22. Bölüm

459 19 1
                                    

Gördüğüm kabus nedeniyle panikle gözlerimi açıp etrafıma bakındım. Sırt üstü yatan Demir, dağınık saçları ve tebessüm eden yüzüyle çok huzurlu görünüyordu. Onun yüzünü incelerken gördüğüm kabusu unuttum. Ciddiyim, gerçekten unuttum.
Yüzümde aptal bir gülümsemeyle saate baktığımda yediye geldiğini gördüm. Odanın aydinlanmasindan anlamalıydım.
Yataktaki oturma şeklimi değiştirip yavasca Demir'e biraz yaklaştim. Sakallı yüzüne ellerimi degdirmek istesem de elim havada kaldı. Onu uyandırmak istemediğim için sadece eğilip yüzüne baktım. Dudakları beni kendine çekerken yavasca biraz daha eğildim yüzüne doğru. Sonunda kendime engel olamayıp dudaklarımı onun dudaklarına degdirdim.
Kendimi geriye çekip Demir'in yüzüne tekrar baktığımda yüzündeki gülümsemenin silindigini görünce şaşırdım. 'rahatsız mi oldu acaba?' diye düşünmeden edemedim.
Birkaç saniye gelecekte kocam olacak adama bakıp tekrar dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.
Demir, başının altındaki elini indirip benim olduğum tarafa yavasca dönünce uyandı zannettim. Ama gözlerinin açık olmadığını görünce rahatladım. Az önceki gülümsemesinin yüzünde eski yerini aldığını görünce bende gülümseyerek yatağa yattım. Demir'in yüzüne bakarken ona yaklaşıp kollarının arasına girdim. O da refleks olarak beni sıkıca sararak saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu.
Sinirle kollarının arasından çıkmak için uğraştığım Demir'e baktığımda gözleri kapalıydi. Yaptığım hareket boşa çıkınca bende hareket etmeyi bırakıp yatmaya devam ettim. 'Acaba her yanına yatana sarılıp öpüyor mu?' diye içimden kendimi yerken somurtmadan edemedim.

Gözlerimi açmadan vücudumda kollar hissetmeyince hızla gözlerimi açıp yatağa baktım. Yatağı boş ve babamın pijamalarini sandalyenin üstünde görünce sanırım hayal kırıklığına uğradım. Gözlerimi kapatıp kendimi yatağa geri atınca söylenmeye başladım. "Ne bekliyordum ki? Beni izleyen..." Cümlemi tamamlamadan izlenme içgüdüsu ile gözlerimi açıp odanın kapısına baktım.
"Eee ne bekliyordun? Devam etsene."
Yüzündeki gülümseme artarken yavaş yavaş yatağa yaklaşan Demir'e tereddütle baktım. Kıvırarak düşüncelerimi anlamasina izin vermedim.
"O kadar evimde hatta benim yatağımda yatiyorsun ama bir teşekkür etmek amacıyla elinde kahvaltı tepsisi ile benim uyanmamı beklemiyorsun."
Somurturken içimden söylenmeye devam ettim. 'Katıksız öküz.'
Yatağa ne zaman geldiğini anlamadigim Demir üzerime çıkıp gözlerime bakıyordu. Kalp atışlarım hızlanırken ellerimi göğsüne koyup onu itmeye çalıştım. Kas yığını mübarek bana misin demedi. "Demir!" Kızgınlık ve şaşkınlıkla ona bakarken yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı. "Kahvaltı mutfakta hazır sevgilim. Eğer hemen kalkmazsak, bu odadan cikamayabiliriz."
"Pis sapık." derken onu uzerimden ittirmeme izin verdi. Hızla banyoya girip rutin şeyleri yaptıktan sonra aşağıya indim.
Elinde bir bardak çay vardı ve mutfak tezgahına belini dayamis dışarıyi izliyordu.
O an ne kadar yakışıklı olduğunu düşünerek sesimi çıkarmadan gidip masaya oturdum. Sandalyenin sesiyle gelip karşıma oturduğunda gülümsemekle yetindim.
Kahvaltınin sonunda bana bakıp gulumserken konuştu. "Aksam için nasıl bir elbise giymeyi planliyorsin? "
Duyduğum sorunun şaşkınlığayla
Ona baktım. "Ne için giyinmem gerekiyor?"
Bana inanmayan gözlerle bakarken masanın üzerinden bana edildi. "Sevgilim, bu akşam seni istemeye geleceğiz. Unuttuğunu söyleme."
Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı ile içim sizlasa da gerçekten unutmuşum. Cevap vermeden masadan kalkıp hemen toplamaya başladım. Demir suratı asık halde saatine bakarken bende masanın üstünü bosaltmistim. Kapı zili caldiginda rahatlayarak kapıya gitti. Kimin geldiğini düşünürken ben de Demir'in arkasında kapidaki kadına bakıyordum. Demir konuşmadan kenara çekilip kadını içeri aldı. "Daha once konuştuğumuz gibi, siz evi temizleyin. Saat 4 e doğru pasta börek falan getirilecek."
Kafasını olumlu anlamda sallayan kadın, "Temizlik malzemelerini Nerede bulabilirim?" diye sorunca şaşkınlıkla ona tarif ettim. Kadın gözden kaybolurken Demir belime sarılıp yanağımi öptü. "Ben herseyi hallettim. Sen de gidip kendine zaman ayir. Istersen alışverişe çık istersen, istediğini yap işte. Benim sirkete gitmem lazım. Aksama görüşürüz."
Ben şaşkınlıkla bakarken Demir evden çıkmıştı bile.

Saat ikiye gelirken Taksiden inip kapıya geldim. Kıyafet seçmek biraz fazla zamanımı alsa da sonunda bir elbise ve ayakkabı alıp eve geldim.
Evde kimse yoktu. Gelen kadın mutfak masasına bir not bırakmış. İşini bitirip evden ayrıldığını yazmış. Notu okuyup kendime bir bardak su aldıktan sonra kendimi odama attım. Kisa bir dus alıp sacimi ve makyajımı yaptım.
Saat altıda hersey hazırdı. Aynada kendime bakarken açık kapıdan babam odama girip bana sarıldı. "Çok güzel olmuşsun Birtanem. Hadi salona gidelim, annem seni sorup duruyor."
Aynada son kez kendime bakıp gülümsedim. Uzerimde beyaz bir elbise vardı. Etek kısmını ve üstünü birleştiren, bel kısmında dantel vardı. Yine aynı dantelden elbisenin eteklerinde de vardı. Altına ise pudra renginde sade babetler giydim. Topuklu giymeyi planlasam da bu aksam heyecanlanip düşmekten korktuğum için vaz geçtim.

Aşağıya indigimde babaannem Yeliz ile sohbet ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağıya indigimde babaannem Yeliz ile sohbet ediyordu. Beni gören Yeliz gülümseyerek ismimi söylediğinde, Yağız kafasını telefondan kaldırınca donup kaldı. Diğerlerinin iltifatlarini bor kenara bırakırken, Yağız'ın kıskanç bakışlarını yok sayamadim.
Kapı caldiginda neredeyse koşar adımlarla kapıyı açmaya gittim. Karşımda siyah takım elbiseli Demir'i görünce heyecandan biraz başım döndü. Kapının kenarına tutunup kendime gelince kenara cekilip "Hoşgeldiniz." dedim.
Atıştırmalık lar yenilip Kahveler içildi. Sohbetler edilip sonunda kızımız istendi. Babam fazla zorlamadan hatta babaanneme nispet yaparaktan beni verdi. Demir'in cebinden çıkardığı yüzükleri parmaklarımiza takip kurdeleyi kesen Paşa dede, resmen bizi nisanladi. Bu durum çok komigime gitti çünkü birkaç hafta sonra dugunu yaparız dediler. O zaman nisan yapmanın ne anlamı kalıyor ki?
Kendi kendime bunu düşünüp gülerken büyüklerimizin ellerini öpmek için yöneldik.
Gece bitip kendimi yatağıma attigimda rahatladım. Kısacık duş beni kendime getirmişti ama yorgunluğum gözlerimi esir alırken telefonuma mesaj geldi. Demirden olduğunu düşünerek mesaja baktım.

Kimden: 054. ... .. .. (tabi ki numara yazmayacagim:) )
Tebrik etmem gerekiyor sanırım ama içimden gelmiyor. Çünkü bu durum beni mutlu etmiyor. Neyse iyi geceler.
S.
Tanrım lütfen. Şuan bir de S. ile uğraşamam. Daha düşünmem gereken bir adet nişanlı ve onunla geçirdiğim dün gece var. Sanırım kafayı yememek için çok uğraşmalıyım.

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin