana zarar vermesinden ya da bana tekrar dokunmasından korkarak yerimden kımıldayamıyordum.

Hangi seçeneğin daha kötü olacağından emin değildim ama bu noktada ikisi de iyi bir olasılık gibi görünmüyordu.

Vincenzo yatak odasında dolaşırken kalın kirpiklerimin arasından ona bakarak gözlerimi hafifçe araladım.

Bir süre banyoda kaldı. Su sesi duş aldığını gösteriyordu. Yorgundum ama uyandığını bildiğim için uyuyamıyordum.

Dün gece zar zor uyumuştum ve yorgunluktan ölüyordum.

Buna nasıl alışacaktım? Korku ve bilinmezlik benim için oldukça fazlaydı.

Banyo kapısı açılınca oraya baktım. Vincenzo, boxerıyla dışarıya çıktı.

Kötü bir kişiliğe sahip yakışıklı bir adamdı. Acımasız isteklerini ve daha da rahatsız edici düşüncelerini saklayan büyüleyici bir gülümsemesi vardı.

Bu adamın güzel yüzü ve güzel vücudu dışında çekici hiçbir yanı yoktu.

Pantolonunu giydi. Şifonyerden tabancasını çıkarmadan önce kılıfını beline geçirdi ve tabancayı kılıfına sağlam bir şekilde yerleştirdi.

"Silahı ortalık yerde bulabileceğini sanma amore. Bu silah aynı yerde ikinci kez olmayacak," dedi aniden. Bana döndüğünde gözlerim büyümüştü.

Çeviri: Aşkım.

"Gerçekten uyuduğunu sandığımı düşünmedin, değil mi?"

Kendinden emin kahverengi gözleri benim korkmuş mavi gözlerimle buluştuğunda ona baktım. "Ben..."

"Biliyorsun, insanların beni izleyip izlemediğini anlama konusunda eğitildim," diye açıkladı. Bunu sakin bir sesle söylemiş olsa bile sesinde en ufak bir yatıştırıcı ya da hoş bir taraf yoktu.

"Ben... Baktığım için özür dilerim," dedim. "Bir şey söylemeliydim. Sadece yorgunum."

"Yorucu bir gece geçirdik... Uyumaya devam et. Önümüzde uzun bir gün var," dedi. "Alda'ya yatak odasının kapısının önüne senin için kıyafet bırakmasını söyleyeceğim."

Alda'nın kim olduğunu sorma zahmetine girmedim, zamanı geldiğinde bunu öğrenecektim. Bu yüzden sadece başımı salladım.

Odadan çıkmadı. Bunun yerine yatağa, yanıma doğru yürüdü ve diz çöktü, meraklı gözleri sanki minyon bedenimi örten battaniyelerin altını görebiliyormuş gibi vücudumda gezindi.

"Dün gece muhteşemdi..." Bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdığında neredeyse irkildim, bu da onun sırıtmasına neden olmuştu. "Hayır demek konusunda ne öğrenmiştik?"

Ona karşı hissettiğim korkudan zevk alıyordu ve tam olarak istediği şeyin bu olduğundan emindim. Ona verdiğim cevap sadece duymak istediği cevap değil, gerçekti.

"Hayır demek yok..."

"İşte benim karım," dudakları benimkilere çarpmadan önce hafifçe sırıttı. "Döndüğümde sana etrafı gezdirip seni evdeki çalışanlarla tanıştıracağım..."

"Ben yokken başını belaya sokma."

Vincenzo ayağa kalkıp dolaptan bir gömlek aldı. Düğmelerini iliklerken gözlerini benden ayırmamıştı.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordum. Aptalca bir soruydu.

"İşlerimi halletmeye. Ama ileride bana soru sorduğunda sana cevap vermeyeceğim amore. Anlaşma bu şekilde işlemiyor."

Tutsak Aşk  (+18) | lavinya SoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin