Medyadaki kuroko no basket animesinden kise ryoutadır. Ash karakterini ondan esinlendim. Farkları da var tabi ash tembel bir insandır. Kise ise canlı ve enerjik biridir. Arkadaşlar ne cansız okuyucularsınız ya yorumlarınızı bekliyorum.
Natsu, gajel, gray dudakları nı büzmüş , gördükleri şeyden memnun olmamış bir yüz ifadesi takınıyorlardı. Önlerindeki kahvaltı tabağında duran kruvazanları merakla inceliyorlardı. Bizimkiler otelin restronında uzun bir masada oturup. Kahvaltılarının gelmesini bekliyorlardı. Natsu kruvazonu alıp incelemeye başladı. Baya yumuşak ve ekmek gibi olduğunu fark etti. Natsu aynı yüz ifadesi ile kruvazonu biraz sıkıp ''bu nedir? ''Diye sordu. Lucy açık büfeden elindeki tabakla dönmüş otururken natsunun sorusunu duymuş şaşkın bir şey şekilde ''ha daha önce kruvazon yemediniz mi '' diye sordu. Üçüde aynı surat ifadesiyle yavaşça kafasını sallayıp aynı anda ''hayır '' dediler. Lucy bu tavırlarına sinir olmuş bir şekilde ''böyle çok sinir bozucusunuz'' dedi sonra bir kolunu masaya dayayıp diğer kolu ile dağınık bıraktığı sarı saçlarını düzelterek nefesini verip ''neden tadına bakmıyorsunuz pişman olmayacaksınız gerçekten'' dedi gülümseyerek. Üçü biraz çekinerek aynı anda ısırdılar.
Lucy suratını asarak ''şunu gerçekten kesin sinir bozucu'' derken birdenbire şaşkın suratlarını gördü üçü tadına baktığında damakta erimekte çikolatalı krema tadını hissederek ''çok lezzetli ''diye bağırdılar. Lucy çığrından çıkarak ''şunu kesin valla patlatacam ha ''dedi.
Natsu gülümseyerek ''bu çok lezzetli neden daha önce tatmadık ki'' dedi. Lucy elini çenesinin altına koyup çatalı ağzına getirerek ''bu yıl yeni çıktı. Şimdilik sadece böyle lüks otellerde bulunuyor ''dedi.
Gray bitirmiş ağzı dolu bir şekilde ''bu çok lezzetli gerçekten daha varmı dır acaba '' derken erzanın elindeki tabakta onlardan üç tane olduğunu görüp gajel hemen atlayarak ''ha nerden buldun onları '' dedi. Erza şaşkın bir şekilde parmağıyla işaret edip cam duvarların önündeki açık büfeyi gösterdi. Üçü hemen oraya fırladı. Erza rüzgarlarını hissetmiş kızıl saçları ve mavi eteği uçuşmuştu. Erza saçını düzeltip oturarak '' nesi var bunların '' dedi. Lucy bıkkın bir şekilde ''kruvazonu ilk kez yediler ve çok sevdiler '' dedi. oda ''anlıyorum '' dedi. Erzada eline alıp bir ısırık aldıktan sonra yüzü mutlu bir şekilde gözleri parlayarak ''nefiiiiis'' dedi. Lucy başını sallayarak ofluyordu.
Juvia ve wendy ve carle masaya ellerindeki tabaklarla gelip gülümseyerek günaydın dediler. Juvia her zamanki kıyafetlerini giymiş . wendy ise yeşil elbisesini giyip saçlarını iki yandan toplamıştı. Carle da kravatlı kıyafetini giyiyordu. Lucy ''günaydın'' dedi. Sonra etrafına bakıp biraz meraklanarak ''ha happy ve lily neredeler '' dedi.
Lily ağlak bir sesle ''buradayız'' dedi. Happy de aynı ''ayeeee'' dedi. Kızlar o tarafa döndüğünde şok olmuş bir şekilde karşıdaki manzaraya bakıyordu. İkisi reinanın kucağında bir zamanlar İngiliz subayların giydiği üniforma ve beyaz kıvırcık peruklarla reinanın kucağında gözleri şelale biçiminde akarak ağlıyorlardı. Reina ise karamel rengi uzun saçlarını salık bırakmış beyaz yarım kol gömlekle beraber giydiği kırmızı elbise ve yüzündeki gülümsemeyle baya güzel gözüküyordu.
Carle gülmemek içi kendini zor tutarak '' ne bu haliniz '' diye sordu. Reina yerine otururken ''ben giydirdim hoşunuza gitmedi mi dün aldım'' reina biraz daha neşeli bir şekilde happy ve lilyi bırakıp ellerini çırparak '' hatta yarın mezatta giyeceğiniz kıyafetleri görünce şaşıracaksınız'' dedi. Reina dışında masadaki herkes donakalarak renkleri daha da beyazlaşmıştı.
Juvia happy ve lilye bakarak (bize kıyafet mi aldı. Eğer böyleyse juvia istemiyor) diye içinden geçiriyordu. Wendy ve lucy ise yutkunuyordu. Erza öksürerek boğazını temizleyip gergin bir şekilde '' lady reina buna hiç gerek yoktu'' derken sözü kesilip reina itiraz istemez bir şekilde '' olmaz yarınki mesatta resmi ve şık olmalısınız'' erzanın zırhına bakıp onu işaret ederek '' özellikle de sen böyle rüküş gidemezsin '' dedi.
Kızlar ağızları açılmış şok olmuş bir şekilde dururken erzanın kızıl saçları havada uçuşmaya başlamış yumruğunu sıkıp ''rüküşşşşmü seni velet'' derken reina nın açık büfeye giderken gördü. erza tam peşinden gidiyordu ki lucy durdurup korkarak '' erza sakin ol '' dedi. Juvia da yanına gelip ikisi beraber erza yı oturtmaya çalışıp '' görevimiz onu korumak '' dedi. Erza sinirli bir şekilde elindeki çatalı yamultarak '' böyle görevin varya '' derken.
Natsu neşeli bir şekilde ''döndük '' dedi. Lucy konunun dağılması için bunu fırsat bilerek '' hele şükür nerde kaldınız'' derken ellerinin tepeleme kruvazon dolduğunu görüp ağzı açık kalarak ''çok fazla aldınız'' diye bağırdı.
On dakika sonra reinanın tarafında bir neşe hakimken erzanın tarafında ise gerginlik hakimdi.
Reina çayını içerek söze başladı. '' bugün, yarın mezatta satışa çıkacak olan malların sergisi var hep beraber oraya gidiyoruz.'' Dedi.
Gray biraz şaşırıp ''ha bugün değilmi mezat '' dedi.
Reina kafasını sallayarak neşeli sesiyle ''hayır bugün tüm eserler sunulacak '' dedi.
Erza sakinleşip düşünerek ( hım demek böyle oluyor. Alıcı daha önce malı görmek ister tabi) diye düşündü.
Reina neşeli sesiyle devam ederek. ''Sergi bir saat sonra açılıp akşam altıya kadar devam edecek eğer sizinde beğendiğiniz bir eşya olur ve almak isterseniz bana haber verin bende kaydınızı yaptırırım'' dedi.
, lucy şaşırarak '' he bizde mi katılabiliyoruz '' dedi.
Reina ''tabikide 3 milyondan fazla paran varsa katılabilirsin '' dedi. Lucy depresyona girmiştir. Natsu ve happy kıs kıs gülerek '' boşuna umutlanma senin girmen imkansız '' dedi. Lucy sinirli bir şekilde kafası eğik '' kesin sesinizi '' dedi.
Erza ayağa kalkarak ''zaten aramızda bir antikaya ilgi duyacak kişi olduğunu zannetmiyorum'' diyerek lavoboya doğru giderken beyaz saçlı gözlüklü bir adama çarptı. Adam elindeki gazeteyi düşürdü. Erza telaşlanarak ''özür dilerim'' yere eğilip gazeteyi alacakken jegar ondan önce davranıp ''önemli değil'' diyerek erzanın yüzüne bakmadan gazeteyi yerden almıştı. erza adamın bu çevikliğine şaşırmş. Onun yüzüne bakmıştı adam gözlüklerini düzelterek erzaya bakıp ''seni daha önce gördüm mü ''diye sordu. Erza için ise adamın tipi ilgisini çekmişti. Beyaz saçlarıyla ve siyah çerçeveli gözlükleri vardı. Üstünde ise beyaz kolları dirseklerine kadar kıvrılmış beyaz gömlek vardı. ilk iki düğmesi açıktı. siyah biraz dar bir pantolon ve ona uygun ayakkabılar giydiğini gördü. Adam öksürerek dikkatini kendine çekti. Erza bir an toparlanıp jegarın sorduğu soruyu hatırlayıp '' yooo hayır sizinle daha önce karşılaşmadım ama büyük ihtimalle büyü festivalindendir. Orda yarışanlardandım'' Dedi.
Kafasını sallayarak '' anlıyorum '' deyip yoluna devam etti. Erza arkasından baka kalarak ''bu neydi şimdi '' dedi. Sonra düşünmeye başladı adamda tanıdık bir aura hissetmişti üstelik bu aura onun iyi hissetmesini sağlayan bir auraydı ama onu daha önce görmediğine emin di sonra lavobaya gidip oturdukları masaya geri döndü.
Wendy ''erza san sonun da geldiniz şimdi çıkıyoruz'' dedi. Heyecanlı bir şekilde '' eşyaları görmek için sabırsızlanıyorum'' dedi. Erza ciddiyetini koruyarak oturup '' bir şey alacak değilsin yha ne için heyecanlanıyorsun '' dedi.
1 saat sonra mezat sergisinde erza hayranlık ve şaşkınlık arasında donup kalarak karşısında büyük dikdörtgen bir camın içindeki zırha bakıyordu. Sonra ellerini yapıştırıp küçük ter damlaları dökerek ''onu almam lazım '' diye bağırdı. Gajel umursamaz bir bakışla '' hani ilgimiz olmazdı. Aramızda bir tek sen bir şeyi almak istiyorsun'' dedi. Erza sert bir şekilde gajela dönüp gözlerinde alevler çıkarak bakıyordu gajel ve diğerlerini korkutarak '' anlamıyorsun değilmi bu zırh gökyüzü imparatoriçesi zırhhı kaç yıldır'' gözlerinden şelale şeklinde yaşlar akarak '' ben bu zırhı arıyorum '' dedi.
Wendy kendi elementi olduğu için dikkatini çekerek zırha yaklaşıp ona baktı. Zırh çoğunlukla beyaz renkliydi erzanın cennetin çarkı zırhını andırıyordu ama bu zırhın kanatları yok ve eteği kabarık değil. Gri Strablez bir üstü vardı. Altında ise zırhlı çizmeler yerine eteğin iki tarafından olan yırtmaclı eteğiyle belli olan çorap benzeri çizmeler vardı. Sadece sol kolunda uzun bir eldiven ve kafasında rahibelerin taktığı şekilde bir beyaz baş örtüsü vardı. Silahı ise bir mısraktı. Wendy aşağı inip başlangıç fiyatına baktığında ağzı açık kalıp şaşırarak zırha hayranlıkla bakmakta olan erzaya '' erza san bunun fiyatı biraz fazla '' dedi.
Erza daha önce aldığı zırhların fiyatlarını düşünerek '' hadi ama ne kadar pahalı olabilirki '' deyip aşağı bakıp wendyle aynı yüz ifadesine sahip oldu. Tablolara bakmakta olan lucy yanlarına gelip '' ne oldu '' diye sorduğunda wendy parmağıyla işaret etti. Lucy gönüp baktığında '' aa bir zırh'' dedi bakıp onlarla aynı yüz ifadesini takınıp '' başlangıç fiyatı 4 milyon mu '' diye bağırdı.
Reina gray , natsu, juvia ve gajel la haleda sergiyi gezerken erza binanın önündeki merdivenlerde oturmuş kafasını bacaklarına gömüp depresyona girerek 4 milyon diye sayıklıyordu. Ve bu fiyatın daha da artacağı düşüncesi aklına gelerek daha da kötü oluyordu.
Lucy ve wendy ayrıca kediler erzayı teselli etmeye çalışıyordu.
Lucy sakinleştirici bir sesle ''hadi ama erza eminim ondan daha güçlü zırhların vardır.'' Dedi.
Wendy de gözlerini kapatıp '' aynen öyle hem ne gibi bir özelliği varki '' dedi.
Erza bir satıcı edasıyla konuşarak '' o zırhın kılıcı kestiği kişinin azda olsa büyü gücünü alıp kullanan kişiye ait yapar ve o emilen büyü gücü kişinin yarası varsa onları iyileştirir. Ayrıca sol kolundaki eldivenin ise iyileştirme gücü var '' dedi. Hepsi şok olmuş bir şekilde bakkaldı.
Happy hayranlık belirterek '' vay be süpermiş hemen alman lazım '' dedi.
Lily happye dik dik bakarak '' 4 milyondan fazla paran varmı'' dedi.
Carle düşünceli bir şekilde '' eğer o zırhı almak istiyorsan en az bunun iki katı paran olmalı '' dedi.
Lucy erzanın yanına oturarak '' senin ne kadar paran var '' diye sordu.
Erza üzgün bir şekilde burnunu çekerek '' 2 500 000 jewel '' dedi.
Happy umursamaz bir şekilde elini sallayarak ''unut o zırhı '' dedi. Erza daha da fena olarak kafasını gömdü. Lily ve carle ise happy nin kafasına yumruğu indirdir.
Wendy ise düşünerek elini ağzına götürerek '' bir şekilde para bulmamız gerek '' dedi.
Lucy merdivenlere oturmuş elini çenesinin altına koyarak '' ama nasıl '' dedi.
Erza kafasını kaldırıp karşıdaki gazinoyu gördüğünde gözleri parlamaya başlayayıp sinsi sinsi gülmeye başladı. Diğerleri tırsmış bir şekilde ne oluyor yha diye düşünüyordu.
O saatlerde otelde ise jegar lobideki deri koltuklardan birinde bacak bacak üstüne atmış. Çayını içip kitabını okuyordu. İri adam yanındaki deri koltuğa oturduğunda jegar adama bakmadan ''hallettin mi ''dedi. Adam gerinip arkasına iyice yaslandıktan sonra yorgun bir sesle kollarını kafasının arkasına getirip '' kaydını yaptırdım. Sana kalan tek şey baya göze batmak '' dedi. Jegar adama bakıp hafif bir tebessümle battıktan sonra kitabına dönerek '' senin de koruma olarak görevini iyicene yapman gerek '' dedi. İri adam alaycı bir gülümseme takınıp '' sen o konuda endişelenme '' dedi. Jegar gülümseyerek gözlükerini düzeltip '' bu işi kesinleştirmek için seni seçtim yha '' dedi.
Sonra lobiye neşeli bir şekilde pembe saçlı kız saçlarını dağınık topuz yapmış kafasındaki sosyete şapkası ve beyaz askılı elbisesi ve pudra rengi çantası ve ayakkabalarıyla kombinlemişti. Neşeli seslerle onlara el sallayıp '' beyler ben hazırım artık çıkabiliriz'' dedi. İri adam "amma uzun sürdü be hazırlanman '' dedi. Kız şikayetçi bir şekilde'' aaa her zamanki halim yha'' dedi. Jegar ayağa kalkarak ''neyse artık hazırsak sergiye gidebiliriz'' dedi. Yürümeye başlamıştı diğerleride peşinden gelerek kız '' sonrada alışveriş yapalım mı '' dedi. Jegar umursamaz bir şekilde ''olur'' dedi. İri adam ise kapıda asılı olan mezat posterine bakarak '' büyük gün yarın ha '' dedi. Jegar yürümeye devam edip yan gözle oraya bakarak ''evet '' dedi.
O sırada alma şehrine varılmasına bir saat kala hei karavandan sarkıp yola bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezat savaşı ( fairy tail)
Rastgelebu başka bir sitede fairy taile ozel olarak yazdığım bir fanfic. sizin de beğenmebiz dileğiyle.