21. Bölüm

479 20 5
                                    

Eveeeettttttttt sevgili okuyucular 1000 kişiyi geçtiğimiz için uzuuuun ve güzel bir bölüm sizlerle. umarım beğenirsiniz.

yorum atmayı ve vote vermeyi unutmazsanız yada es geçmezseniz sevinirim :)))))



Sıcak suyun etkisi ile uyuşunca banyodan çıkıp giyindim. Saçlarımı kuruttuktan sonra üzerime hırka alarak kendime kahve yapmaya, mutfağa indim. Evin içinde hiç ışık ve ses olmadığı için sessizce ilerledim.

Kahvemi yapıp kendimi balkonuma, hafif serinletici olmasına rağmen çok güzel olan havaya bıraktım.

'Sadece birbirimizi sevdiğimiz için evleneceğiz sevgilim. Değil mi?'

Kafamda Demir'in kurduğu bu cümle dönüp duruyordu. Kendime 'Ben ne yapıyorum?' sorusunu defalarca sordum. İçine girdiğim bu oyun, gerçekten oyun mu? Yani Demirle evlenmek zorunda değilim sonuçta. O zaman da Yağız herseyi mahfeder.
Düşüncelerimin arasında bogulurken çalan telefon sesi ile kendime geldim. Odaya girdiğimde sesin cantamdan geldiğini anlayıp ona yöneldim. Duvardaki saate gözüm takılınca saatin bire geldiğini gördüm. Saate bakarken telefon sustu.
Telefona baktığımda arayanın Demir olduğunu görünce endişelendim. Umarım kötü bir şey olmamıştır. Tedirginlikle geri aradığımda ilk Calista açtı.
"Uyandirmadim değil mi?"
Sesine yansıyan duyguyu anlayamadım ama beni rahatlatan birşeydi.
"Hayır balkonda oturuyordum sadece. Bu saatte birsey olmadı değil mi?"
Endişelendiğimi anlamış olmalı çünkü iki saniye kadar sessizlik oldu. Şu kısacık zaman diliminde guldugune eminim.
"Biraz sohbet ederiz belki."
Kurduğu tek bir cümle bende tuhaf şeyler hissettirdi.
Demir'in kurduğu cümleleri dinlerken balkon kapısını kapatmak için harekete geçtin.
"Hayır gelme. Dur. Bana sakin yaklaşma."
Geri geri giderken birden banyoya doğru koşup kendimi banyoya kilitledim.
Ah lanet olsun.
Elime baktığımda telefonu göremeyince panikle odada düşürdüğümu anladım. Kalbim hızla atarken telefona nasıl ulaşacağımi düşünmeye başladım.
Beş dakika kadar banyoda dikildikten sonra belki gitmiştir diye kapıyı yavasca araladim. Telefon yatağın ayak ucunda halinin üstünde duruyordu. Siyah li kedi ise yatagimin üstüne kurulmuş uyuyordu. Kapıyı biraz daha aralayinca kedi kafasını kaldırıp direkt bana baktı. Panikle kapıyı tekrar kapatıp kilitledim.
Çocukluğumdan kalma bir korkudur kediler bende. Üstüme atlayıp beni tirmalayan bir kedi yüzünden hastanelik oldum. Yüzümü falan tırmaladi. Sanırım yedi yaşındaydım. O zamandan sonra Kedilere yaklasamadim.
On beş dakika kadar banyoda oturdum. Demir benim için fazlasıyla endiselenmistir. Ne olursa olsun o telefona ulasmaliyim.
Korkuyla yerimden kalkıp kapının kilidini acmadan kapının kolunu tuttum. birden banyonun kapısına zorlandı. "Elisa?"
Demir'in sesini duyunca rahatlama eşliğinde kilidi açıp kapıyı araladim. Aslında niyetim aralamakti ama Demir kapıyı sonuna kadar açıp bana sarıldı. Kalp atışlarını hissettiğimde endişelendim. Ondan ayrılıp yüzünü ellerimin arasına aldım. "Demir iyi misin?"
Bana tekrar sarıldıgında konuşmaya başladı. "Söylediğin son sözler beni korkuttu. Birden sesin gelmeyince sana birsey oldu sandım." Bu kez yüzümü Ellerinin arasına hapseden oydu. "Nerde o? Nasıl birisi? Sana birsey yapmadı değil mi?"
Şaşkınlıkla Demir'e bakarken sorumu yonelttim. "Kim?"
Seni korkutan o adam. Hırsız olmalı." Etrafına bakarken bana sarılmaya devam etti. Gülümseyerek bakislarimi ona çevirdiğimde bana delirmisim gibi baktı. Ondan uzaklaşıp yatağıma oturmak için döndüğümde o hayvanı hala yatar vaziyette yatağımda gördüm. Hatta benim ona baktığımi anlamış gibi kafasını kaldırıp direkt gözlerimin içine baktı.
"Demir!"
Korkuyla Demir'in kucağına atladim. Demir hızla arkasına dönüp etrafı kontrol ederken parmağımi yatağımda yatan hayvana uzattım. "Beni korkutan o. Lütfen onu odadan çıkar." Aglamaya hazır haldeyken Demir'e baktığımda şaşkınlıkla bir bana bir kediye bakıyordu. Ben ne olduğunu anlayamadan histerik bir şekilde gülmeye başladı. Yere düşmemek için boynuna daha sıkı sarılırken, babam uyanmasın diye elimle de ağzını kapattım.

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin