Gerard odada kravatını bağlıyordu. Meredy ise duvara yaslanmış Gerardi izliyordu. Gerard kravatını bağladıktan sonra siyah uzun bir spor ceket alıp önünü iliklerken meredye '' daha ne kadar suratını asacaksın böyle'' dedi. Meredy ''bir buçuk saat sonra saldırıya geçecez değilmi'' dedi. Gerard düğmelerini ilikleyip kemeri takarken ''normalde görev başlarında böyle gergin olmazdın'' dedi. Meredy üzgün bir şekilde ''tek sen kaldığın için olabilir mi'' dedi. Gerard meredye sıcak bir gülümsemeyle sarılır çenesini başının üstüne koyarak ''merak etme beraber döncez'' dedi. Meredy Gerarde iyice yaslanıp ''sen gittikten sonra istediğimizi yapabiliriz değilmi'' dedi. Gerard şaşırmıştı ''evet de niye sordun '' dedi. Meredy Gerardden uzaklaşıp yüzüne bakarak ''hiç bende kendimce bir strateji kurcam '' deyip odadan çıktı. Gerard arkasından bakakalmıştı.
Meredy direk laxusun odasına dalıp kapıyı kapatıp ona yaslanmıştı. Laxus yatakta uzanıyordu. Kapı sesini duyup meredynin geldiğini anladı. Laxus ''ne istiyosun'' dedi. Meredy laxusun başına dikilmişti ciddi gözlerle ''bu görevi garantiye almak istiyorum'' dedi. Laxus meredye bakarak ''ne demek istiyorsun'' dedi. Meredy ciddiyetini koruyarak ''lonca arkadaşlarınında savaşa katılmasını istiyorum'' dedi. Laxus şaşırıp kalmıştı meredy onun bu tavrını görünce başını eğip kızararak ''bu fazla bencilceydi dimi özür dilerim bunu hiç konuşmadık say'' diyip odadan çıkmak üzere kapıya doğru gidiyordu. Laxus kalkıp meredye seslenerek ''bu konuda haklı olduğunu düşünüyorum'' dedi. Meredy şaşırıp laxusa baktı başını eğip kaşıyarak büyü güçlerini hissettim hepsini yenmemiz mümkün ama hepimiz tükeniriz alt sınıflara yetecek gücümüz kalmaz'' dedi. Meredynin gözleri dolmaya başlayıp dudaklarını ısırmaya başlayıp titriyordu. Laxus bunu görünce ''heyyy sakın ağlama'' diye telaşlandı.Meredy gözlerini silerek ''teşekkür ederim'' dedi. Teşekkür ederim diye tekrarlıyordu o sırada gözlerinden bir damla yaş aktı. Laxus elini meredynin başına koyarak ''hep böyle ağlaksan Gerardin işi var'' dedi. Meredy yine gözlerini silip gülümseyerek ''o ağlamama izin verir çünkü ağlayınca insanın daha çok rahatladığını söyler '' laxus gözünü kısıp gülümseyerek ''o damı ağlıyor'' dedi. Meredy başını salladı ''onu hiç ağlarken görmedim'' dedi. Sonra içinden (urtear gittikten sonra bile) diye düşündü.
Gerard arabaya binip malikaneye doğru yol aldı. Meredy pencereden Gerardin gittiğini görür görmez laxusa ''tamam gitti'' dedi. Laxus odasında tek kişilik koltukta gayet rahat bir şekilde oturuyordu. Sonra haberi alır almaz natsulara döndü. ''tamam gittiğine göre artık konuşabiliriz'' dedi. Erza ''ne konuşmak istiyorsun'' dedi. Meredy ''ama öncelikle plana uycağınıza dair sizden söz almak istiyoruz'' dedi. Özelliklede natsuya bakmıştı. Natsu ''ne olacağına bağlı'' dedi. Erza natsuyu susturup ''tamam söz veriyoruz'' dedi.
Gerard malikaneye varmıştı. Arabadan indiğinde dünküne göre daha az insan olduğunu fark etti. Gerard gözlükleri düzeltip gülümsedi. İçinden (korumaların gelmesini yasakladılar işler planladığım gibi gidiyor) diye düşündü. İçeri girdiğinde açık artırma başlamak üzereydi. Eşyaların satılıp tüm davetlilerin gutmesini bekleyecekti. Meredynin çoktan eşya listelerini konseye gizli yolladığıı hatırladı. Bunlarıda burda ele geçirmelerini sağlayacaktı. Toplantı masasındaki yerini aldı. Açık artırma başlamıştı. En son gün celladın kılıcı satılıyordu. Gerard o paslı kılıcı görünce gülümsedi ne numaracı bir kılıç bu diye düşündü. Bir zamanlar kellesini alacak olmasına rağmen cennet kulesinde onun baya işine yaradığını hatırladı. Sonuçta ethirionun en büyük güç katnaklarından biriydi. Gerard bu kılıcı yok etmeye karar verdi. Kılıç satılığa çıktığında gökyüzü imparotoriçesi zırhını almak isteyen yaşlı moruk almıştı. Gerard şaşırdı (ne yapcak bu domuz onu) diye düşündü.
Açık artırma bitmişti misafirler dağılmaya başladı. Gerard planı yürürlüğe sokup koltukta kaldı. steven onun çıkmadığını fark etti. Gerarde doğru gidip ''bir sorunmu var jegar sama'' dedi. Gerard bacak bacak üstüne atıp sessiz oturuyordu. Steven Gerarde eğilip ''jegar sama bir sorunmu var '' dediğinde Gerard dirseğiyle stevenın burnuna vurmuştu. Steven şaşkınlıktan burnunu tutup yere yığılmıştı. Steven yerden desten almak için yere dokunduğunda Gerard eline basmıştı. Uzanarak masanın başındaki kağıtları aldı. Steven sinirlenip boş eliyle ''pislik sende bir şey olduğunu biliyordum'' diyerek Gerardin eline basan bacağını yumruk atarak kırmayı planlarken Gerard ayağını ordan çekip biraz ileriye basıp tek ayak üstünde dönüp stevenın çenesine tekme attı. Stevenın ası dişi kırılmıştı. Gerard ''madem biliyordun daha erken davranmalıydın'' derken boğazına bir kılıç dayanmıştı. Kaname Gerardin tam yanında durarak kılıcı ona doğrultarak ''zararın neresinden dönersen kardır'' dedi. Gerard kanameye yan gözle bakıp gülümseyerek''bazen o kar işine yaramayabilir ama'' dedi. Kaname kılıcıyla saldırarak ''ben onu işime yarayacak konuma getiririm'' dedi. Gerard de o sırada köprü biçiminde eğilmişti. Steven çenesinden gelen uyuşukluk geçtikten sonra Gerarde arkadan saldırmaya kalktı. Gerard bunu fark etmişti yana çekilip saldırının kanameye gelmesini sağladı. Kaname küfrederek kenara çekilmek zorunda kaldı. Gerard ise bu karmaşadan yararlanıp odadan çıkacakken hei suratına bir yumruk atmış gözlüğü düşmüştü. Hei karşısında duran adamı görünce dona kalmıştı. Gerard ise bedeninin uyuştuğunu hissetti içinden (çeneye elektrik akımlı bir yumruk bir süre bedenim istediğim gibi haraket edemeyecek) diye düşünerek sinsi bir gülümseme takındı. O anda steven Gerardin ellerini arkasına dolayıp bağlayarak Gerarde sorla diz çöktürdü. Stevem şaşkınlık içerisindeydi. (bunca zamandır burdamıydı) diye düşünüyordu. Clovis Gerardin tam karşısında duruyor ''uzun zaman oldu değilmi Gerard san'' dedi gayet ciddiydi. Gerard pişkin bir gülümsemeyle ''en son ne zamandı'' dedi. Clovis dişlerini gıcırdattı arkaya dönüp giderek ''işkence odasına alın planlarını öğrenmek için konuşturun onu'' dedi. Kaname ''emredersiniz'' dedi sonra stevena dönerek'' iyi eğlenceler sana '' dedi . steven nefret dolu gözlerle Gerarde bakıyordu. Gerard ise gülümseyerek içinden (planlarım tamda istediğim gibi gidiyor) diye düşünüyordu.
Otelde ise herkes savaş için hazırlanmıştı. Meredy kızların giyindiği odaya gidip yere bakıp kızararak ''şeyyy gelmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim ama eğer gitmek istemeyen varsa anlarım'' dedi. Erza meredynin kafasına bir tane indirdi ''acıdı'' diye bağırdı meredye tehditkar bir şekilde bakarak ''ne dediğini sanıyorsun salak '' dedi. Sonra juviada meredynin yanına gelerek ''juvia haleda bundan daha önce bahsetmediğin için sana kızgın ama madem senin için değerli birisi sana hayatım pahasınada olsa yardım edecem'' dedi. Meredy şaşırarak ''juvia'' dedi. Laxus odaya girmişti ''hazırmısınız'' dedi. Herkes başını sallamıştı. Erza kedilere dönmüştü lilye ''reina size emanet '' dedi. Lily ciddi bir şekilde ''o konuda şüphen olmasın'' dedi. Dışarı çıktıklarında laxus saate bakıp '' mührün aktif olmasına 45 dk var'' dedi. Sonra kolunu indirip ''operasyona bir saat sonra başlıyoruz'' dedi. Natsu sabırsız bir şekilde ''niye okadar bekliyoruz hemen dalalım işte'' gray ve gajel da ona katılmıştı. Meredy ''Gerard planı loncanın bütün üyelerinin içerde kalacağı şekilde ayarladı'' erza ''içerde kalacaklarından nasıl bu kadar emin olabiliyor'' dedi. Meredy ''Gerard bana kimliğimi açığa çıkarıp onları üstüne çekeceğini söylemişti.'' Erza buz kesti laxus ''neyse arabaya binip hemen saldıracağımız bölgeleri kararlaştırmalıyız'' dedi. Baş işareti ile onaylayıp iki arabaya bindiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezat savaşı ( fairy tail)
Randombu başka bir sitede fairy taile ozel olarak yazdığım bir fanfic. sizin de beğenmebiz dileğiyle.