Yaklaşık 3 gündür görevdeydik. Şuan hepimiz Kamufle olmuş silah kaçakçılığı yapan teröristleri vurabilmek için komut bekliyorduk.
Sonunda Saatlerdir beklediğimiz komut geldi. Kulaklıklarımızda kalın ve sert sesli bir adamın sesi duyuldu."Asker atış serbest"
Gelen komutla birlikte etraf silah sesleri ile dolunca teröristler silahlarına sarılarak binadan çıktı. Türk askerlerinden o kadar çok korkuyorlardı ki her an operasyona hazırlardı. Ellerindeki silahları tutarken bile elleri titiyordu.
Elinde silahla binadan çıkan adama ateşledim. Adam yere yığıldı. Arkadaşı bizim olduğumuz tarafa doğru ateşlemek için silahını kaldırdı daha silahın tetiğini çekemeden başka bir asker tarafindan vuruldu.
Benim olduğum ağaca doğru bir kurşunun geldiğini gördügüm anda yan taraftaki ağaça doğru koşup arkasına saklandım.
Kurşun 1 dakika once arkasında oldugum ağaca saplandığında ağacın bir kaç yaprağı yere düştü.
Yan tarafımda bir çıtırti duyduğum anda silahımı o tarafa çevirdim. Gelenin 2 metre boylarında bir asker olduğunu görünce önüme döndüm. Asker yan tarafımdaki ağacın arkasina geçip atış yapamaya başladı.
Kafamı saklandığım ağacın arkasından çıkarıp binaya koşan teröristi vurdum.
Üzerime doğru bir kurşun geldiğini fark ettiğimde kaçmaya hazırlanıyordum ki ben daha ne olduğunu anlayamadan kurşun havada başka bir kurşuna çarparak yere düştü.
Yan taraftaki ağacın arkasında saklanan askerden "Dikkatli ol" diye bir ses yükseldi.
Şaşkın bakışlarımı askere çevirdiğimde atış yapmakla meşguldü.
O an onun sıradan bir asker olmadığını anladım. O bir bordo bereliydi.
Tekrar atış yapamaya başladım. Yan taraftaki asker elini kulaklığına götürerek "Tim binanın etrafını temizleyin. Turan binanın arkasına gel paketi alacağız" dedi.
O Ateş timi'nin komutanıydı.
O an onunla ilgili bir detay daha fark ettim sesi çok tanıdık geliyordu ama kimin sesi olduğunu çıkaramadım.
Komutanı dinlerken bir yandan da binadan kaçmaya çalışanları vuruyordum.
Komutandan "Pişt" diye bir ses gelince kafamı o tarafa doğru çevirdim.
"Efendim komutanım" dedim.
Bir yandan teröristleri vuruyordum.
"Benimle gel" dediğinde kaşlarım çatıldı. "Nereye?" Diye sordum.
"Sorgulama" dediginde kafamı salladım. Eliyle gel isareti yapınca saklandığı ağacın yanina geçtim.
İki metre bir adamla ağaçın arkasına saklanmak zordu.
"Takip et beni" diyip ağacın arkasından çıktı. Üzerimize ateş edilmeye başlayınca kolumdan tutup ağacın arkasına cekti.
Kafasını ağacın arkasından çıkarıp teröristleri vururken ona yardımcı oldum. Silah sesleri azaldığında ağacın arkasından çıkıp çitlere doğru ilerlemeye başladık.
Binanın arkasında giderken binanın penceresinden bir adam çıkıp bana doğru sıktı.
Komutan kurşunu benden önce fark ettiğinde bileğimi tutup kendine doğru çekti. Vücudum vücuduna yapışınca burnuma tanıdık bir koku geldi.kurşunun yanımızdan geçip giderken komutan bir eli ile bileğimi tutup bir eliyle beni vurmaya çalışan adamı ateşledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER OYUNU
Novela JuvenilZeynep 16 yaşında asi ve huysuz bir kızdı. Muay thai sporuyla tanışan Zeynep, antreman partneri Enes'e aşık olur. Zamanla Enes'e olan duyguları büyür. Güzel olan şey Enes'in de ona karşı birşey hissetmesiydi. Daha birbirlerine kavuşmadan kader onla...
