Medyadaki vampire Knight tan bir karakterdir. Bu kızı enmaya benzetirim ama enmanın saç ve göz rengi pembedir. Ayrıca yorumlarınızı bekliyorum.
Alma şehrine varılmasına bir saat vardı. O sırada hei karavanın camının kenarına kollarını koyup beyaz saçlarının uçuşmasına izin veriyordu. Füme rengi v yaka bir uzun kol üst giymişti ve kollarını dirseklerine kadar kıvırmış altta ise kot pantolon ve beyaz spor ayakkabıları giyiyordu. Gakupo karavanın içinde ayakta eğilmiş bir şekilde buz dolabını karıştırıp bir şey ararken sinirli bir şekilde koltuğa oturup camdan dışarı bakmakta olan hei e '' o. çocuğu pudngimi senmi yedin ''diye bağırdı.
hEi aldırmaz bir şekilde gakupoya dönerken şok olmuş bir şekilde gakupoya bakakaldı. Tamamen laxusun tarzına benzeyen bir kıyafet giymişti. Ama onun mantosu tamamen kürktü. Hei içinden şokluğuna devam ederek büyü tunuvasını lacrimadan laxusu izlediği için (özenti herif) diye düşündü. Sonra cama tekrar yaslanıp alaycı bir şekilde ''onun sahibimi vardı yha hiç hatırlamıyorum'' dedi.
Gakupo yumruğunu sıkıp heie doğru giderek ''yedin değilmi '' diye bağırırken karavanı kullanmakta olan kaname ''oraya vardıktan sonra yapacağınızı yaparsınız kesin şunu'' diye bağırrdı. Siyah saçlarını toplamış beyaz gömleğin üstüne uzun siyah bir ceket giymiş. Önünü iliklenmiş ve kılıcı için duran bir kemer vardı.(4 . Bölüm deki medyada kanamenin temsili resmi var)
Gakupo (5. Temsili resmi var) karavanın sürücü kısmına dönerek şikayetçi bir tavırla '' iyide '' derken. Hein oturduğu karşı koltukta oturmakta olan aria kolları kavuşmuş bir şekilde bacaklarının üstünde kafasını koymuş göz bandı takılı bir şekilde uyumakta olan ashın( 6. Bölüm de temsili resmi var) saçlarını okşayarak '' kes şunu gakupo sadece bir puding daha sonra istediğin kadar yersin'' dedi. Gakupo onlara dönüp arianın kucağına kafasını koyup uyumakta olan sarışın yakışıklı çocuğa bakarak '' napıyor lan bu'' dedi.
Aria sevimli bir şekilde ''kralın tacının taşlarını sökme işini ona vermiştik. Bütün gece uyuyamadı bende yol boyunca uyurken bacaklarımı yastık olarak kullanabilirsin dedim'' gözlerini kapatıp gülümsüyordu. Gakupo sakinleşip arianın bu tavrına nasıl bir tepki vereceğini bilmeden '' bugün fazla merhametlisin'' dedi. Aria sevimliliğine devam edip gülümseyerek elini yüzüne getirip ''ha her zaman merhametliyim'' dedi. Gakupo otururken tabi tabi derken asha bağırıp ''hey uyan artık varmak üzereyiz'' dedi.
Uzanmakta olan ash göz bantlarını şikayetçi bir şekilde çekip '' of ne var yha '' derken gakuponun kılığını gördü saten uzun kahverengi saçları ve koyu teni olan gakupo o kürkü giyince ash umursamaz bir şekilde kahverengi gözlerini gakupoya dikip '' gorile benziyorsun'' dedi.
Bunu duyan hei (3.resimde temsili resmi var)kendini tutamayıp onlara dönüp kahkaha atmaya başladı. Gakupo sinirlenip '' geberticem ulan ikinizide'' deyip kavga çıktı.
Ön koltukta kanamenin yanında oturmakta olan enma elindeki çikolata çubukları olan kutuyu açıp içinden bir çubuğu alıp ağzına getirerek ''off çok gürültücüsünüz'' dedi. Pembe saçları iki yandan siyah kurdelerle fiyong yapılarak bağlanmış bir şekilde topluydu. Her zamanki gibi siyah etekleri kabarık bir askılı elbise giymiş. Uzun siyahçorapları şartiyerle bağlıydı ve siyah botlar giymişti.
Kaname aldırmaz bir şekilde ''umursama onları '' dedi. Enma bir çubuğu alıp kanameye doğrulttu. Kaname başta bakakaldı sonra enmanın çubuğu ağzına koymasına izin verdi.
Aynı zaman da reina hayranlık içinde bir silindir içideki suda bulunan kalbe bakıyordu. Gray ve gajel ise onun arkasında tiksinmiş bir yüz ifadesi takınıyordu. Gajel biraz tırsmaya başlayarak içinden (hadi canım'' gray de aynı şekilde (onu harbiden alacakmı) dedi.
Natsuda aynı reina gibi hayran olmuş bir şekilde kalbe bakıp ''oooo suge '' dedi. Reina da aynı şekilde ''değilmi.'' Gray ve gajel ise natsuya pataklayacakmış gibi bakmakla yetindiler.
Erza yanlarına koşarak gelip ''lady reina sizinle konuşmam gerek'' diye bağırdı. Reina şaşkın bir şekilde erzaya bakarak ''tabi neymiş o'' diye sordu. Erza reinaya eğilerek'' beni mezata kaydeder misiniz'' diye sordu. Gray ve gajel şaşırdı. Reinada şaşırarak '' tabikide ne için hem hani ilgilenmiyordun'' dedi. Erza sahte bir gülümseme takınarak ''artık ilgimi çekiyor'' dedi. Gajel sanırım almaya karar verdi diye düşündü meraklı bir bakış vardı. Sonra natsu ya döndü natsunun oralı olmadığını kalbe bakıp ''acaba bu yenirmi '' derken gray şaşkınlık ve sinirin bir arada olmasıyla natsuya bir tane geçirdi. Reina ise o sırada yanına juviayı alarak kayıt yapılan yere gidiyordu. Sonra erzaya dönerken gajel ona ''almaya mı karar verdin o kadar paran olmadığını sanıyordum'' dedi. Gray nasıl alacaksın derken natsu ona vurarak ''bu bana vurduğun içindi'' dedi. Gray ve natsu dik dik kafalarını tokuşturup dişlerini gıcıdatarak bakarken.
Erza gözleri parlak bir şekilde kıs kıs gülüyordu.
O sırada gökyüzü imparatoriçesi zırhının önünden jegar geçiyordu. Durup zırha baktı. Yanındaki kıza ''bunu da alacaklar listesine ekle'' deyip kız gülümseyerek tamam deyip not alıyordu. Sonra sergiyi gezmeye devam ettiler.
Gajel ve gray erzanın dediklerini duyunca ağızları açık kalmış. Haaaaaaa diye bağırıyorlardı. Natsu ise bir şey anlamamıştı. ''Dediğim gibi sizden tüm paranızla kumar oynamanızı istiyorum.'' Dedi erza.
Gray ''neden böyle bir şey yapalım ki'' dedi. Erza gözleri alev almış bir şekilde '' çünkü o zırhı istiyorum.'' Dedi.
Gray'' beni unut ben iyi değilim kumarda'' dedi. Natsu'' ben yardım ederim'' dedi. Zaten sergide en çok ilgisini çeken şey ejderha kemikleri sahte çıkmıştı. Biraz kafasının dağılmasını istiyordu.
Gajel'' iyi tamam ama karşılığımız ne olacak ''dedi. Erza gülümseyerek yumruğunu sıkıp ''hayatta kalacaksınız''dedi. Üçü birden donup kaldı.
Aynı saatlerde alma şehrine 3 saat uzaklıkta olan bir malikanede lord ashfordun da katıldığı bir davet vardı. Davetde çoğunlukla sosyetede kötü ün yapmış kişiler vardı. Kimisi dans ediyor , kimiside poker oynuyordu. Lord ashford yanında siyah saçlı beyaz tenli saçı inek yalamış gibi olan uzun ince bir adam vardı. Lord ashford da smokin giymişti. Evaro dükünün davetiydi. (lucynin ilk düşmanı çirkin meraklısı)
Lord ashford şikayetçi bir tafırla ''aaa bu kadar berbat bir davet olacağını bilseydim gelirmiydim''dedi. Etrafındaki hizmetçilere baktığın da ise daha berbat bir ruh haliyle başını öne eğip ''üstelik hizmetçilerin hiç biri sevimli değil'' dedi.
Steven ciddiliğini koruyarak'' efendim şu anda bir balodayız dikkat çekmek istemiyorsanız. Böyle davranmamanızı öneririm.'' Ashford ağlamaklı bir sesle ''ama'' derken steven sahte bir gülümsemeyle ''lütfen kesin şunu yoksa büyük bir zevkle sizi bir daha gözlük takmak zorunda bırakmam '' der. Gözlükleri bembeyaz bir şekilde '' tamam anladım'' der.
Evaro dükü onların yanına gelerek ''ashford seni görmek ne güzel saçını uzatmışsın yakışmış'' dedi.
Ashford sevimli bir şekilde ellerini yanaklarına getirip kıçını sallayarak ''yok canım sadece kestirecek zaman bulamadım''der. Bu hali gören steven kızgın bir şekilde ''şöyle davranmayı kesermisiniz lütfen'' dedi. Evaro dükü elini sallayarak ''her neyse eee kızın ne yapıyor güzelleştimi '' diye sordu.
Ashford dona kalmış gözlükleri bembeyaz sakin duran stevena parmağıyla evaroyu işaret ederek''çocuğuma hakaret mi ediyor bu'' diye sordu. Steven gözlerini kapatıp nefesini vererek ''efendim onun güzellik anlayışı öyle o yüzden zannetmiyorum'' dedi.
Evaro ashfordun koluna girip '' gel sana bir şey göstericem '' diyerek ashfordu kütüphaneye getirir. Ashford evaronun çekiştirmesine şaşırarak ''he tamam '' der stevena dönerek ''sen burada bekle tamammı'' der. Seteven elini göğsüne getirip eğilerek ''emredersiniz lordum on dakika sonra buluşuruz'' der. Bunu duyan ashford gözleri gölgede kalarak hafifçe sırıtır.
Steven görevlilerden birine elindeki notu uzatarak'' bunu kumarhanedeki Jean sana verirmisiniz ''dedi. Çirkin hizmetli notu alıp ''tabikide'' deyip oraya yol aldı. Steven ise elindeki beyaz eldivenleri çıkarıp siyah eldivenleri takmaya başlamıştır.
Hizmetli kumarhaneye varıp Jeanı bulur. Jean kumral yeşil gözlü fazla beyaz tenli güzel bir kadındır. Baloda olmasına rağmen saçları dağınık bir topuz bir kot sort ve beyaz dantelli bir bluz diz altı botlar normalde omuzlara takılan kemerleri aşağıya düşüyor şekilde giyiniyordu. Hizmetli buna şaşırdı. Mektubu ona uzatarak '' Jean sama bu notu size iletmemi istediler''. Bitmek üzere olan Jean şikayetçi bir şekilde ''ne var be ''notu alıp okumaya başlar. Notta '' işaret geldiği an harekete geç ''yazıyordu. Jean nefesini vererek pek aldırmaz bir şekilde oyuna devam ederken. Birden tüm kapılar ve pencereler kapanmaya başlar. Misafirler ''neler oluyor '' diye telaşlanmaya başlar. Jean şikayetçi bir şekilde ayağa kalkarak ''of steven oyunumu bitirmemi bekleseydin yha'' diyerek giriş kapısına doğru gider. O anda steven aynı jeanın yaptığı gibi giriş kapısına gidip misafirlere dönük bir şekilde durur. İkisi aynı anda konuşmaya başlar. '' bayanlar ve baylar lütfen sakin olun sizden sadece tek bir şey yapmanızı istiyoruz.'' İkiside psikopat bakışlarla '' ölün'' derler. Misafiler ne diyo bu diye telaş içinde kaçmaya başladıkları anda etraf kan gölüne dönmeye başlar.
Bundan bir dakika önce lord ashford kütüphanede evaro dükünün ona gösterdiği yasak büyü kitaplarından birini inceliyor. Evaro pişkin bir şekilde bıyıklarıyla oynayıp ''nasıl ama süper değilmi bunu ele geçirmek için ne kadar uğraştım bir bilsen o büyüleri öğrendiğimde o ateşli piçten intikamımı alacam'' der. Ashford kitabı kapatıp ona dönerek ''bu gerçekten mükemmel'' der. Sonra sesler gelmeye başlar. Evaro ''neler oluyor'' diye kapıya dönerken birden kalbini bir şeyin deştiğini hisseder. Şaşkın bir şekilde ''ne'' derken ashford elini oradan çekerken karanlık bir bakışla ''böyle bir şeyin sende olmasını istemeyiz'' der. Evaro orada can verir. Ashford kapıya doğru yürürken cebinden bir mendil çıkarıp elindeki kanı siler.
Balo salonuna vardığında etraf cesetlerle birlikte tüm salon ve kumarhaneyi kaplayan korkunç bir kan gölüne dönmüştü. Ashford gülümseyerek kitabı kaldırıp stevena gösterir. Jean duvara yaslı bir şekilde kollarını kavuşturup '' bir domuzdan kitabı almak neden bu kadar uzun sürdü'' diye sordu. Ashford aptal bir gülümseme takınıp jeana kollarını açıp koşarak'' je-chan seni görünce güzellik anlayışım geri döndü resmen'' derken suratına bir tekme yer. Jean sinirli bir şekilde ''Kes şunu salak ''der.
Steven kitabı alarak ''burdaki işimiz bittiğine göre artık gidebiliriz master'' der. Ashford ciddileşip gözlüklerini düzelterek ''yer altı mezatı için gerekli olan son parça artık elimizde '' Jean kapıya doğru giderek ''o zaman alma şehrine diğerlerine katılmaya gidebiliriz'' dedi. Arkalarındaki kan gölünü bırakarak çekip gitmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezat savaşı ( fairy tail)
Randombu başka bir sitede fairy taile ozel olarak yazdığım bir fanfic. sizin de beğenmebiz dileğiyle.