-Mezar-

214 11 0
                                        

İyi okumalar.

"Melis!!"

"Hadi canım kardeşim uyan!"

"Bak okula geç kalacaksın!"

"Lan Melis!" Kafamda yankılanan seslerden rahatsız olup, kafama kadar çektiğim yorganı açtım. Uykulu gözlerle ağabeyime baktım.

"Ağabey daha güzel uyandıramaz mısın?" Dedim kafamı tekrar yastığa koyarak.

"Melis mahallede bomba patlasa sen zor uyanırsın emin ol." Oflayarak kalktım. Neden okul var Allah'ım? Banyoya girerek, elimi yüzümü yıkadım. Ağabeyim neden erken kalkmıştı acaba? Yavaş adımlarla aşağıya indim. Öyle hemen uyanabilen bir kız değildim. Ağabeyimin kahvaltı hazırladığını görünce, güldüm. Kıyamam ya!

"Aman da aman birileri kahvaltımı hazırlamış." Dedim yanına yaklaşarak.

"Sürpriz yapayım dedim." Ağabeyim annemden sonra baya bir hamaratlaşmıştı. Yani kahvaltı hazırlar, akşam yemeği bile yapardı.

"Ellerine sağlık canım ağabeyim. Ben Ardayı uyandırmaya gideyim." Dedim merdivenlere adım atarken.

"Arda ekmek almak için markete gitti." Dedi.

"Maşallah benden önce uyanmışsınız." Dedim gülerek.

"Kaç kere seslendik uyanmadın." Dedi sitem ederek. Evet haklıydı. Ben öyle kolay uyanamazdım. Yukarıya çıkıp, okul üniformalarımı giyindim. Hazır olayım bari. Giyindikten sonra odamın camından dışarıya baktım. Hava her zaman ki kötüydü. Zaten kış mevsimindeydik. Normaldi yani. Tam çıkacakken, dışarıda Ardayı gördüm. Yanında ise Selim! Ama sakinlerdi sanki. Eğer onlar kavga etmeden konuşuyorlarsa Dünya'nın sonu gelmiş demektir. Ama Arda'nın sinirlendiğini buradan görebiliyordum. Eğer şimdi yanlarına gidersem, ağabeyim şüphelenirdi. Zaten kavga edeceklermiş gibi durmuyorlardı. Çantamı elime alıp aşağıya indim. Kapı çaldığında, Arda'nın gelmiş olduğunu anlayıp, kapıya koştum.

"Ben bakarım ağabey." Dedim kapıya ilerlerken.

"Tamam Melis." Dedi ağabeyim. Kapıyı açtığımda, Arda karşımda ekmekle duruyordu. Ve kısa kolluydu! Üşümüyor muydu bu çocuk?

"Günaydın Melis." Dedi içeriye geçerek.

"Günaydın. Neden soğuk hava da kısa kollu ile dışarıya çıktın?" Dedim ekmeği elinden alıp, masanın üstüne koyarken.

"Üşümüyorum." Dedi kısaca.

"Hasta olursan görüşürüz ama." Dedim gülerek.

"Sen bakarsın bana." Dedi gülüp. Tabii ki bakardım.

"Öhöm öhöm." Diye yanımıza geldi ağabeyim. Arda ile yakın olmamıza pek alışamamıştı aslında. Belli etmemeye çalışarak güldüm. Arda da anlamış olacak ki gülmemek için dudaklarını bastırdı. Sonra hep beraber masaya oturduk. Cidden acıkmıştım. Hızlı bir şekilde yemeğe başladım. Maşallah ağabeyim de neler hazırlamış öyle.

Masayı topladıktan sonra kapıyı açıp gidecekken, ağabeyim konuştu;

"Ben bırakayım sizi okula bugün." Kaşlarımı çattım.

"Hayırdır Ağabey?" Dedim ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken.

"Hiç değişiklik olsun. Yukarıdan ceketimi alıp geliyorum." Deyip yukarıya çıktı.

"Kesin Burcu için." Dedi Arda koluma vurarak. Haklı olabilirdi. Bende öyle düşünüyordum.

"Bence de." Ağabeyimi beklemeden, apartmandan çıktık. "Bugün aşağıda Selim ile ne konuştun?" Dedim sakince sorarak.

ASLA VAZGEÇMEM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin