2. Bölüm

2.6K 43 3
                                    

Kocaman bir gerinmenin ardından gözlerimi yavaşça araladım. Odama daha önce hiç bu kadar güneş ışığı girdiğini fark etmedim. Yüzümde aptal bir gülümsemenin hala var olduğundan emin olduktan sonra yatakta doğrulup oturdum. Gözlerimi ovuştururken korkmama sebep olan o cümle kuruldu.

"Günaydın canım."

Korkuyla yerimde sıçradım. Sadece sıçramakla da kalmadım tabi küçük bir çığlık da bıraktım odanın içine. Ne olduğunu anlayamadım. Kafamı çevirdiğimde karşımda Yeliz'i görmemle iyice korktum.

"Öldüm mü ben?" sorusu ağzımdan benim isteğim dışında çıktı. Tatilde ve otel odamda olduğumu daha da önemlisi yalnız olduğumu düşündüm. Dün gece yatağa yalnız girdiğimden eminim. Odaya da kimseyi almadım değil mi?

Yeliz kahkaha atmaya başladı. "Kızım delirdin mi sen ne ölmesi? Daha önümüzde kocaman bir tatil ve bunun beraberinde hazırlanman gereken bir üniversite sınavın var. Bu kadar acele etme bence." derken bile gülüyordu Yeliz. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kendimi etrafı izlerken buldum..

Yeliz'i görmemin mutluluğu ve şaşkınlığını üzerimden atmam birkaç saniyemi aldı. Sevgili kuzenim zavallı Yeliz benim kafayı yediğimi düşünüyor olması gerekirdi. Ama o şekilde düşünmediğine eminim.

Daha dün gelmiştim Almanya'dan. Bunun şaşkınlığını yaşamıştım az önce de. Yeliz'e umursamaz bir bakış atıp banyoya attım kendimi. Yüzüme vurduğum soğuk su beni kendime getirmeye başladı. O an aklıma geldi, babaannemin evinde olduğum.

Babam ve ben Almanya'da yaşıyorduk. Babamın Almanya'da çalıştığı şirketin başka bir şubesi Türkiye'ye açılmış ve bu şirketin başına da babamı göndermeye karar vermişler. Bu yüzden babamın Türkiye'ye dönmesi gerekti. Çalıştığı reklam şirketinde iyi bir üne ve beceriye sahip olması, bizi Türkiye'ye postalamalarına neden oldu. Bu yüzden patronundan nefret ediyorum.

Babam yaklaşık bir ay önce geldi Türkiye'ye. Bende okulumun bitmesini bekledim. Almanya'da yalnız geçirdiğim bir ay kendimi harika ve özgür hissetmemi sağladı.

Okuluma bir sene ara verme kararı aldım ve babam da bunu saygıyla karşıladı. Bir seneyi kendime ayırmak ve bu zaman zarfında üniversite sınavına hazırlanmak için de söz verdim tabi. Bu kendime vakit ayırma işlemine okullar biter bitmez başlayıp, tek başıma iki haftalık bir tatil yaparak başladım. Babam itiraz etmediği için iki haftalık Avrupa turlarından birine kaydoldum.

Havluyu elime alıp yüzümü kuruladıktan sonra lavabonun üzerine bırakıp banyodan çıktım. Yeliz hala bana gülümsüyor ve bu durum sinirlerimi bozmaya başladı. Gülümsemesi yüzünden eksilmeden yanıma gelip bana kocaman sarıldı.

Onu incitmek istemiyorum. Bana değer veren bu insanlara kötü davranmamam gerekiyor. Babamdan çok güzel bir terbiye aldım ama genelde bunu uygulamam. Sınırlarımı fazla aşmadan ama o masum kız da olmadan yaşadım hep. Babamın tatlı, şirin ama özgürlüğünü seven başına buyruk kızıydım.

"Yeliz sanırım beni öldürmek üzeresin." dedim kollarının arasından sıyrılmaya çalışırken. Hangi ara gelip bana sarıldığını anlayamasam da, birden beni bıraktı ve gülümsemeye devam ediyordu. "Afedersin canım kusura bakma. Evine hoş geldin." dedi yanağıma minik bir öpücük kondururken. Cevap vermemi beklemeden gülümseyerek odadan çıktı.

Yüzümü yıkamam ayılmama yetmemişti ve kendimi banyoya tekrar attım. Kısa bir duş aldıktan sonra havluyu vücuduma sarıp banyodan çıktım. Eşyalarımı banyoya götürmediğim için odaya geçip valizimi karıştırmaya başladım. Pembe iç çamaşırı takımımı çıkardım. Üzerine giymek için de kot şortumu ve üzerine salaş beyaz bir tişört alıp tekrar banyoya döndüm. Giyinip banyodan çıktım ve odadaki aynada kendime bakarken gülümsedim. Bu görüntümü seviyorum.

Saçlarımı kurutmak için banyoya geri döndüm. Saçlarım uzun olduğu için kurutmam hiç de kolay olmazdı ve şimdi de aynı durumu yaşayacaktım. Yaklaşık on beş dakika kurutma makinesinin sesine maruz kalan kulaklarım daha fazla dayanamadı ve sinirle kurutma makinesini kapattım. Yine sinirle kablosunu katlayıp dolabın içine öylece attım. Saçlarım tamamen kurumamıştı ama ıslak da denemezdi. Aynada kendime bakıp göz kırptıktan sonra kapıya döndüm.

"Aman Tanrım." diye küçük bir çığlık bıraktım banyonun içine. Bu tavrım karşısında kahkaha atarak gülen çocuğu gördüğümde sinirlenmiştim. Kim olduğunu bilmediğim bu çocuk, banyonun kapısında dikilmiş ve beni gözetliyordu.

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin