Bölüm 19

277 31 10
                                    

Tarkan- Kış güneşi

"Gözlerin bir kış güneşi gibi; soğuk günlerde içimi ısıtan bir ışık, karanlıkta yolumu aydınlatan bir umut. Her baktığımda yüreğimde sıcaklık hissediyorum, ama bir yandan da o ulaşılmazlık, dokunduğumda kaybolacakmış gibi bir his... Senin gözlerinde bulduğum huzur, en sert rüzgârları bile dindiriyor, en soğuk geceleri bile ısıtıyor."

********

Kurban bayramı bugündü. Babam akşam evde yatmış, sabah erken saatlerde de bayram namazına gitmek için evden çıkmıştı.

Biz de Meva ve Melek ile birlikte etrafı toplamıştık. Bahçedeki koyuna su vermiştim ve şu anda koyunu seviyordum.

Beyaz tüylerini okşarken geçen gün Enes ile yaşananlar aklıma geldi.

Gamzemi öpmüştü.

İstemsizce gülümsedim. Sonra gülümsediğimi fark ettim ve gülüşüm soldu.

Kaşlarım çatılırken kendime sinirlendim.

Niye gülüyordum ki?

Tam bu esnada bir ses duyuldu. "Ne düşündüğünü sorabilir miyim?" Enes'in sesini duyduğumda kafamı ona doğru çevirdim.

"Seni düşünüyordum," diyemedim.

Bu düşüncelerle meşgulken, Enes'in yüzündeki ifadeyi inceliyordum.

Gözleri parlıyordu, sanki bir şeyler bekliyormuş gibi. Ama ben suskun kaldım, ne söyleyeceğimi bilemeden.

Enes, "Dalmışsın yine," dedi, gülümseyerek. "Bayram sabahında ne düşündürür bu kadar?"

"Hiç," dedim sonunda, koyunun beyaz tüylerini okşamaya devam ederek. "Sadece biraz yorgunum galiba."

Enes'in bakışları üzerimdeydi, ama konuyu daha fazla deşmedi. "Anladım," dedi sessizce. "Neyse, ben de kurban için babama yardım etmeye geldim. Bir şeye ihtiyacın olursa haber verirsin."

Kafamı salladığımda, Enes bana arkasını dönerek eve doğru ilerlemeye başladı.

Enes eve girdiğinde, arkasından niye böyle davrandığını düşünüyordum.

Niye bana bu kadar yakın davranıyordu ki? Ben sadece onun askeriydim, başka bir şey olamazdım. O benim komutanımdı, ötesi yoktu. Olamazdı.

Birkaç dakika sonra babam ve ateş timi bahçeye çıktı.

Bana ve koyuna doğru ilerliyorlardı.

Bakışlarım önce Enes'e, sonra babama kaydı. Arkalarından Meva ve Melek çıktı.

Yanıma geldiklerinde babam, "Murat, tut şu koyunu," dedi. Kurban olma saati gelmişti.

Murat, koyunun ipini çözdü ve ilerletmeye başladı. Biz de Murat'ın arkasından ilerlerken, koyun bir anda başladı koşmaya. Arkasından Murat da koşarken, "Dur lan, dur!" diye bağırıyordu.

KADER OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin