5. Bölüm

803 31 5
                                    


*****

Beni iyice kendine çekerek masaya geri döndük. "Merhaba," deyip adama fazla bakmadan benim sandalyemin yanına yanaştırdığı sandalyeye oturarak "Kusura bakma sevgilim işim yeni bitti." diye açıklama yaptı.

Birkaç saniye sonra karşımızda duran adama bakıp gülümsedi. Tekrar "Merhaba." dedi. Bu konuşmalar İngilizceydi. Adam da hayal kırıklığına uğramış bir şekilde karşılık verdi. "Merhaba."

Kumralla esmer arasında gidip gelen ve kahverengi gözlü yakışıklı sevgilim elini omzumdan indirmiyordu. Tatilde yanmış olduğunu düşünerek kumral demeyi tercih ediyorum. Kaslarını hissettiğimde heyecanlandım. Bana çapkın bir bakış attı ardından. Hafif uzun ve gözleriyle neredeyse aynı rengi taşıyan ama daha mat saçlarının önünü geriye doğru şekillendirmişti. Güneş gözlüğünü saçlarının arasına yerleştirmesi bile ayrı bir havaydı. 'Kendine gel Elisa, şuan bu çocuğa ihtiyacın var ve sen içine düşecekmiş gibi bakmayı kes.'

Kendi kendime kızdıktan sonra karşımdaki adama gülümsedim. Biran önce buradan uzaklaşmamız gerekiyordu. "İzninizle bizim gitmemiz gerekiyor." diyerek ayağa kalktım. Yanımdaki yakışıklı yine çapkınca sırıtarak bana eşlik etti. "Kusura bakmayın, biz yeni evlendik de. Balayımızın geri kalanını otel odamızda geçirmek istiyoruz."

*****

Tüm gücümü kullanarak altta kalan parmaklarımla Yağız'ı gıdıklamaya başladım. Küçükken istediğim şeyi yaptıramayınca kabul edene kadar gıdıklardım. Birkaç saniyenin sonunda pes edip beni bırakınca bir kahkaha attım. "Bu kadar kolay pes edeceğini düşünmemiştim." derken kollarının arasından sıyrılıp ayağa kalktım. Gülümseyerek bana eşlik ederken sarındığı çarşaftan kurtulup ayağa kalktı. Gri pijamasının belini düzeltirken ben onun vücudunda kayboldum. Baklavalarını izlerken neredeyse ağzımın suyu akacaktı.

Yan dönüp kollarını sıkarak kaslarını sergileyen kuzenim, "Biraz da böyle bak." derken kahkaha attı. Yüzüme hücum eden kırmızı renk hücrelerimin etkisiyle kızardığımı anladım. Kolay kolay utanan bir kız değilim aslında. Ukalalık yapıp kıvırırım genelde ama bu kez gerçekten kötü yakalandım. "Babaannem kahvaltıya bekliyor." diyerek kapıya yöneldim. Koşar adımlarla aşağıya inip babaannemin yanındaki yerimi aldım.

Kahvaltı ederken hiçbir şey olmamış gibi kahvaltıma devam edip, aynı anda da Yağız ile sohbet etmeye devam ettim. Bugün gezmeyi planladığımı söylediğimde bana eşlik edebileceğini söyledi. "Ah bu çok güzel fikir, bence de birlikte gezin." Babaannemin sırıtarak kurduğu bu cümle tedirgin olmama neden oldu.

Kahvaltıdan sonra dışarı çıkıp yürümeye başladık. Sabahki espri hiç yapılmamış gibi gülüyorduk. Yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra bir kafeye girdik. Boş masalardan birine ilerlerken, Yağız elini belime attı. Şaşkınlıkla ona bakarken o ise bana gülümsüyordu.

Masaya oturduktan sonra meraklı gözlerle Yağız'a baktım. Onun yaptığıysa, hiç bozuntuya vermeden devam etmek oldu. "Ne istersin canım?" Gözlerimi ona diktiğimde 'Canım mı?" bakışımı attım. O da 'Evet' bakışını atıp elindeki menüye döndü. Düşüncelerim beynimin içinde lunapark eğlencesine dönmüşken ne istediğime karar veremedim. Her zamanki gibi aklıma gelen tek şeyi söyledim. "Bol sütlü ve şekersiz bir kahve lütfen."

Bir saat kadar oturup sohbet ettik. Okuldan, ilişkilerden, aileden, babaannemden hatta Almanya'dan konuştuk. Yağız en son ağzını açtığında yüzündeki ciddiyet beni endişelendirdi. "Uzun zamandır görüşmüyoruz Elisa ve sen çok güzelleşmişsin. İnan bana şuan kuzen olduğumuza nasıl lanet okuduğumu bilemezsin."

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin