Multimedia; Pelin Aksu
iyi okumalar.
Lavaboya ilerlerken, Pelin'i sıkıca tutuyordum. Herkes dışarıda olduğu için dikkat çekmemiştik. Şuan çok kötü bir durumdaydı. Ve konuşacak hali yoktu. Beni tanımıyordu bile. Bende tanımıyorum. Ama onu o haldeyken bir tek ben görmüştüm. Belki bu yaptığım şeyden dolayı birinden dayak yiyecektim ya da daha kötüsü olacaktı. Ama şuan yardıma ihtiyacı vardı. Lavaboya girdikten sonra kapıyı kilitledim. Pelin'in belinden sıkıca tutup, yüzüne su serptim. Boğazı kıpkırmızı olmuştu. Gerçekten güzel bir kızdı. Bunları hak edecek kadar naptığını çok merak ediyordum. Yüzünü bir kaç kez daha yıkadıktan sonra köşede duran sandalyeye oturtturdum. Biraz kendine gelse de, tek kelime etmemişti. Bende diyecek bir şey bulamadığım için öylece ayakta dikildim.
"Neden yardım ettin?" Birden konuşunca afalladım.
"Çünkü yardıma ihtiyacın vardı." Dedim samimi olmaya çalışan sesimle. O kadar soğuk bakıyordu ki, karşısında kendimi bir acayip hissediyordum.
"Genellikle kimse böyle bir durumda yardım etmezde ondan dedim." Tabi ki hiçbir şey anlamamıştım.
"Neden?" Dedim öğrenmek istercesine.
"Yakında öğrenirsin. Yeni olduğun belli. Benim en yakın arkadaşlarım seni tanıştırmak istiyorum. Cesaretli kızları severim. " Belki arkadaş bulmam iyi olabilirdi. Ama onun arkadaşlarıyla, arkadaş olmak biraz farklı olabilirdi. Eğer o bu kadar soğuksa arkadaşları da soğuk olabilirdi. Gözleri dolmaya başladığında, birden ayağa kalktı. Hızla boynuma sarılınca afalladım. Kollarını belime sıkıca sardı. Ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Kollarım şaşkınlıktan öylece durunca kendime gelmeye çalışarak, bende kollarımı sıkıca beline sardım. Belli ki hala aklında o olay vardı. Üzülmesini istemediğim için, o konuyla ilgili tek bir soru daha sormamıştım.
"Ben onu çok seviyorum." Dedi hıçkırıklarının arasından.
"Ve asla sevmekten vazgeçmeyeceğim. O her ne yaparsa yapsın, onu hep sevicem." Ne demek istediğini anlamasamda destek vermeye çalışıyordum işte. Geri çekilip göz yaşlarını sildi.
"Neyse derse girelim. Teneffüste arkadaşlarımla tanıştırırım." Dedi burnunu çekerek. Kafamı sallayıp, lavabodan çıktık. Büyük ihtimalle aynı sınıfta değildik. Biz çıktıktan hemen sonra ders zili çalmasıyla sınıfa girdim. Arda'yı tek başına oturmuş bir vaziyette buldum. Kafasını sıranın içine gömmüştü resmen. Yanına oturup elimle koluna vurdum.
"Kalksana hoca gelecek birazdan." Diye uyardım. Uyarmama rağmen kalkmayınca kafasını vurdum. Uykulu bir şekilde kafasını kaldırdı.
"Ne var kızım ya?" Dedi sitem ederek.
"Hoca gelecek diyorum!" Diye sesimi yükselttim.
"Aman tamam kalktık." Hoca içeriye girince hepimiz ayağa kalktık. Arkadaşların çıkardığı kitaplara bakarsak ders tarihti. İşte şimdi bütün olayları unutup, ders dinleme zamanıydı.
¤¤¤¤~¤¤¤¤
Resmen 40 dakika boyunca işkence çekmiştik. Hoca bir konuşmaya başladı ve zile kadar susmadı. Zil çalınca Arda tekrar uyudu. Bende kalkıp kantine indim. Pelin'in arkadaşlarıyla tanışacaktım. Kantine indiğimde Pelin'i ve arkadaşlarını otururken gördüm. Gidip gitmemekte tereddüt etmedim değil şimdi. Pelin beni görmüş olacak ki eliyle gel işareti yaptı. Utangaç bir şekilde yanına gittiğimde boş olan sandaleyeye yani Pelin'in yanına oturdum. Masada Kaya'yı ve Furkan'ı görünce şaşırdım. Bir kız vardı onu daha önce görmemiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLA VAZGEÇMEM.
Novela JuvenilGüçlü ama aynı zamanda içten kırık bir kız. Kim annesinin ölümüne dayanabilir ki? Ya da babasının ona soğuk davranmasına... Ona tek değer veren ağabeyi bile ondan bir şey saklamaktadır. En yakın arkadaşı Arda ile İstanbul'a taşınıp, yeni bir hayata...