32. Bölüm

330 12 0
                                    

Gece saat ikide çalan telefonla uykum bölündü. Ekrandaki Emir yazısını görünce endişelenip aramayı yanıtladım. "Emir?"

Telaşlı sesiyle Emir beni iyice korkuttu. "Abi." İçimde endişe kırıntıları artarken devam etti. "Abi bizim evin yakınındaki hastahanedeyiz. Elisa'nın durumu kritik."

Elisa'nın durumu kritik.

Bu cümle her şeyi bırakıp yola çıkmama yetiyordu.

Yatığım yataktan nasıl kalktığımı şaşırdım. Elimdeki telefonu eşofmanın cebine sokuşturup. Koltuğun üstünden kazağımı aldığım gibi üzerime geçirdim. Sanki uyumuşumda uykumu almışım gibi bir anda tüm uykum yok olmuştu.
Kendim hazırlanınca. sıra arabanın anahtarını bulmaktaydı.

Nerde şu lanet şeyler...Allah kahretmesin..

Araba anahtarıyla cüzdanı yemek masasının üzerinde görünce, onları elime alıp vakit kaybetmeden evden çıktım.

Hastaneye nasıl geldiğimi hiç bilmiyorum.

Arabayı otoparka bıraktım ama tahminen 2 arabanın park edebileceği bir yere ben tek başıma park etmiştim.

Hastaneye girerken Emir'i aradım.

"Abi?"

"Kaçıncı kat?" diye sordum.

"3017"

İstediğimi aldığım için telefonu kapatıp asansöre yürümeye başladım.

Asansörün çağırma tuşuna basıp beklemeye başladım ama bana inat yapıyormuş gibi aşağı ineceğine yukarı çıkıyordu.

Çare merdivenler...

3017....Üçüncü kat 17 numara...Koş Demir koş...

Hızla merdivenleri çıkınca bir odanın önünde bekleyen Emirle Dedemi gördüm.

Beni ilk gören Dedem olmuştu. Ayağa kalkınca bana bağırmaya başladı.

"NEREDESİN SEN? KARIN BU HALDEYKEN İŞLERİN ÇOK MU ÖNEMLİYDİ? ŞİMDİ ÇOK MU LAZIM İŞ?"

"Dede...ben evden çıkarken bu halde değildi. Bir şeyide yoktu. Bilmiyordum böyle olacağını" dedim çaresizce.

"İyi...artık evden çıkmadan önce bir daha düşünürsün" dedi ve kalktığı koltuğa oturdu.

Bende Emir'in yanına gidip "Nesi var, ne olmuş? Şimdi nasıl?...." diye sorularımı sorarken Emir gülerek sözümü kesti.
Her ne kadar gülmesi sinirimi bozsada bir şey demedim.

"Anladık abi seviyorsunda...bu kadar soruyada birden cevap veremem tek tek sor" diyip bakmaya başladı.

Derin bir nefes alıp "Ne olmuşta hastaneye getirdiniz?" diye sordum.

"Dedemle eve gelince, dedem gelinini görmek istemiş. Odaya çıktığında uyuyormu diye Elisa'ya bakmak için yanına gitmiş. Terlediğini ve titrediğini görmüş. Sonra beni çağırdı. Dedemin yanına çıktığımda Elisanın başındaydı bende yanına gidip baktığımda zor nefes alıyordu ve çok sıcaktı. Aldığımız gibi apar topar hastaneye geldik. Zaten sonrada seni aradım" diye açıklama yaptı.

Bu seferde "Doktor ne dedi?" diye sordum.

"Daha bir şey söylemedi, tetkikler yapıyorlarmış, ona göre bir şey söyleyecekler...." diye anlatırken odadan doktor çıkınca tüm dikkatler ona kaymıştı.

"Elisa KARAN??"

"Evet, ben eşiyim?? Bir şey mi oldu?" diye sordum korkarak.

Doktor açıklama yapmaya başladı. "Eşiniz buraya yüksek ateşten geldi. Eğer biraz daha geç gelseydiniz eşiniz enfeksiyona bağlı havale geçirebilirdi. (Enfeksiyona bağlı havale: boğaz, orta kulak iltahabı gibi enfeksiyonlara bağlı havalelere denir. Titreme, kasılma, nefes alamama gibi etkileri vardır.)
Durumu hala kritikliğini koruyor şuanda ateşini düşürmeye çalışıyoruz"

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin