-Adam mısın?-

265 12 2
                                    

Multimedia; Selim BAŞARAN

Rezil olmamak için hızla yerden kalktım. Aslında çoktan rezil olmuştum ama neyse. Bu çocuk sanki o bizim okulda olay çıkaran çocuğa çok benziyordu. Ama çıkartamamıştım.

"Kusura bakmayın!" Dedim hızlı bir şekilde. Bu arada da kaslarını kesmek yerine, yere bakıyordum. Tam konuşacakmış gibi oldu ama arkadan biri seslendi.

"Selimcim nerede kaldın?" Ay bu bir kadın sesiydi. Ve şuan Selim denilen çocuğun üstünde bir şey yoktu. Bunlar yoksa.... Bir dakika en önemlisi de Selim. Demişti. Pelin'in sevgilisiydi bu. İnanmıyorum. Aynı apartmanda oturmamızamı üzüleyim. Yoksa Pelin'e mi? Siz söyleyin? Yüzümü buruşturarak, hızla eve girdim. Güya hava alacaktım. Kapıyı tamamen kapattığıma emin olup, hırkamı çıkartıp askıya astım. Koltukta uyuyan Arda, şuan o kadar masum gözüküyordu ki... Tam odaya çıkacakken;

"Melis nereye?" Dedi Arda uykulu ve yorgun sesiyle.

"Imm odaya gidiyorum, uyumaya." Dedim gülerek.

"Beraber uyusak olur mu? Kendimi iyi hissetmiyorum da." Deyince gülerek kafamı salladım. Yanına yaklaşıp kalkmasına yardım ettim. Maşallah vücudu baya bir kaslı olduğu için odaya kadar eşlik etmek zor olmuştu. Yorganı kenara çekip, ilk önce Arda'yı yatırdım. Sonra bende yanına yatarak, yorganı üstümüze çektim. Kollarını belime sararak, kafamı göğsüne yasladı. Ben de kollarımı sıkıca beline sardım. Uyusam iyi olurdu. Nasıl olsa yarın okul vardı...

¤¤¤¤~¤¤¤¤

Gözlerimi araladığımda farklı bir pozisyondaydık. Ben sol tarafa dönmüş Arda'da arkadan kollarını belime dolamış bir vaziyetteydik. Saat daha erkendi. Acaba neden bu kadar erken uyanmıştım. Aslında bütün gece şu karşı komşu olayını düşünmüştü. Selim bizim karşı komşumuzdu. Bu iğrenç...
Arda rahatsız olmasın diye kalkmadım. Bir süre sonra kendisi uyandı.

"Günaydın prenses." Dedi uykulu sesiyle. Bende ona döndüm.

"Günaydın." Dedim gülerek.

"Saat kaç?" Dedi.

"Daha erken. Nedense erken kalktık." Geç yatmama rağmen erken kalkmıştım. Sonra devam ettim.

"Sen iyi misin? Okula gelebilecek durumda mısın?" Pek kötü gözükmüyordu. Ama genede ne olur, ne olmaz.

"Yok, gelirim herhâlde. Bugün daha iyiyim." Kafamı sallayıp ikimizde kalktık.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra arabaya binip okula doğru koyulduk. Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık. Okula geldiğimizde arabadan indim. Kaya'yı bankta oturur vaziyette gördüm. Beni görünce el salladı. Bende el sallayarak karşılık verdim.

"Şu çocuğu hiç sevmedim." Dedi yanımda yürüyen Arda.

"Neden? Bence iyi çocuk." Kaya gerçekten iyi bir çocuğa benziyordu. Evet, tanışalı çok olmamıştı. Ama çok samimi bir insandı. Furkan, Kaya'ya göre daha soğuktu. Benimle fazla konuşmamıştı. Burcu iyi kızdı. Biraz fazla dedikoducu sanki. Ben dalıp giderken Arda konuştu.

"Ne biliyim. Öyle hissediyorum. Sende fazla takılma. " Kıkırdadım. Beni kıskanıyordu.

"Bakarız." Dedim gülmemeye çalışarak.

"Bakarız falan yok Melis. Sinirlendirme beni." Neden sinirlendiğini anlamasam da, daha fazla sinirlenmemesi için sadece 'tamam' diyebilmiştim. Arda çok iyi biriydi. Ama sinirlendiği zamanda iyi sinirlenirdi. Sınıfa girdiğimizde hoca daha girmemişti. Sıramıza oturup hocayı beklemeye başladık. Görünüşe göre ders edebiyattı. Sınav zamanında ben ne yapacağım hiç bilmiyorum. Eski okulumda gayet başarılı bir öğrenciydim. Sınav notlarım iyiydi. Öğretmenlerim her zaman takdir ederdi. Umarım bu okulda da başarım aynı şekilde devam eder. Hocanın gelmesiyle herkez ayağa kalktı. Evet şimdi ders dinleme zamanı!

ASLA VAZGEÇMEM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin