Bölüm 21

198 23 11
                                    

İstanbul'da Sonbahar-Teoman

"Vatanımın her karış toprağında sevdamın izlerini arayacağım, çünkü sevdam da bir vatan gibi kutsaldır benim için. Gözlerim vatanımın ufuklarını korurken, yüreğim sevdamın sancaktarlığını yapacak. Çünkü vatanım için değil sadece, sevdam için de savaşacağım; her nefesim, her anım, onların adına yazılacak bir destan olacak."

********

Artık aşkımın peşinden gitme zamanım gelmişti. Bu saatten sonra sadece vatanım için değil, kendim için de savaşacaktım. İçimdeki bu kararlılıkla bakışlarımı Meva ve Melek'e çevirerek, "Haklısınız aslında," dedim.

Meva, memnun bir ifadeyle, "Şükür bizi anlayabildin," dedi.

Enes'le aramızdaki buzlar hâlâ erimemişti ve onunla nasıl yakınlaşacağım konusu zihnimde dönüp duruyordu. Meraklı bir ses tonuyla, "Ee, peki Enes'le nasıl yakınlaşacağım?" diye sordum.

Meva'nın yüzünde bir gülümseme belirdi. "Yapış kanka dudaklarına," dediğinde gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. "Yapış, ben arkandayım," diyerek ekledi.

"Saçmalama Meva," dedim, hala onun ciddiyetini anlayamıyordum. Meva, "Mal mısın kızım? Çocuk seni seviyor," diyerek beni kendime getirdi.

Oflayarak, "Tamam kanka, ben kendi işimi kendim hallederim," dedim. İçimdeki karmaşık duygularla boğuşuyordum.

Meva ardından Melek'e dönerek, "Ee kanka, sen ne yapacaksın?" diye sordu.

Melek omuzlarını salayarak, "Hiçbir şey," dediğinde Meva ofladı, biraz hayal kırıklığına uğramış gibiydi.

Meva, "Of Melek, cidden bazen salak olduğunu düşünüyorum," dedi, gözlerini devirmekte bir sakınca görmeyerek.

Ona katılarak, "Melek, sen annen değilsin," dedim.

Bu sözlerin etkisi Melek'in yüzünde anında belirginleşti. "Anne" kelimesi, Melek'in zihninde derin yaralar açan anıları çağrıştırıyordu.

Gözlerinde anlık bir titreme, yüzünde hafif bir kızarıklık oluştu. Dudakları kenetlenmiş, elleri hafifçe titremeye başlamıştı.

Melek’in annesiyle olan karmaşık ilişkisi, onun için her zaman bir yara olmuştu, bu yara şimdi yeniden kanamaya başlamıştı.

"Kızlar, artık konuyu kapatabilir miyiz?" dedi Melek, sıkıntı içinde. Sesinin tonu, bir an önce bu rahatsız edici konudan uzaklaşma arzusunu yansıtıyordu.

Gözlerini yere dikti, sanki bu hareketle duygularını saklayabileceğini umuyordu.

Meva, konuyu değiştirmek adına, "Hadi bir oyun oynayalım," dedi. Yüzünde beliren gülümseme, odadaki gerilimi azaltma çabasıydı.

Kaşlarımı çatarak, "Ne oyunu?" diye sordum. Biraz şüpheli ve ilgisizdim. Meva'nın bu ani oyun önerisinin arkasında ne olduğunu merak ediyordum.

"Şişe çevirmece," dedi Meva gülerek. Bu basit öneri bile ona komik gelmişti.

Başımı sallayıp, "Hadi ama Meva, çocuk muyuz?" dedim. Bu oyunların bizim yaşımıza uygun olmadığını düşünüyordum.

Melek de bana katılarak, "Cidden ne gerek var ki buna?" dedi. Gözlerindeki endişe yerini hafif bir rahatlamaya bırakmıştı.

Tam Meva ağzını açacağı sırada kapı çaldı. Bu saatte kim gelebilirdi ki? Koltuktan kalkıp kapıyı açmak için odadan çıktım. Koridorda hızla ilerleyip kapıyı açtım. Kimin geldiğini görmek için kafamı yukarı kaldırdığımda gördüğüm kişilerle şok oldum.

KADER OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin