Bölüm 22

180 16 7
                                    

Ateşle barut-Sertab Erener

"Gözlerindeki ateş, ruhumda büyüyen fırtına gibidir. Seninle olan her an, içimdeki barut fıçısı gibi patlar ve kalbim seninle alev alır. Aşkınla yanmak, ateşle barut gibi birbirine karışır; beni sarsan bu duygu, içimi kaplayan bir yangın gibi, her geçen gün daha da büyür. Seninle geçen her an, birbirine kenetlenmiş gibi, içimdeki bu tutkunun ateşiyle yanarım."

*******

Pınar abla ile Cansu, Zeynep'in dikkatlice dinlediği bir sohbette, yaşadıkları deneyimleri detaylarıyla anlatıyorlardı.

Odada hafif bir sessizlik vardı, sadece anlatılan hikayenin ritmiyle doluydu.

Pınar abla, gece Mert hocanın nasıl horladığını anlatıyordu. Mert hoca da, "Ben öyle şeyler yapmam," diyerek itiraz ediyordu.

Pınar abla, "Evliliğin ilk günleriydi. Gece uyurken duyduğum vapur sesiyle sıçrayarak uyandım. Uyandığımda sesin vapurdan değil, Mert'ten geldiğini fark ettim," derken, kapının çalmasıyla birlikte Cansu ani bir hareketle yerinden fırladı ve "Ben bakarım" diyerek kapıya doğru ilerledi.

Kapıya ulaştığında heyecanla kapı deliğinden baktı. Kapı deliğinin ardından görebildiği tek şey iki metrek iki dev bedenin gövdesiydi.

Kapıyı açtığında ise karşısında duranlar, eski arkadaşı Enes ve daha önce hiç tanımadığı uzun boylu, kumral ve ela gözlü adam olan Turan oldu.

Enes, Cansu'yu görünce şaşkınlıkla, "Cansu, senin burada ne işin var?" diye sordu.

Cansu sadece gülümseyerek, "Sana da hoş geldin, Enes," diyerek karşılık verdi.

Enes, yaptığı ayılığı fark etti.

Enes, şaşkınlığını hızla üzerinden atıp Cansu'ya sarıldı. Yıllardır görmemişti onu ve bu beklenmedik buluşma onu oldukça şaşırtmıştı.

Enes, severdi Cansu'yu onun için bir kız kardeş gibiydi, Cansu

Cansu, Enes'in kollarından kurtulup ciddi bir ifadeyle Enes'in gözlerine bakarak "Maç için buradayım," dedi

Enes, merakla kaşlarını kaldırarak, "Hangi maç?" diye sordu, Cansu'nun sözlerinin anlamını çözmeye çalışıyordu.

Cansu hafifçe gülümsedi ve "Onu sana içeride Mert hoca anlatsın," dedi.

Ardından Enes'in omzuna hafifçe dokunarak, "Hadi, içeri geçelim," diye ekledi.

Bu sırada, Turan da olan biteni izliyor, bu yeni tanıştığı insanlarla ilgili merakını gizlemeye çalışıyordu.

Turan'ın bakışları, adının Cansu olduğunu öğrendiği, teni hafif buğdaya kaçan,kahverengi gözlü, yaklaşık 165 boylarında, siyah uzun saçlı kadındaydı.

İçeri girip kolidorda ilerlemeye başladıklarında, oturma odasında konuşulan konuları duyabiliyorlardı.

"Yalan söyleme Pınar ben hayatımda hiç horlamadım!" Diyordu Mert hoca

Pınar abla buna sesli bir kahkaha atarak "Güldürme beni Mert geceleri eşek gibi anıram benim zaten" dedi.

"Sen sanki farklı boksun" dedi Mert hoca

KADER OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin